7 sivil toplum örgütü ile 13 kamu kuruluşundan temsilcinin yer aldığı Çevre Danışma Kurulu, 2007 yılı raporunu hazırladı:
İbrahim DİRAN- TAK
Kamu kuruluşları ve sivil toplum örgüt temsilcilerinin oluşturduğu Çevre Danışma Kurulu’nun hazırladığı 2007 yılı raporu, ülkedeki çevre sorunlarını irdelerken, çözüm önerilerini ve sorumlu kurumların hangileri olduğunu da içeriyor.
Çevre sorunlarına karşı alınması gereken önlemler hakkında öneri ve çalışmalara etkinlik kazandırmak amacıyla derlenen, raporda, ülkeyi tehdit eden en önemli çevre sorunları; “Doğal Hayat ve Ekosistemler”, “Enerji”, “Gıda Güvenliği” ve “Çevre Kirliliği” olmak üzere 4 ana başlık altında düzenlendi.
Doğal yaşam
Yedi sivil toplum örgütü ile 13 kamu kuruluşundan temsilcinin yer aldığı Çevre Danışma Kurulu’nun hazırladığı raporda, doğal yaşamla ilgili sorunlar; “dere ve dere yatakları, nesli tükenmekte olan yaban hayvanlar, kıyı şeridi, milli parkların korunamaması, hali ve orman arazilerinin özelleştirilmesi ve genetiği değiştirilmiş organizmalar” olarak sıralanıyor.
Dere ve dere yataklarından Çevre Koruma Dairesi, Şehir Planlama Dairesi, Jeoloji Maden Dairesi, Orman Dairesi, belediyeler ve kaymakamlıkların sorumlu olduğu belirtilen raporun öneriler bölümünde ise, “dere ve dere yatakları konusunda korumaya yönelik tedbirlerle yasaların güncelleştirilmesi, dere ve dere yataklarının yeniden haritalanması, halkın bilinçlendirilmesi ve dere ile dere yataklarının kamulaştırılması yer alıyor.
Rapora göre, Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı, Tarım Bakanlığı, Çevre Koruma Dairesi, Veteriner Dairesi ve sivil toplum örgütlerinin sorumlu olduğu nesli tükenmekte olan hayvan türleri konusunda da, “yasa güncellemesi, bakım merkezlerinin oluşturulması, uzmanların yetiştirilmesi ve halkın bilinçlendirilmesi” önerilerine yer veriliyor.
Orman Dairesi, Çevre Koruma Dairesi, Tarım Dairesi, Devlet Emlak ve Malzeme Dairesi, Jeoloji Maden Dairesi, Hayvancılık Dairesi ve yerel yönetimin sorumluluğu alanındaki kıyısal alanlar ve kıyı ekosistemin korunması için ise, “kıyı şeritlerinin kullanım ve koruma esasları çerçevesine karar üretilmesi, yasadaki mevcut çelişkilerin ortadan kaldırılması, kıyı şeritteki ekosistemle ilgili veri tabanı oluşturulması, halkın bilinçlendirilmesi ve yasaların daha etkin bir şekle kullanılması” tavsiye ediliyor.
Raporda, hali ve orman arazileri konusunda da Orman Dairesi, Çevre Koruma Dairesi, Tarım Dairesi, İçişleri Banklığı, Devlet Emlak ve Malzeme Dairesi ile Bakanlar Kurulunun sorumlu olduğu belirtiliyor. “Ormanlık alanın yüzde 30’a yükseltilmesi, halkın bilinçlendirilmesi, yasaların yeniden düzenlenmesi, karar alırken teknik görüşlerin alınması, Orman Dairesi’nin teknik ve mali açıdan güçlendirilerek orman arazileri ile ilgili tam olarak yetkilendirilmesi” de bu bölümün önerileri arasında yer alıyor.
Milli Parkların korunması için de, “milli park yasasının hazırlanması ve milli park denetimlerinin uzmanlar tarafından yapılması, yetkilerin net olarak belirlenmesi, bölgenin her zaman ava kapalı olması ve bölge halkının milli parktan nasıl yararlanacağı konusunda eğitilmesi” gerektiği belirtiliyor. Raporda, bu konuların Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı, Tarım Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve sivil toplum örgütlerinin sorumluluğu altında olduğu da kaydediliyor.
