12 Temmuz günü Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi ÖSS sonuçlarını açıkladı. Geçen sene 875 bin dolayında olan, lisans programlarını tercih edebilecek adayların toplam sayısı bu sene 713 bin 682’de kaldı. Tercih yapmaya hak kazanan öğrencileri zorlu bir süreç bekliyor. YÖK’ün üniversite kontenjanlarını 90 bin dolayında artırmış olması da bu zorlu tercih sürecini kolaylaştıracak bir adım olarak görünmüyor.
Oda Yönetim Kurulumuz, meslek alanları ve üniversiteler konusunda yetersiz bilgi ve yönlendirmelerle, belirsiz ölçütlere göre tercih yapmaya çabalayan öğrencileri, velilerini ve kamuoyunu bilgilendirmek ve bu açığı biraz olsun kapatabilmek amacıyla çevre mühendisliği disiplini ve geleceği konusunda genel bir bilgilendirme yapmayı önemli bir sorumluluk olarak görmektedir.
Çevre Mühendisliği Nedir?
Çevre mühendisliği hava, su, toprak gibi doğal varlıkların korunması, amacına uygun olarak kullanılması; bunların kirlenmesine neden olan etkenlerin kaynaklarında kontrolü, önlenmesi ve giderilmesi; kirlenerek bozulan çevrenin onarılmasına yönelik olarak çevre ve halk sağlığı için en uygun ve en sağlıklı koşulların yaratılmasını sağlayan meslek disiplinidir. Özetle, çevre mühendisliği her türlü çevre sorunlarını tanımlayan ve bu sorunları çözmek üzere planlamalar ve uygulamalar yapan mühendislik disiplinidir.
Yukarıdaki tanımdan hareketle çevre mühendisleri;
– Etüd, fizibilite, proje,
– Araştırma, geliştirme ve planlama,
– Danışmanlık ve eğitim,
– Kontrollük,
– Deneme işletmesi, muayene ve kabul,
– Uygulama ve işletme,
– Keşif, şartname, ihale dosyası hazırlama ve düzenleme,
– Hakediş ve kesin hesap,
– Numune alma, deney, ölçüm, analiz ve modelleme gibi mühendislik hizmetlerini yürütür.
Çevre mühendisleri hava, su ve toprak kalitesini izler ve çevre sorunlarının çözümü için yeni teknolojilerin geliştirilmesine çalışır, endüstrinin daha az atık üretecek şekilde işlemesine yardımcı olur.
Çevre Mühendisliği Çalışma Alanları
a) Çevre kirliliğinin önlenmesi kapsamındaki çevre mühendisliği hizmetleri,
b) Çevre yönetim sistemleri ve planları kapsamındaki çevre mühendisliği hizmetlerinin ilgili meslek disiplinleri ile birlikte yürütülmesi ve koordinasyonu,
c) Çevresel etki değerlendirme çalışmalarının ilgili meslek disiplinleri ile birlikte planlanması, koordinasyonu, ÇED raporlarının hazırlanması ve uygulanması,
ç) İçme ve kullanma suyu, evsel ve endüstriyel atık sular ile yağmur suları kapsamında, yapıların parsel içi tesisat projeleri hariç, çevre mühendisliği hizmetleri,
d) Katı atıklar,
e) Zararlı ve tehlikeli atıklar,
f) Evsel ve endüstriyel atıklar,
g) Hava kirliliği kontrolü,
ğ) Gürültü kirliliği kontrolü,
h) Toprak ve yeraltı su kaynaklarının kirliliği kapsamındaki çevre mühendisliği hizmetlerinin ilgili meslek disiplinleri ile birlikte planlanması, eşgüdümü ve yürütülmesi
Çevre Mühendisliği Geçerli Bir Meslek midir?
Kamusal bir hizmet olarak çevre hizmetlerini yerine getirmeyi amaçlayan bu meslek disiplini ne yazık ki günümüzde hala hak ettiği yere ulaşamamıştır. Fakat çevre mühendisleri kendi meslek alanlarında uzmanlıklarını kanıtlamakta ve bu alanlarda aranan eleman haline gelmektedir. Binlerce çevre mühendisi kamu ve özel sektörde kendi meslek alanı içinde faaliyet gösterebilmektedir. Çevre mühendisliği mezunlarının “kendi işini yapamadıkları” düşüncesi bugün bir yanılgı olarak değerlendirilebilir.
