Son yıllarda ülkemizin karşılaştığı en büyük felaketlerden birini geçen gün yaşadık. AKSA şirketinin, Kalecik’te işlettiği elektrik santrali için tedarik ettiği fuel-oil türü akaryakıtın tesise ikmali sırasında meydana gelen sızıntıdan yaklaşık 100 ton fuel-oil denize akmış ve bölge kıyılarından 7 km’lik bir alan kirlenmiştir.
Son yıllarda ülkemizin karşılaştığı en büyük felaketlerden birini geçen gün yaşadık. AKSA şirketinin, Kalecik’te işlettiği elektrik santrali için tedarik ettiği fuel-oil türü akaryakıtın tesise ikmali sırasında meydana gelen sızıntıdan yaklaşık 100 ton fuel-oil denize akmış ve bölge kıyılarından 7 km’lik bir alan kirlenmiştir. Basında çıkan haberlerden öğrenebildiğimiz kadarıyla işletme, bu kaçağa karşı anında müdahalede yetersiz kalmış ve gerekli ekipmanların olmamasından dolayı da kirliliğin boyutları daha da büyümüştür.
Öncelikle belirtmek isteriz ki bu olay İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) hizmetlerinin ne kadar hayati önemde olduğunu ve hiçbir gerekçeyle ertelenemez olduğunu göstermiştir. Bilinmelidir ki, her işte ve her işletmede farklı derecelerde riskler mevcuttur. İSG hizmetleri çerçevesinde alınacak önlemlerle bu riskler ya tamamen elimine edilirler veya kabul edilebilecek seviyelere indirilirler. Bugün karşı karşıya kaldığımız felaketin içerdiği risk asla kabul edilebilir değildir. Sadece işe ve işletmeye değil tüm halkın malı olan doğaya da onarılmaz zararlar verilmiştir.
Böylesine büyük bir şirketin İSG hizmeti alması ve yöneticilerinin açıkladığı gibi; olması muhtemel böyle kazalara karşı acil durum planları, prosedürleri, ekipleri ve ekipmanları bulundurması şart olmalıdır. Eğer İSG hizmeti alınmışsa ve buna rağmen acil durum planları yazılmamış, acil durum ekipleri oluşturulmamış ve acil durum ekipmanları alınmamış ise bunun adı ihmaldir ve bu ihmal cezasız kalmamalıdır. Hiçbir masraf doğanın tahrip olmasından daha önemli değildir, olamaz da.
“Bir musibet bin nasihatten evladır” atasözünün de anlattığı gibi umarız bu felaketten bir ders alınır ve tüm işyerleri bir an önce İSG hizmeti alarak işyerleri ile ilgili acil durum planlarını hazırlatıp acil durum ekiplerini oluştururlar. Talebimiz, yetkililer tarafından bir yazı ile tüm işletmelerden risk değerlendirme raporlarının talep istenmesidir. Bu talep, 35/2008 sayılı İSG Yasası’nın da bir gereğidir.
Emir TAŞCIOĞLU
İSG Uzmanları Birliği
Başkanı
KAYNAK: http://www.kibrispostasi.com/index.php/cat/35/news/110394/PageName/KIBRIS_HABERLERI