Genetiği Değiştirilmiş Organizmaların (GDO), Tarım Bakanlığı ile Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı’nın sorumluluğu altında olduğu belirtilen raporda, bu konuda “yasa yapılması, ürün etiketlerinde belirtilmesi, denetim mekanizmasının geliştirilmesi, ürünler hakkında izin verecek bilimsel teknik altyapının kurulması” önerilerine yer veriliyor.
Enerji
Raporun enerji bölümünde; “rüzgar, güneş ve jeotermal gibi yenilenebilir enerji kaynaklarından yeterince yararlanılamadığına ve elektrik enerjisinin verimli kullanılmadığına” dikkat çekiliyor. Raporda, “yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı hakkında politika geliştirilmesi ve AB mevzuatına uyumlu yasaların geliştirilmesi, üniversitelerle işbirliğine gidilmesi, ilgili konularda eğitim bursu verilmesi, yenilenebilir enerji kullanımı için teşvikler verilmesi, halkın bilinçlendirilmesi ve bu alanda ilerlemiş ülkelerle işbirliğine gidilmesi” öneriliyor.
Verimli Enerji Kullanımının Yaygınlaştırılması konusunda, “yasaların yeniden düzenlenmesi, enerji nakil hatlarından kaynaklanan kayıpların giderilmesi, enerji tassarufu yapan ev aletlerinin/ampullerin/ merkezi ısıtma sistemlerinin özendirilmesi ve toplu taşımacılığın teşvik edilmesi” gerektiği belirtiliyor.
Enerji konusunda da Bakanlar Kurulu, Maliye Bakanlığı, Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı, Elektrik Kurumu, ilgili oda ve sivil toplum örgütleri sorumlu kurum ve kuruluşlar olarak gösteriliyor.
Gıda güvenliği
Gıda güvenliği alanında saptanan sorunlar arasında da; “gıdaların ambalajı ve etiketlendirilmesi, yiyecek-içecek tesislerinin denetimindeki eksiklikler, gıda üretiminde standartlara uyulmaması ve mezbahaların kötü koşulları” yer alıyor. Gıda ambalajlaması, etiketlendirilmesi ve yiyecek-içecek tesislerinin denetimi konularında ilgili yasaların AB normlarına uygun olarak iyileştirilmesi, denetimlerin ve cezaların caydırıcılığının arttırılması, halkın bilinçlendirilmesi, gıda güvenliğinin okullarda ders müfredatına dahil edilmesi öneriliyor.
Gıda üretiminde standartlar hakkında ise, “AB normlarına uygun bir yasa yapılması, belediyelerde veteriner hekim ve gıda mühendisi bulunması, laboratuarların kurulması, kurumlar arasındaki yetki karmaşasının ortadan kaldırılması, gıda üretimi ve satışı yapanların bilinçlendirilmesi” gerektiği belirtiliyor. “Mezbaha çalışanlarının eğitimli olması, ilgili yasanın iyileştirilmesi ve halkın bilinçlendirilmesi” önerilerine de yer veriliyor.
Gıda güvenli alanında ilgili kurumlar olarak belediyeler, Sağlık Bakanlığı, Tarım Bakanlığı, Tarım Dairesi, Veteriner Dairesi, Ticaret Dairesi ve Temel Sağlık Hizmetleri gösteriliyor.
Çevre kirliliği
Çevre kirliliği bölümünde de; “evsel atıkların düzenli toplanmaması, taşocaklarının durumu, mevcut atık su arıtma tesisleri, hava ve endüstriyel kirlik” irdelendi.
Raporda, yerel yönetimlerin sorumlu olduğu evsel atıklarla ilgili olarak, “ilgili yasanın iyileştirilmesi, denetimlerin ve cezaların caydırıcılığının arttırılması, evsel arıkların bir pilot bölgede ayrıştırılması, ilgili birimlerin eğitilmesi, halkın bilinçlendirilmesi, belediyeler arası işbirliği, katı atık yönetim planının hayata geçirilmesi, Çevre Koruma Dairesi’nin personel yönünden güçlendirilmesi” önerilerine yer veriliyor.
Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı himayesinde olan Taşocakları hakkında da, “ilgili yasanın iyileştirilmesi, denetimlerin ve cezaların caydırıcılığının arttırılması, kurumlar arası verilerin paylaşılması, taşocakları işletmecilerine rehabilitasyon zorunluluğu getirilmesi, ocaklardan çıkan ürünlerden belli bir miktar paranın ağaçlandırma amacıyla bir fona aktarılması, izinler konusunda ilgili kurumların temsilcilerinden bir komite kurulması, ISO kalite yönetim sertifikalarının izin aşamasında zorunlu hale getirilmesi” gerektiği belirtiliyor.
Arıtma tesisleri konusunda ise, “ilgili yasaların güncelleştirilmesi, teknik personelin istihdam edilmesi, arıtılan suyun yetkili kurumların göstereceği yere boşaltılması, atık su yönetim planının hazırlanması ve devlet laboratuarlarının akredite olması” önerileri bulunuyor.
Hava kirliliği hakkında Çevre Koruma Dairesinin sorumlu olduğu belirtilerek, “yasal düzenlemenin yapılması, ısınma kültürünün yerleştirilmesi, halkın bilinçlendirilmesi, toplu taşımacılığın yaygınlaştırılması, bisiklet kullanımının özendirilmesi ve bisiklet yollarının yapılması, yeşil alanların arttırılması, sanayi tesislerindeki bacalara filtre takılması, odun sobası ve şömine kullanımının belli standartlara bağlanması” önerilerine yer belirtiliyor.
Endüstriye kirlilik bölümünde ise, İçişleri Bakanlığı, Çevre Koruma Dairesi, Sanayi Dairesi ve belediyelerin sorumlu olduğu, bu konuda da “ilgili kurumlar arasında koordinasyon sorununun giderilmesi, sanayi tesislerinin alanlarına göre düzenlenmiş sanayi bölgelerine taşınması ve sanayi tesislerindeki eksikliklerin giderilmesi” öneriliyor.
Vehbi: En büyük sorun, yasaların net olmayışı ve yetki karmaşası
Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Asım Vehbi, çevreyle ilgili en büyük sorunun “yasaların net olmayışı ve yetki karmaşası” olduğunu söyledi.
Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Asım Vehbi, Çevre Danışma Kurulu tarafından hazırlanan 2007 yılı raporunu TAK muhabirine değerlendirdi.
Asım Vehbi, “çok değerli bir çalışma” diye nitelediği rapor tamamlanmadan Çevre Bakanlığı’nın, raporda belirtilen birçok sorun üzerinde projeler üretip hayata geçirmeye başladığını ifade etti.
“Çevre sorunlarının çözülememesinde en büyük neden, raporda da belirtildiği gibi yasaların net olmayışı, yetki karmaşası ve personel ile araç gereçlerin yetersizliğidir” diyen Vehbi, yetkilerin çok net olarak kimde, sorumlulukların nereye kadar, başarısızlıkta da kimin nereye kadar sorumlu olduğunun net olarak görülmesi gerektiğini söyledi. Vehbi, “Sistem doğru olduğu takdirde rapordaki başlıkların çözülmesi çok daha kolay olur” şeklinde konuştu.
“Çevreye değer vermek lafla olmaz, icraatla olur” diyen Vehbi, en küçük bütçeye sahip Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı’nın bütçe olanaklarının artırılması, ihtiyacı olan araç-gereç ve personelin en kısa zamanda karşılanması gerektiğini söyledi.
Göletlerde su oranı yüzde 18
Raporda işlenen bazı sorunlara da değinerek su sorununun ülke için çok ciddi bir sorun olduğunu vurgulayan Vehbi, bu yıl yağışların mevsim normallerinin yüzde 60 gerisinde kaldığını, yağışlı mevsimlerde yüzde 90 olan göletlerdeki doluluk oranının şimdi yüzde 18 civarında olduğunu, ülkedeki 4 aküferden 2’sinin de “alarm” verdiğini belirtti.
