Son günlerde birçok bölgede yapılan tüm uyarılara karşın anız yakıldığını görmekteyiz. Anız yakımının yararından çok zararının olması nedeniyle hükümetin anız yakılması yönünde verdiği kararını gözden geçirmesi ve şu anda izinsiz yakılan anızların, arazilerin denetimlerin artırılması gerekmektedir. Anız yakma ile oluşan bitki örtüsü çıplak toprak yüzeyi ilk yıllarda temiz görünümlü, kolay işlenen tohum yatağı hazırlığı açısından bazı çiftçilerimizi yanıltmaktadır. Ancak anız yakma sonucu topraktaki organik maddenin azalmasına bağlı olarak, toprağın geçirgenliği artacağından, aynı kumsal topraklarda olduğu gibi besin maddelerini ve suyu tutamayacaktır. Bu tip topraklar kısa zamanda besin maddelerince fakirleşerek ve suyu yeterince tutamayarak kuraklıktan şiddetli derecede etkilenecektir. Anızların yakılmasıyla kısa vadede sağlanan toprak işleme kolaylığı, uzun vadede verimli tarım arazilerinin su ve rüzgar erozyonu ile çoraklaşmasına neden olmaktadır. Anız yangınlarının tarım toprakları ve çevre üzerine başlıca zararları şunlardır;
• Anızın yakılması ile toprağın 1-3 santimetrelik üst katmanında ısı 50-75 dereceye yükseliyor ve bitkilerin gelişmesi için gerekli olan ve yağış sularının tutulmasını sağlayan, toprağın erozyonla taşınmasını engelleyen besin maddeleri olan humus yakılarak yok ediliyor.
• Topraklarımızda zaten yüzde 1’den daha az olan organik madde, her anız yangınıyla biraz daha azalıyor. Organik madde miktarının azalması toprakları daha verimsiz ve erozyona daha hassas duruma getiriyor. Anız yangınıyla küçük toprak canlıları da yok ediliyor.
• Sap ve anızların yakılması ile bitki büyümesini teşvik eden karbon (C) ve azotun (N) kaybını da artırıyor. Örneğin bir dönüm arazide 300 kilogram anız yandığında 1,5 kilogram saf azot kaybı yaşanıyor. Bu miktar ise ancak 7 kilogram şeker gübresini (Amonyum sülfat) araziye vererek ancak kazanılabiliyor.
• Anızların yakılmasıyla hayvan yemi olarak kullanılmasından başka, birçok yararı olan sap saman yok ediliyor.
• Hayvanların otlak alanlarını yakması,
• Hasat edilmeyen tarım alanlarına sıçraması,
• Toprak içersindeki canlıları ve organik maddeyi yakması,
• Toprakta bitkilere faydalı besin maddelerinin azalması,
• Toprağın su tutma kapasitesinin düşmesi ve çoraklaşması,
• Tarım topraklarında su ve rüzgar erozyonunun artması,
• Doğadaki faydalı canlıları yakılması,
• Orman yangınlarına neden olarak ekolojik dengenin bozulması ve tatlı su kaynaklarının azalması,
• Trafik kazalarına neden olması ve telefon direklerinin yanması,
• Tarımda biyolojik mücadele üzerine yaptığı olumsuz etkiler
• Yakılan anızla birlikte çıkan duman hava kirliliğini arttırmakta, atmosferdeki karbondioksit oranını yükseltmekte ve yol kenarında yakılan anızlar karayollarında görüş mesafesini kısaltarak trafik kazalarına sebep olmaktadır.
• Anız yakma doğal dengeyi bozar. Anız yakılmasıyla doğada yaşayan birçok canlının beslenme, barınma ve korunma ortamı yok olacağından, doğal yaşam tehlikeye girecektir.
Anız yakma yerine göre % 10–15 oranında yarar sağlarken, anız yakmamanın getirisi %85–90 olmaktadır. Çiftçilerimiz anız yakarak alacağı ürünün büyük bir kısmını bir yıl önceden kaybetmektedirler. Kaybolan sadece ürünün miktarı değil, kalitesi ve toprağın verimliliğidir.
Anız yakma, çiftçilerimize konunun açık olarak anlatılamamasından kaynaklanmaktadır. Hiçbir çiftçi emeğinin ucuza gitmesine ve havaya savrulmasını istemez. Bir yıl süresince ailece verdiği emeğin anız yakarak boşa gittiğinin bilincine varırsa hiçbir güç çiftçiye anız yaktıramaz.
KTMMOB
Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu