Beşparmakları bir baştan bir başa kemiren, yüzyılın çevre felaketi taşocaklarıyla ilgili radikal tedbir alan yok. Devlet yetkilileri, sadece bölgede denetleme yapıp vaatlerde bulunarak günü geçiştirmeye çalışıyor TAŞ OCAKLARINA SÜRPRİZ DENETİM… Taş ocakları, yüzyılın çevre felaketi olarak KKTC’nin alnında kara bir leke gibi duruyor, ancak bu soruna çözüm bulun da yok. Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Mustafa Gökmen dün beraberindeki heyetle bazı taş ocaklarında sürpriz denetim yaptı. Gökmen, taş ocakları işletmecilerinin doğaya verilen zararı en alt düzeye indirmek ve görsel kirliliği engellemek amacıyla bakanlık tarafından belirlenen ve Avrupa Birliği normlarının öngördüğü kriterlere uyma uğraşı içerisinde olduğunu söyledi. Gökmen, kriterlere uymayanların ruhsatlarının iptal edileceğini de sözlerine ekledi
NORMLARA UYMAK ZORUNLU… Boğazköy, Dikmen ve Güngör yakınlarındaki taş ocaklarında dün denetim yapan Bakan Gökmen, incelenen ocaklardan iki tanesinin örnek sayılabileceğini, bir tanesinin ise kriterleri yerine getirmeye başladığını söyledi. Gökmen, belirlenen kriterlere göre işletme yapmayanın işini sürdürme şansının olmayacağını belirtti
Yüzyılın çevre felaketi olarak anılan taş ocaklarının yarattığı tahribat her geçen gün büyürken, devlet yetkilileri de göstermelik denetimlerle günü kurtarmaya çalışıyor.
Taş ocakları, Beşparmak Dağları’nı bir boydan bir boya için için kemirirken, devlet bu yönde radikal bir tedbir hala alamıyor.
Kamuoyunun aylardır süren tepkilerine rağmen taş ocakları çevreyi katletmeye devam ediyor; yetkililer ise bu konuda hala denetimlerini sürdürüyor.
Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Mustafa Gökmen, dün, beraberindeki heyetle, Boğazköy, Dikmen ve Güngör yakınlarındaki taş ocaklarında sürpriz denetimler yaptı.
Gökmen, incelenen ocaklardan iki tanesinin örnek sayılabileceğini, bir tanesinin ise kriterleri yerine getirmeye başladığını belirterek, “belirlenen kriterlere göre işletme yapmayanın işini sürdürme şansı olmayacak” dedi.
Gökmen, taş ocakları işletmecilerinin doğaya verilen zararı en alt düzeye indirmek ve görsel kirliliği engellemek amacıyla bakanlık tarafından belirlenen ve Avrupa Birliği normlarının öngördüğü kriterlere uyma uğraşı içerisinde olduğunu söyledi.
Gökmen’in, Boğazköy, Dikmen ve Güngör yakınlarında yaptığı inceleme gezisine, Jeoloji ve Maden Dairesi Müdürü Mustafa Alkaravlı ve Çevre Koruma Dairesi Müdürü Hülya Altan da katıldı.
Gökmen incelemeleri sırasında yaptığı açıklamada, “Çalışanına değer veren ve Çevre Etki Değerlendirme kriterlerini harfiyen yerine getiren, çevreye saygılı bir şekilde işletilen işletmelerin çoğalması için çalışıyoruz” dedi.
“Stabilize malzemeler en büyük görsel kirliliği yaratıyor”
Çevre ve işletmecilik kriterlerinin pek çoğunu uygulayan işletmeciyi kutlayan Gökmen, taş kırma işleminde ortaya çıkan ve atık olarak nitelendirilen kırmızı renkte stabilize malzemesinin en büyük görsel kirliliği yarattığına dikkat çekti.
Taş ocağı çalıştırıcılığının bu zamana kadar gelişi güzel yapıldığını, uyulması gereken kriterlerin bulunmadığını ifade eden Gökmen, 2008 Ocak’tan itibaren, bir kriterler manzumesi ile puanlama sistemini hayata geçirdiklerini anlattı.
Kriterlerin hayata geçirilmesinden önce ocaklarda teraslama (basamak) sisteminin kullanılmadığını ve çalışma sonunda geriye büyük bir görsel kirlilik yaratan aynalar (60-70 metre yüksekliğinde dikeyler) bırakıldığını belirten Gökmen, teraslama sisteminde, 10 metre yüksekliğinde basamaklar yapıldığını ve bu basamakların ağaçlandırıldığını, ağaçların da zamanla yaratılan görsel kirliliği kapattığını anlattı.
Başka bir tesiste yaptığı incelemede de teraslama sistemine uyulduğunu ve tesis sahibinin işletme alanına 10 bin ağaç diktiğini görmekten mutlu olduğunu söyleyen Gökmen, bu tür işletmecilerin çoğalması dileğinde bulundu ve onları kutladı.
ÇED’e uymayanların ruhsatları iptal edilecek
Bakan Gökmen taş Ocaklarına yaptığı ziyaretten sonra yaptığı açıklamada, incelenen ocakların 2 tanesinin örnek sayılabileceğini, bir tanesinin ise kriterleri yerine getirmeye başladığını belirtti.
Habersiz olarak ziyaret edilen işletmeden özellikle memnun ayrıldığını ifade eden Gökmen, “10 bin fidan diken ve de bakımını yapan bir işletme görmüş olmamız beni memnun etti” dedi.
Gökmen, eski yasalara göre bir taş ocağının, ancak orada ölümcül bir iş kazası nedeniyle kapatılabildiğini, doğa tahribatına önem verilmediğini ancak bugün Çevre Yasası’na göre Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) kriterlerini yerine getirmeyen işletmelerin ruhsatlarının Bakanlar Kurulu kararıyla iptal edilebileceğini anımsattı.
Bakan, “ÇED kriterlerine uymayan, uymamakta ısrar eden taş ocağını kapatma yetkimiz var. Bu yetkimizi İpsaro gerçeğinde sergiledik. İpsaro Alçı Dağı’nda 7-8 firmaya işletme için ruhsat verilmişti. Çevreci örgütler ve halkın yoğun baskısı sonucunda ruhsatların iptali sağlanmıştır. 2008 Ocak’tan itibaren yürürlüğe koymuş olduğumuz AB kriterleri puanlama sistemine uymayan Taş Ocağı işletmelerini de kesinlikle kapatabileceğimizi söyleyebilirim” dedi.
Puanların altına düşenlerin izinleri iptal
Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı Ocak 2008’de, taş ocağı ruhsat yenilemeleri için işletme ve çevre kriterleri içeren 36 maddelik bir değerlendirme sistemi hayata geçirmişti. İşletmelerin ruhsatları yerine getirdiği kriterlere göre 1 ile 5 yıl arasında uzatılıyor, belli bir puanın altında tutturan işletmelerin ruhsatı ise iptal edilebiliyor.
Ruhsat yenilemek için kriterleri ancak sınırlı bir ölçüde yerine getiren bir taş ocağı işletmecisinin, taş ocağı çalıştırılması için seçim arifesi ruhsat aldığını ancak işletme konusunda kendilerine yol gösterilmediğini anlattığına işaret eden Gökmen, söz konusu işletmenin bile önemli kriterlerden biri olan teraslama işlemine başladığını gözlemlediklerini söyledi.
Gökmen, “Taş ocağı işletmeleri normlara ayak uydurma çabası içerisindedir” dedi.
2004, 2005 ile 2006 yıllarında ülkede yoğun bir yapılaşma yaşandığını, ülke ekonomisinde yüze 15’lik bir büyüme yaşandığını, bu dönemde Taş Ocağı işletmelerinin büyük yatırım yaptığını kaydeden Gökmen, bunun sağlıklı bir büyüme olmadığını, ocaklarda pek çok malzemenin alıcı beklediğini, üretim olmadığı için de teraslama çalışmasının yapılamadığını söyledi.
Kuruyan çamların yerine harnup, zeytin
İnceleme gezisi esnasında gözlemlenen kurumaya yüz tutmuş çamlara da değinen Bakan Mustafa Gökmen, 2008’de ekilen çam ağaçlarının kuraklıktan dolayı yüzde 70-80’inin kuruduğunu belirterek, ağaç ekim döneminde ağaç tür seçiminde bir değişikliğe gidileceğini kaydetti.
Gökmen, bu yıl kuruyan çam ağaçlarının yerine kuraklığa daha dayanıklı türler olan zeytin ve harnup ağaçları dikmeyi hedeflediklerini kaydetti.
Alkaravlı: Taş ocakları rutin olarak kontrol ediliyor
Jeoloji ve Maden Dairesi Müdürü Mustafa Alkaravlı da TAK muhabirine yaptığı açıklamada, taş ocaklarının rutin olarak kontrol edildiğini, ruhsat yenilenmesinde ise işletmelerin kriterlere göre denetime tutulduğunu kaydetti.
Bugüne kadar 5 işletmenin denetlendiğini ve alınan puana göre ruhsatlarının yenilendiğini kaydeden Alkaravlı, bir işletmenin 5 yıl, bir işletmenin 3 yıl, iki işletmenin 2’şer yıl bir işletmenin ise izninin 1 yıl uzatıldığını ifade etti.
“Tüm işletmeler kriterlere uyma uğraşısındadır” diyen Alkaravlı, tüm işletmelerde teraslama ve toz çıkmasını önleyici su püskürtme siteminin oluşturulması yönde çalışmalar olduğunu kaydetti.
Kriterlerin uygulanması konusunda en büyük sorunun ekonomik durgunluk olduğunu ifade eden Alkaravlı, işletmelerin ellerinde çok malzeme bulduğu için üretimi durdurmak zorunda kaldığına işaret etti.
Mustafa Alkaravlı, durgunluk aşıldığı, üretime geçildiği takdirde teraslama işlemlerinin hız kazanacağını kaydetti.