Kuraklık tedbirleri için “Kriz Masası” oluşturulduğuna dikkat çeken Vehbi, su sorunu nedeniyle Bafra’daki deniz suyunu arıtma tesisinden bölgedeki 8 köye günde toplam 2 bin ton su verildiğini, bunun 7-8 bin tona çıkarılacağını, Gazimağusa’da ihalesi tamamlanan günde 5 bin ton kapasitelik sistemden ise Ağustos 2008’de şebekeye su verilmeye başlanacağını kaydetti.
Vehbi ülkedeki su sorununu çözeceklerini yineledi.
Vehbi, enerji sorunu konusunda ise, güneşten elektrik elde etme konusunun Kıbrıs gibi bir ülke için üzerinde çalışılması gereken en önemli nokta olduğunu belirterek “Hükümetin gündemindedir. Ancak güneş enerjisinden yararlanma konusunun hükümet politikası haline gelmesi lazım” dedi. .
Evlerde güneş panelleri kullanımının ve üretilen fazla elektriğin şebekeye satılması modelinin ülke için en uygun model olduğunu da ifade eden Vehbi, bunun için de teşvik olması gerektiğini söyledi.
Santraller
Elektrik santrallerinin çıkardığı dumanın çok ciddi bir sorun olduğunu ifade eden Vehbi, Teknecik Santrali’nde filtre sistemi olmadığını, Kalecik Santralinde ise filtre sisteminin çalışmadığını belirtti.
Vehbi, ilgili bakanlık olan Maliye’nin, elektrik santralleri konusunda yatırımlara 2008 yılı içerisinde de devam edeceğini, mali sıkıntıdan dolayı filtrelerin ancak 2009 yılı içerisinde monte edilebileceğini anlattı.
Yol kenarlarındaki hayvan ölüleri sorunu ortadan kalkacak
Yol kenarlarındaki hayvan ölüleri ve önemli kirliliklerin temizlenmesinde de bir yetki karmaşası yaşandığını belirten Vehbi, bu konuda da Çevre Bakanlığı’nın inisiyatif alıp bir proje ürettiğini, projeyle ilgili bütçenin Maliye’den onay alındıktan sonra hayata geçirileceğini kaydetti.
Sahillerdeki kirlilik konusuna da değinen Vehbi, bazı sahillerin belediye sınırları dışında olmasından dolayı sıkıntı yaşandığını, ancak tüm bölgeleri belediyelere bağlayan yasanın yürürlüğe girmesiyle bu konuda da bir rahatlama olacağını kaydetti.
Çevre Bakanlığı’nın planlama ve denetleme yaptığını, uygulamaları ise belediye, kaymakamlık ve bakanlığa bağlı belli başlı bazı teknik kuruluşların yaptığını söyleyen Vehbi, bakanlığın kadro yetersizliği nedeniyle denetleme görevini de yapamadığını açıkladı. Vehbi, “Olmayan bir kadro ve araçla nasıl denetleme yapılsın” dedi.
Altan: Rapor yönlendirici bir rehber gibidir
Raporu hazırlayan Çevre Danışma Kurulu’nun Başkanı Çevre Koruma Dairesi Müdürü Hülya Altan da, kamu ile sivil toplum örgütlerinin katılımıyla ilk kez bu kapsamda detaylı bir rapor hazırlandığını ifade etti.
Raporda çevre sorunlarına yol açan en önemli etkenlere dikkat çeken Altan, kurulun bu konudaki görüşünün yasaların olmaması, eksik olması veya tam olarak uygulanmaması, eğitim eksikliği, yetki karmaşası ve yasal düzenlemeler için politikacıların yeterli çalışma yapmaması olduğunu belirtti.
Birçok uzmanın katılımıyla hazırlanmış olmasından dolayı raporun önemli bir bilgi kaynağı oluşturduğunu ifade eden Altan, “Rapor yönlendirici bir rehber gibidir” dedi.
Raporun sivil toplum örgütleri ile kamu kuruluşlarının oy birliğiyle alınmasının da diğer önemli bir nokta olduğunu kaydeden Altan, rapordaki sorunlar dikkate alındığı takdirde daha bilimsel çalışmalar için önemli bir motivasyon kaynağı olacağını söyledi.