Çevre Mühendisliği Geleceği Parlak Bir Meslek midir?
Hava kirliliğinden atık yönetimine, su kalitesinden iklim değişikliğine endüstriyel kirliliğe kadar Türkiye’nin karşı karşıya olduğu çevresel sorunları çözüme kavuşturması için iyi bir yönetim ve planlama sürecine ihtiyacı olduğu açıktır. Uluslararası ekonomiye adapte olma çabaları Türkiye’de ciddi ekonomik değişimlere neden olmakta, bu değişimler ve hızlı nüfus artışı gibi diğer etkenler sanayi, turizm ve enerji sektörlerinin çevre üzerindeki baskısını artırmaktadır. Bu veriler ışığında çevre mühendisliğinin ülkenin geleceği açısından önemli bir meslek alanı olduğu ve öneminin giderek artacağı söylenebilir. Türkiye Avrupa Birliği’ne uyum süreci dolayısıyla çevre konusunda yasa ve yönetmelikler düzeyinde de olsa daha fazla adım atmaktadır. Bu durum Türkiye’nin çevre konusunda çok ciddi yatırımlar yapacağı gibi bir beklenti yaratmaktadır. Son yıllarda çevre mühendislerinin istihdam ve çalışma koşullarının nispeten iyileştiği de söylenebilir. Fakat çevre alanının fazlaca politik bir alan olduğu unutulmamalıdır. Çevre konusuna samimiyetle eğilen bir siyasi iradenin yokluğunda, çevre mühendisliğinin geleceğin en parlak mesleği olacağını söylemek fazla iyimser bir görüş olacaktır.
Çevre Mühendisliğinin İş Olanakları Nasıldır?
Ülkemizde yıllardır çözülememiş olan ve gitgide derinleşen işsizlik sorunu her meslek alanında olduğu gibi çevre mühendisliği alanında da ciddi bir rekabet anlayışını beraberinde getirmektedir. Son yıllarda çevre mühendisliği alanında istihdam konusunda görece bir artış yaşanıyor olsa da sayıları gün geçtikçe artan çevre mühendisliği bölümleri rekabet ortamını daha da derinleştirmektedir. Üniversite lisans kontenjanlarının fazlasıyla şişkin olduğu her platformda dile getiriliyor olsa da, bu kontenjanlar her sene YÖK tarafından artırılmaktadır. Çevre mühendisliği lisans bölümlerinden her yıl 1000 dolayında çevre mühendisi mezun olmakta ve bu sayı gittikçe artmaktadır. Bu durum rekabetçi anlayışın süreceğini ve iyi bir iş bulmak için diplomanın yeterli olmayacağını göstermektedir. Odamıza kayıtlı 6500’ün üzerinde çevre mühendisi vardır. Bu üyelerin yaklaşık olarak %25’i yani üyelerimizin dörtte biri işsiz ya da mesleği dışında bir işte çalışmaktadır. Yine çalışan üyelerimizin; %16’sı kamuda, %14’ü belediyelerde, %10’u üniversiteler ve araştırma kurumlarında, %1,08’i sivil toplum kuruluşlarında, %58’i özel sektörde çalışmakta olup, %0,92’si yurtdışında faaliyet göstermektedir.
Çevre Mühendisi Nerede Çalışır?
* Kamu
Çevre ve Orman Bakanlığı, DSİ Genel Müdürlüğü, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, DPT Müsteşarlığı, Türkiye İstatistik Kurumu, Karayolları Genel Müdürlüğü,
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, İller Bankası vd. ilgili kamu kurumları.
* Üniversiteler, TÜBİTAK gibi araştırma kurumları
* Belediyeler/Yerel Yönetimler ve ilgili kuruluşları (Su Kanalizasyon İdareleri vb.)
