Çevre Koruma Dairesi Müdürü Hülya Altan, katı atık sorununun ülkedeki en önemli çevre sorunlarından biri olduğunu belirterek, bu soruna çözüm getirecek ve Kıbrıslı Türklerin çevre güvenliğini Avrupa Birliği (AB) seviyesine çıkaracak Katı Atık Master Planı’nın uygulanmasına başlandığını bildirdi.
Ülkede bugüne kadar çöplerin “vahşi depolama” usulü ile gömüldüğünü ve düzenli bir toplama ve bertaraf sistemi bulunmadığını belirten Hülya Altan, 2012 yılında tümüyle uygulamada olacak planın AB ve yerli uzmanlar tarafından AB standartlarına göre hazırlandığını ifade etti.
27 Şubat 2008’de Bakanlar Kurulu tarafından onaylanan ve AB finansmanı ile hazırlanan söz konusu master planda ülke genelinde 1 tane çöp toplama merkezi oluşturulmasının, bunun da ülkenin her köşesine eşit uzaklıkta olduğundan Güngör bölgesinde olmasının tasarlandığını belirten Altan, planda Gazimağusa’da da bir aktarma istasyonu kurulmasının öngörüldüğünü kaydetti.
“2012 yılına kadar ülke genelinde bulunan 75 çöp depolama alanı, küçükten büyüğe doğru birer birer kapatılacak” diyen Hülya Altan, merkezi çöp depolama sahası için çalışmaların başladığını, Çevre Etki Değerlendirme Projesi’nin ise hazırlanmakta olduğunu ifade etti.
Çevre Koruma Dairesi olarak görevlerinin doğru çözümleri bularak gereken yasaları geçirmek olduğunu belirten Altan, ancak projelerin uygulanmasının ilgili kurumların işbirliği ile mümkün olabileceğini söyledi.
Katı Atık Master Planı’nın, planda öngörülen çöp toplama merkezinin fiziki alt yapısının ve Çevre Etki Değerlendirme Projesi’nin hazırlanmasının Avrupa Birliği Mali Yardım Programı’ndan finanse edildiğini kaydeden Hülya Altan, ancak uygulama aşaması için gerekli işbirliği ve finansmanın KKTC kuruluşları tarafından yapılması gerektiğini söyledi.
Altan, çöp toplama ve bertaraf işlemlerinin Kıbrıs Türk Belediyeler Birliği tarafından bir şirkete verilmesi gerektiğini ve bunun finansmanının da bulunması gerektiğini kaydetti.
Personel eksikliği
Katı Atık Master Planı’nın uygulaması aşamasında kontrol ve denetimin Çevre Koruma Dairesi’nin yetkisinde olduğuna, ancak yapılması gereken işlerin gerçek anlamda yapılabilmesi için personel yetersizliğinin giderilmesi gerektiğine işaret eden Hülya Altan, denetimlerin yapılması, bilgi toplanması/işlenmesi ve halkın bilinçlendirilmesi çalışmalarının mevcut kadro ile yapılmasının mümkün olmadığını ifade etti.
Personel alımı için gereken yasanın hazır olduğunu, sadece kadroların doldurulması gerektiğini belirten Altan, çevre sorunlarının dünyanın genelinde ciddi bir sorun olduğuna, bu sorunların aşılması için stratejik kararlar alındığına işaret ederek, “Bunları takip edip burada da uygulamaya koymamız lazım” dedi.
Hülya Altan, “Çevre sorunlarının daha doğru ve hızlı çözümlenmesi isteniyorsa, kadro ve teknik donanımların güçlenmesi gerekir” dedi.
AB ile uyum çalışmaları
Avrupa Birliği yasaları ile uyum çalışmaları çerçevesinde Çevre Koruma Dairesi’nin çalışma konularının; doğal hayat, katı atık, atık sular, hava kalitesi ve çevre etki değerlendirme olarak tekrardan belirlendiğini ve dairenin de buna göre yeniden yapılandırıldığını ifade eden Altan, AB Mali Yarım Programı’nın da önemli bir bölümünün çevre sorunlarına ayrılmış olduğuna dikkat çekti.
Tehlikeli atıklar ve atık ihracatı
Çevre Koruma Dairesi Katı Atık Şube Sorumlusu Nuran Uğursev de, bazı katı atıkların ihraç edilmesi konusunda Türkiye’nin de taraf olduğu uluslararası anlaşmalara kısıtlama getirildiğini, buna göre bazı atıkların bir ülkeden diğer bir ülkeye ihraç edilemeyeceğini belirtti.
Bakır, çelik, demir gibi hurda metallerin ve karton gibi kağıt malzemelerin ihracının serbest olduğunu, plastiklerin ise ihraç edilmeden önce belli bir işlemden geçmesi gerektiğini ifade eden Uğursev, bazı atıkların yanında tehlikeli atıkların da ihraç edilmeden bazı işlemlerden geçmesi gerektiğini, bazılarının ise ihraç edilmesinin mümkün olmadığını söyledi.
Nuran Uğursev, Katı Atık Master Planı’nın evsel atıkların toplanmasını ve bertaraf edilmesini kapsadığını; tıbbi atıklar, bitkisel yağlar, makine yağları, piller ve kimyasallar gibi tehlikeli atıkların toplanması ve bertaraf edilmesi için ayrı ayrı tüzüklerin hazırlanması ve uygulamaya konması gerektiğini söyledi.
Tüzüklerin hazırlanması için Çevre Yasası’nın tadil edilmesi gerektiğini, çünkü yasanın sadece Tıbbi Atık Tüzüğü’nün yapılmasına olanak sağladığını kaydeden Uğursev, hazır olan Tıbbi Atık Tüzüğü’nün uygulanmasında ise altyapı eksikliği bulunduğunu ifade etti.