Ali CANSU
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Çağatay Güler, turizm ülkesi diye adlandırdığımız KKTC’nin her geçen gün kirlendiğini bunun önüne geçilmesi için devletin caydırıcı önlemler almasının şart olduğunu söyledi.
Bir süre önce Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği’nin konuğu olarak ülkemize gelen Prof. Güler, KIBRIS’ın çevre sorunları konusundaki sorularını yanıtladı ve önemli açıklamalarda bulundu.
Çağatay Güler, Lefkoşa Türk Belediyesi’ndeki (LTB) grev nedeniyle çevrenin çok kirletildiğine dikkat çekti. Önceki grevde havanın serin geçtiğini ve bunun bir şans olduğunu belirten Güler, ancak havaların ısınmasıyla çöplerin ve lağımların bulunduğu bölgelerde kötü koku ve fare ile aşırı sinek üremeleri olacağına dikkat çekti. Güler “çöpler tam anlamıyla temizlenmez veya yeniden greve gidilirse, atılan ilaçların fazla etkisi olmayacak ve yine sinek ve zararlı böcekler üreyecek” dedi.
Atık sular ciddiye alınmalı
Atık suların arıtımının ciddi olarak ele alınması gerektiğini belirten Güler, şöyle konuştu:
“Eğer atık sular arıtılmadan çevreye verilirse, akut barsak enfeksiyonu dahil bir sürü bulaşıcı hastalık yaygınlaşabilir ve değişik salgınlar çıkabilir. Tifo, ishalli hastalıkların çoğu dışkı ile yayılan parazit hastalıkları, kolera ve buna benzer hastalıklar çok artabilir. AynI zamanda kimyasal kirlilik çok artabilir. Çünkü, biz bir sürü kimyasal maddeyi de lağımlara atıyoruz. Eğer onlar arıtılmadan derelere verilirse ve sulama yapılırsa yetiştirilen bitkilerin yapısına da girebilir. Onların da olumsuz etkilenmesine sebep olabilir.”
Egzoz gazı tehlikeli
Güler, araç egzozlarından çıkan dumanın içerisinde doğrudan sinir sistemini etkileyen, insanlarda denge bozuklukları, beyin hasarlarına ve bazı uzun süreli yozlaştırıcı sinir hastalıklarına yol açabilen maddeler bulunduğunu söyledi.
Egzoz gazlarının içerisindeki bazı maddelerin akciğer kanserine de y ol açabildiğini kaydeden Güler, bu bakımdan egzoz denetiminin önemine işaret etti.
Egzozlardan çıkan dumanın merkez sinir sistemi ile beyni de etkilediğine işaret eden Güler, “Okul servisinde giden çocuklar bunu soluyor; çalışan trafik polislerinin, trafikteki sürücülerin, yoldaki yayaların tümü tehlikededir” dedi.
Ekzoz denetimlerinin ciddi yapılmasının şart olduğunu söyleyen Güler, şöyle devam etti:
“Biz önce kural koyuyoruz. Sonra bu kuralı formalite haline getiriyoruz. Parayı öde diyoruz sonra vazgeçiyoruz. Yani, baştan bir kuralı koyarken sonuna kadar uygulatılacak amacının iyi kavratılması gerekir. Vatandaşın bunu bir yük gibi görmemesi gerekir. Bu vatandaşın güvenini de yitirmesini sağlıyor. Özellikle çocuklar, yaşlılar ve hamile kadınlar olmak üzere, toplumun bütün bireyleri etkilenir. Hele bir de koşacak yer olmadığı için insanlar yollarda koşuyorsa solurken bol miktarda zehir almalarına sebep oluyor. Bizde her şey şekildir. Trafiğin yanında koşmaya gerek yok aslında.”
Vidanjörler sorunu
Vidanjörün atıklarının, arıtım tesisine dökülmesi gerektiğini; halbuki vidanjörcünün kafasına göre boşlukta bulduğu yere atığı döktüğünü anlatan Güler, bunun büyük bir sorun olduğuna dikkat çekti.
Sadece bu konunun bir hükümet politikası olarak ele alınması ve kesin çözüme kavuşturulması gerektiğine işaret eden Güler, “ülkenin geleceği turizmde ise bunun bir zorunluluk olarak görülmesi gerekir”dedi.
Çevreye duyarsız kalması halinde turistin bir yerden sonra sırtını dönüp geri gideceğini, çevreye atılan her şeyin ilerde sahil kirliliğini getireceğini, katil yosunların üremesine neden olacağını anlatan Güler, zamanla diğer canlıların yok olacağı gibi sahillere girilemeyeceğini söyledi.
Tüm bu olumsuzlukların toplu olarak ele alınmasının şart olduğunu kaydeden Güler, bir kere fedakarlık edip sistemin oturtulması durumunda bunun meyvesinin kısa zamanda toplanacağını belirtti.
Avrupa’da cezaya itiraz edilemez
Avrupa’da cezaya itiraz edilemeyeceğine dikkat çeken Güler, şunları ekledi:
“Avrupa’da süpermarketten çıkanlara dikkat edin… Hemen ambalajları açıp süpermarketin konteynerlerine koyarlar. Sebebi nedir peki? Şudur; evindeki çöpe atması durumunda; çöp vergisi artabilir. Çöpün artmasına ödeyeceğiniz çöp vergisine çöpçü karar verir. Bizde böyle şeyler yok. Avrupa’da sistem vardır. Avrupa’da yere kağıt attığınızda arkanızdaki kişi gelip size ‘paketinizi düşürdünüz buyurun’ diye elinize sıkıştırıyor.”
Kuzey Kıbrıs’ta son zamanlarda petrol dolum tesisinin çok konuşulduğunu da kaydeden Güler, “ülkede bol miktarda petrol çıkmış olsa ya da çıkarsa; böyle bir dolum tesisi düşünülür. Ama elalemin petrolü için petrol dolum tesisi yapmaya gerek yoktur” dedi.
Evlere kimyasal sokmak zararlı
Evlerde sineklerin öldürülmesi için püskürtülen ilaçlarıon tehlikeli olduğu uyarısında bulunan Güler, sineklerden korunmanın tek yolunun tel kafes cibinlik olduğunu söyledi.
Güler, “Ellerinizi de normal suyun altında yıkayın yeter. Anneannemizin zamanında bu kadar çok kimyasal yoktu. Onlar pis kadınlar değildi. Onların zamanında her şey sakız gibiydi. Hiç birimiz de hastalanmadık. Hele kimyasal ve böcek ilaçlarını eve sokarsanız emekleme çağında bir çocuk varsa yandı. Bunların çoğu gereksizdir” dedi.
Reklamların ve bir çok tanıtımın insanoğlunu yönlendirdiğine dikkat çeken Güler, evin içine kimyasal madde sokulmadan önce on kere düşünülmesi gerektiğini söyledi.
Penceredeki tel kafeslerin yeterli olduğunu söyleyen Güler, prizlere takılan sıvı sinek öldürücülerin asla bebek odasında ve çocuk olan evde kullanılmaması gerektiğini belirtti.
Evde deodorant da kullanılmaması gerektiğini kaydeden Güler, evi havalandırmanın yeterli olduğunu kaydetti.
KAYNAK:http://www.kibrisgazetesi.com/popup.php/cat/2/news/141906/PageName/Ic_Haberler