*Özel Sektör : Çevre mühendisliği hizmet konularında her türlü mühendislik hizmetleri
Çevre Mühendisliği Bölümünde Hangi Dersler Okutulur?
Çevre Mühendisliği bölümünde eğitim süresi 4 yıldır. Ancak, bazı okullarda 1 yıl yabancı dil hazırlık programı uygulanır. Bölüme girebilmek için Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı’nda (ÖSS) yeterli “Sayısal (SAY)” puanı almak gerekmektedir. Çevre mühendisliği bölümünde okutulan belli başlı dersler şunlardır: Matematik, Fizik, Kimya, Lineer Cebir, Teknik Resim, Analitik Geometri, Jeoloji, Çevre Kontrolü Esasları, Çevre Ekonomisi, Yapı Mühendisliği, Mikrobiyoloji, Çevre Koruma Hukuku, Katı Atıkların Arıtılması, Su Kalite Kontrolü, Hava Kalite Kontrolü, Çevre Modelleme, Şehircilik ve Yerleşme, Endüstriyel Kirlenme Kontrolü, Çevre Etki Değerlendirmesi, Arıtma Tesislerinin İşletimi, Suların Arıtılması. Dersler uygulamalı (pratik) ve kuramsal (teorik) olarak sürdürülür. Ayrıca, yaz aylarında staj zorunluluğu vardır.
Dersler (ODTÜ Örneği)
– Matematik, – Türevsel Denklemler, – Genel Fizik, – Genel Kimya, – Organik Kimya, – Termodinamik, – Teknik Çizim, – Çevre Mühendisliği Hidrolojisi, – Akışkanlar Mekaniği, – Statik ve Mukavemet, – Mühendislikte İstatistik Yöntemleri, – Mühendislikte Nümerik Yöntemler, – Çevre Mühendisliğine Giriş, – Çevre Kimyası, – Çevre Mühendisliği Proseslerinin Temelleri, – Çevre Mikrobiyolojisi, – Çevre Mühendisliğinde Fizikokimyasal Prensipler, – Çevre Kimyası Laboratuarı, – Su Arıtımında Temel İşlemler, – Atıksu Arıtımında Temel İşlemler, – Hava Kirliliği, – Biyolojik Arıtmanın Temelleri, – Su Temini Mühendisliği, – Çevre Modellemesi, Atıksu Mühendisliği, – Katı Atıkların Bertarafı, – Arıtma Tesisi Tasarımı
Çevre Mühendisliği Bölümü Hangi Üniversitelerde Var?
Ülkemizde lisans düzeyinde eğitim veren üniversitelerin sayısı kamu ve özel üniversitelerle birlikte 29’dur. Yüksek Lisans programına öğrenci alan üniversitelerle birlikte bu sayı 30’un üzerine çıkmaktadır.
– Abant İzzet Baysal Üniversitesi – Bolu, – Akdeniz Üniversitesi, Antalya – Aksaray Üniversitesi, Aksaray – Anadolu Üniversitesi, Eskişehir – Atatürk Üniversitesi, Erzurum – Bahçeşehir Üniversitesi, İstanbul – Balıkesir Üniversitesi, Balıkesir – Cumhuriyet Üniversitesi, Sivas – Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Çanakkale – Çukurova Üniversitesi, Adana – Dokuz Eylül Üniversitesi, İzmir – Erciyes Üniversitesi, Kayseri – Fatih Üniversitesi, İstanbul – Fırat Üniversitesi, Elazığ – Harran Üniversitesi, Şanlıurfa – İstanbul Teknik Üniversitesi, İstanbul – İstanbul Üniversitesi, İstanbul – Kocaeli Üniversitesi, Kocaeli – Marmara Üniversitesi, İstanbul – Mersin Üniversitesi, Mersin – Namık Kemal Üniversitesi, Tekirdağ – Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Samsun – Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Ankara – Sakarya Üniversitesi, Sakarya – Selçuk Üniversitesi, Konya – Süleyman Demirel Üniversitesi, Isparta – Uludağ Üniversitesi, Bursa – Yıldız Teknik Üniversitesi, İstanbul – Zonguldak Karaelmas Üniversitesi, Zonguldak.
