LAĞIM SULARININ DENİZE KARIŞTIĞI YERLER GÖZ ARDI EDİLEMEZ
Kuzey Kıbrıs 200 km’yi aşkın bir kıyı şeridine sahip olduğu için dünyanın en şanslı ülkelerinden biridir. Ancak, kıyılarımızı korumakta ne yazık ki yetersiz kalmaktayız. Büyük bir bölümünün deniz ile çevrili olduğu ülkemizde, denizlerimiz genel anlamda temiz kabul edilse de sürekli göz ardı edilen yerel kirlilikler kıyılarımızı ve dolayısı ile de insan sağlığını tehdit etmektedir.
Ülke olarak zaten kirli bir bölgede bulunmamız bu açıdan zaman zaman dış kaynaklı kirliliklere yol açmaktadır. Bunun yanında, kanalizasyon sisteminin gelişmediği bir ülke olarak lağım sularının çeşitli noktalardan denize akması veya akıtılması noktasal kirliliklere yol açmaktadır. Üstelik, kıyılardaki yapılaşma alanlarında kanalizasyon ve arıtma sistemlerinin bulunmaması, turistik tesislerde mevcut paket arıtmaların kapasite yetersizliği veya olanların da tam olarak çalışmaması, denizin kirlenmesine ve denizdeki ekoljik yapının değişmesine yol açmaktadır.
Lağım sularının denize karıştığı yerler birçok hastalığa davetiye çıkarmaktadır. Özellikle buralarda denize girilmesi durumunda başta E.coli (Kolibasili) olmak üzere çeşitli mikroplara maruz kişilerde ciddi rahatsızlıklar görülebilir. Esas itibarı ile dışkıda bulunan bu mikrobun ağız, mide veya ince bağırsakta bulunması ishalle kendini gösteren hastalıklara yol açmaktadır. Benzer şekilde dışkıda bulunan bu mikroplar cilde temas etmesi halinde de deri altı enfeksiyonlarına ve yaralara neden olabilmektedir.
Hal böyle iken, Sağlık Bakanlığı’na bağlı Temel Sağlık Hizmetleri Dairesi Müdürlüğü tarafından yapılan ‘‘ülke genelindeki plajlara girilmesinde bir sakınca olmadığı’’ yönündeki açıklama tarafımızdan kuşku ve hayretle karşılanmıştır. Söz konusu açıklamada sürekli lağım sularının aktığı yada akıtıldığı bilinen plajlar ile ilgili her hangi bir incelemeden bahsedilmemesi bazı gerçeklerin halktan saklandığını düşündürmektedir.
Özellikle daha önce defalarca basına yansıyan ve yetkililer tarafından da sorun olduğu kabul edilen Girne’deki Kervansaray bölgesi, Kaşgar Court bölgesi ve Girne Kale arkası gibi denize lağım suyunun karıştığı yerlerin değerlendirme dışı tutulması kabul edilemez bir yaklaşımdır. Bu şeklide lağım sularının denize sızdığı yerleri görmezden gelerek tüm plajlarımız temizdir demek şeffaf devlet anlayışı ile bağdaşmamaktadır.
Lağım sularının denize karıştığı yerleri dışarıda bırakarak ve sadece belirli yerlerden örnekler alarak tüm ülke genelindeki plajların temiz oluğunu iddia etmek son derece yanlıştır. Kaldı ki yapılan açıklamada da belirtilen plajlardan numunelerin ne şekilde, hangi sıklıkta ve hangi noktalardan örnek alındığı kamuoyuyla paylaşılmamıştır. Bu da bu plajların gerçekten temiz olup olmadığı konusunda şüphe uyandırmaktadır.
Yetkililer bir an önce ellerindeki tüm incelemeleri detaylarıyla hakla paylaşmalıdır. Ayrıca, lağım sularının denize karıştığı yerlerle ilgili de eğer gerekli inceleme yapılmamışsa bu yerlerde de kapsamlı incelemeler yaparak bunu kamuoyuna açıklamalıdırlar. Aksi halde yaşanan kirlilikleri göz ardı etmenin faturası ağır olacaktır.
CMO ve KT Biyologlar Derneği