23.11.2006
Ülkemizde son yıllarda artan inşaat faaliyetler ve buna bağlı oluşan çevre kirlilikleri gün ve gün artarak devam etmektedir. Bu çok hızlı artış devlet mekanizmalarının çalışma hızının önüne geçmiş ve devleti yönlendiren konuma gelmiştir. Özellikle “Ülke Fiziki Planı” olmayan ülkemizde, herkes her istediği yer inşaat yapmaya başlamış ve bu ise beraberinde düzensiz bir yapılaşma meydana getirmiştir. İzin alınmadan başlayan inşaatlar, denetlemelerin yetersiz kalması ve alınan izin uymadan tamamlanan inşaatlar bu plansızlığı artıran faktörlerdir.
İşte mevcut bu durumda, hükümetimiz yapılaşmaları “Emirnameler” ile düzenlemeye çalışmış fakat Boğaz Emirnamesi ile de gördüğümüz gibi birçok bölgede bu konuda geç ve etkisiz kalmıştır. Boğaz emirnamesinde yasal süreç tamamlanana kadar Unutulmamalıdır ki emirnameler acil önlemler almak üzere çıkarılan yasal düzenlemelerdir. Emirnameler çıkarıldıktan sonra imar planları ile tamamlanmalı ve kent planları böylece tamamlanmalıdır. Bizde sadece Lefkoşa bölgesi için imar planı bulunmakta, diğer bölgelerimizin tümünde yapılaşmalar geçici çözümler olan emirnamelerle planlanmaktadır.
Şunu bir kez daha vurgulamak gereklidir. Atılması gereken ilk adım belli bölgelerde son Girne 2. Bölge Geçiş Süreci Geçici Emirnamesi’ndeki gibi geçici kısıtlamalar getirerek “Ülke Fiziki Planının” hazırlanması ve bunu takipen yoğun yapılaşma ve emirname kapsamında olan bölgelerin “İmar Planları” ile doldurulmasıdır. Ancak bu işlemler tamamlandıktan sonra ülkemizde yapılaşmada gerçek bir plan olduğundan bahsedilebilir.
Hükümetimizin bu konuda ilk kez böyle bir uygulamaya girmesi bizlere ümit vermiştir. Umarız ki bu günden sonraki uygulamalarda da benzer uygulamalara devam eder ve geçici sınırlamalar ile uygun planlar hazırlanana kadar inşaatlar kontrol altına alınır.
Çocuklarımıza yaşanabilir sağlıklı bir çevre bırakmak için sürdürülebilir kalkınma prensiplerini uygulamalı ve gelişmemizi bu prensiplere göre gerçekleştirmeliyiz.
İbrahim ALKAN
Çevre Mühendisleri Odası Başkanı