Çöpten ülkeye döndük

Yerleşim birimleri dışında kalan arazilerin çöplüğe dönüşmesi yetmezmiş gibi şehir içlerinde de inşaat atıkları, asbest, hayvan ölüleri ve çürümüş meyve-sebzelerin dökümüyle çöplük alanlar oluşturuldu
YETKİLİLER DUYARSIZ… Yerleşim birimleri dışında kalan birçok yerin çöplüğe dönüştürülmesi yetmezmiş gibi, şehir içlerinde de yer yer çöplükler oluşturuldu. İnşaat atıklarının yoğunlukta olduğu çöplerin boş arazilere dökülmesiyle çevre ve sağlığımızı tehdit eder görüntüler karşısında yetersiz kalan yetkililer de duyarsız davranmakla suçlanıyor

Ayşe GÜLER-İpek BENLİOĞLU

Yerleşim birimleri dışında kalan birçok yer, çevreye duyarsız kurum, kuruluş ve kişiler, tarafından çöplüğe dönüştürülmesi yetmezmiş gibi şehir içlerinde de yer yer çöplükler oluşturuldu.

İnşaat atıklarının yoğunlukta olduğu çöplerin boş arazilere dökülmesiyle çevre ve sağlığımızı tehdit eder görüntüleri her yerde görmeye başladık.

İnsan sağlığını tehdit ettiği gerekçesiyle Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı tarafından yasaklanan asbestler, çöplüklere atılması gereken yerde Lefkoşa’nın göbeğindeki dere yataklarına atılan atıklar, Dumlupınar bölge halkının tepkisine yol açıyor.

“Dereye bırakılan çöplerin yarattığı pis kokular ve sinekten kapımızın önüne çıkamaz olduk” diyerek yetkililerin duyarsızlığından yakınan bölge halkı, dere yatağına kimliğini tespit edemedikleri kişilerce atılan asbest ve çöplerden dolayı sağlıklarından endişe duyduklarını belirtti.

Bölge halkı, “devletin insan sağlığına zarar verdiği gerekçesiyle yasakladığı asbestler nasıl olur da çevresinde birçok evin bulunduğu bir dere yatağına bu kadar kolaylıkla bırakılıyor anlamış değiliz” diyerek, yetkililerden bu yönde tedbir almalarını istediler.

Duyarsız vatandaşların yarattığı çevre kirliliğinden rahatsız olan vatandaşlar rahatsızlıklarını şöyle aktardı:

A.Volkan AVCI: Yaklaşık 2 yıl önce bu bölgeye taşındık. Taşınmadan önce bölgede bu kadar çöp ve pislik yoktu, dere yatağı ise bu derecede dolu değildi. Son 1 buçuk yıldır evlerimizin arkasında bulunana dereye sürekli kanser maddesi içeren asbest dökülüyor. Bu yüzden balkonumuza çıkıp oturamaz, penceremizi açamaz olduk. Geceleri kokudan ve sineklerden uyuyamıyoruz. Çocuklarımızın ve bizim sağlığımızın tehlikede olduğu ortada. Gereken yerlere başvurmamıza rağmen bu sorunu çözmek adına herhangi bir adım atılmadı. Biz de bölge haklı olarak sesimizi duyurmak için imza kampanyası başlattık.

Kemal BAĞCI: Yeni ev aldık, ama bölgedeki dere yatağının pisliğinden dolayı rahat edemiyoruz. Sürekli sinek var. Herhangi bir ilaçlama olayı yok. Etraf sürekli pislik içinde. Küçük çocuklarım var ve dışarıda oynamak istiyorlar. Fakat çevredeki asbestlerden ve pis atıklardan dolayı dışarıya çıkmalarına izin vermek yerine başka bölgede oturan kız kardeşime götürmeyi tercih ediyorum. Her defasında çocuklarımı başka yere mi götüreceğim? Bu durum daha ne kadar böyle devam edecek bilmiyoruz. Günden güne dereye atılan pislikler çığ gibi büyüyor. Bir an önce çözüm bulunmasını istiyoruz.

Ege DENİZER: Burası Lefkoşa’nın göbeği olmasına rağmen neden hiçbir yetkili bu sorunla ilgilenmiyor anlamış değiliz. Dere yatağındaki çöp atıklarından ve asbestlerden dolayı sağlımız tehlikede. Aklınıza gelebilecek her türlü madde dereye umursuzca dökülüyor. Kimsenin bölge halkını düşündüğü yok. Evimizin arkasında bulunan bahçeye dere yatağından sürekli fareler geliyor. Bundan dolayı bahçeye bile çıkamaz olduk. Çocuklarımızın sağlığından endişelendiğimiz için onları eve kapatmış durumdayız. Kanser maddesi içeren asbestler nasıl olur da evimizin dibine düşüncesizce dökülebilir?

Atay ARKAN: Buradaki çevre kirliliği günden güne büyüyor. Lefkoşa’nın göbeğinde böyle bir manzara inanılmaz. Bu sorunu ortadan kaldırmak için yetkililere bildirdiğimiz halde hiçbir sonuç elde edemiyoruz. Kısa bir süre içinde sorunu çözmek adına herhangi bir şey yapılmazsa burası Dikmen çöplüğünü geçecek. Sürekli dereye bırakılan ölü hayvan atığı görmekten bıktık. Pis kokulardan ve sineklerden kapı, pencere açamaz olduk. Eğer dere yatağı doldurulmak isteniyorsa başka bir yola başvurulsun. Çünkü bu durum içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Ailemim ve komşularımın sağlığından endişe duyuyorum.

Mustafa VARAN: Bulunduğumuz bu durumdan artık usandık. Dere yatağının çevreye verdiği zarar günden güne büyüyor. Bahçemiz var ama kokudan ve sinekten bütün gün klimanın altında oturmak zorunda kalıyoruz. Kanserojen madde içeren asbestler sürekli dökülüyor. Asbestin insan sağlığına verdiği zarardan daha az etkilenmek için pencerelerimizi kapalı tutuyoruz. Bu kadar insanın yaşadığı bir bölgeye bunlar nasıl dökülebilir? Bu sorun ancak dereye atıkları döken kişilerin bulunmasıyla çözülecektir. Bunun içinse belediye zabıtalarının bu bölgeye görevlendirilmesi gerekir.