Adaylar Tercih Yaparken Nelere Dikkat Etmeli?
Akademik ve teknik yetersizliklere rağmen bu yıl da üniversitelerin kontenjanları 90 bin dolayında artırılmıştır. Bu artış kaçınılmaz olarak eğitim kalitesinde düşüşe yol açacaktır. Devam ettirilen popülist eğitim politikaları sonucunda kapasitenin çok üzerinde çevre mühendisliği bölümü açılmakta, teknik donanım ve altyapıdan yoksun, yetersiz akademik kadro ile eğitim veren bu bölümlerin niteliği konusunda da sıkıntılar sürmektedir. Öğrenciler üniversite tercihi yaparken bu konuya da dikkat etmelidir. Çevre mühendisliği tercihi yapacak öğrenciler yıllık mezun sayısı ve bu sayının iş bulma konusunda yarattığı ya da yaratacağı rekabet ortamını dikkate almalıdır.
Kötü bir eğitim sistemi ile ÖSS kabusunu atlatmayı başaran öğrencileri, bilimsel, demokratik ve özgür bir üniversite önünde engel teşkil eden YÖK kurumunun beklediği bilinmelidir. Ülkemizde izlenen yanlış eğitim ve yanlış istihdam politikalarının mağduru olan binlerce gencin ise işsizlik sorunu ile yüz yüze bırakılacağını söylemek ise bugünden kehanet değildir.
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası
6235 Sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Yasası hükümlerine göre 1992 yılında kurulan TMMOB Çevre Mühendisleri Odası, kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşudur. Odamız, yurt ve dünya ölçeğinde, toplum ve kamu yararına yönelik, çevre mühendisliği mesleği ve çevre mühendislerine ilişkin -toplumsal, -mesleki ve -üye olmak üzere üç başlıkta ele alınabilecek alanlarda faaliyet yürütmek amacıyla kurulmuştur. Odamızın halen; Ankara, İstanbul ve İzmir’de olmak üzere, 3 Şubesi, Antalya, Bursa, Denizli, Diyarbakır, Gaziantep, Mersin, Kocaeli ve Samsun olmak üzere 8 İl Temsilciliği bulunmaktadır. Örgütlenme ve kurumsallaşma çalışmaları kapsamında Odamızın ve mesleğimizin sağlıklı büyümesi, yaygınlaşması ve örgütlenmesi konusunda çalışmalarımız sürmektedir.
Sonuç Olarak
Bugün çevre mühendislerinin birçoğunun doğru istihdam, işsizlik, iş güvencesi, mesleki tanınırlık, ücret yetersizliği ya da dengesizliği gibi sorunları halen devam etmektedir. Çevre mühendisliği hizmetlerinin, çevre sorunlarını gidermeye yönelik proje, tasarım ve uygulama süreçlerinin kamusal hizmet olmaktan çıkarıldığı, ticarileştiği ve yabancı sermayenin hizmetine sunulduğu bir dönemde, mesleğimiz cazibesini ve gelecek tahayyülünü yitirmiştir.
Odamız, altyapı donanımı olmadan yetişen, öğretim elemanı kadroları yaratılmadan açılan ve eğitim veren mühendislik fakültelerinin ve çevre mühendisliği bölümlerinin varlığından endişe duymaktadır. Bu tür yapıların, bilimsel planlamaya dayanmayan programları, mühendislik alanındaki “işsizlik ordusuna yeni neferler kazandırma” dışında bir anlam ifade etmeyecektir.
Ülkemizde, bilim-teknoloji ve kamu yararı eksenli doğru bir çevre politikası olmaksızın, çevre mühendisliği eğitiminin ya da mesleğinin başarısından ve geleceğinden söz etmek olası görünmemektedir. Türkiye’nin ihtiyacı; ülkenin atıksu sorununu, katı atık sorununu, gürültü kirliliği sorununu, deniz, akarsu ve göl kirliliği sorunlarını, toprak kirliliği sorununu çözecek politikalar ve bu politikaları oluşturacak, uygulayacak çevre mühendislerini doğru alanlarda istihdam etme sorunudur.
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu