HÜKÜMET PROGRAMI İLE İLGİLİ BASIN BİLDİRİSİ

Ülkemizde gerçekleşen seçim dönemi sonrası yeni hükümet kurulmuş ve programını meclise sunmuştur. Yeni kurulan hükümete başarılar dilerken çevre konuları ve hükümet programı ile ilgili görüşlerimizi siz kamuoyu ile paylaşmayı uygun gördük.

Öncelikle yeni kurulan hükümet içerisinde ayrı bir Çevre Bakanlığı olmaması olumsuz bir gelişmedir. Ancak, yeni kurulan Turizm, Çevre ve Kültür Bakanlığı’nın yapacağı doğru uygulamalar dinamik çalışmalar ile bu olumsuzluk giderilebilecektir.

Ülkemizdeki birçok çevre sorunun nedeni yaşadığımız plansız yapılaşmadır. Plansız yapılaşmanın önüne ancak hazırlanabilecek İmar Planları ile geçilebilir. Hükümetten beklentimiz öncellikle “Ülkesel Fiziki Planın” hazırlanmasıdır. Daha sonra ise emirnamelerin kaldırılmasını değil, tam aksine imar planları ile detaylandırılması ve kalıcı ve katılımcı fiziki planların hayata geçirilmesidir.

Ülkemizin en önemli sorunu olan “SU” konusunda ise öncellikle bir su politikası hazırlanması ve ayrıca acil, kısa, orta ve uzun vadeli hedefleri olan bir master planın uygulanmaya konmasıdır. Akiferlerden çekilen sular kontrol altına alınmaldır. Şu anda yapıldığı gibi parçacıl çözümler yerine soruna bütüncül bir çözüm bulunmalıdır. Su ile ilgili diğer önemli konu olan atıksu konusunda ise gerekli desteğin yerel yönetimlere verilmesidir. Tüm ülke genelinde yaşanan vidanjör atıksuları için ise merkezi yönetimin adım atması gereklidir.

Diğer bir sorun olan katı atık konusudur. Ülkemizde şu anda irili ufaklı birçok çöp alanı bulunmaktadır ve bunların birçoğu yanmaktadır. Katı atık sorununa çözüm bulmak amacıyla hazırlanan “Katı Atık Politikası ve Yönetim Planının” yeniden gözden geçirilmesi ve uygulamaların hayata geçirilmesi sorunu bir nebze olarak çözebilecektir.

Teknecik ve Kalecik Termik santrallerine filtre takılması bir diğer önemli beklentimizdir. Yıllardır bu konuda ciddi adım atılmaması ülkemizin bir ayıbıdır. Yeni dönemde bu konuda gerekli önlemlerin alınması için bir programın hazırlanması ve uygulanması kaçınılmazdır. Ayrıca, taş ocaklarında çevreye duyarlı çalışmayan ocakların kapatılması atılabilecek diğer önemli bir adımdır.

Yukarıdaki sorunlara ek olarak mevcut yasaların Avrupa Birliği standartlarına getirilmesi, sorunların çözümüne yasal dayanak olacaktır. Çevre projelerine yeterli finansman sağlanması ise bizlere hükümetin çevre altyapısı konusunda ne kadar samimi olduğunu gösterecektir.

Daha önceki açıklamalarımızda da belirttiğimiz gibi yeni oluşacak hükümet, tüm çevre sorunlarını ÖNCELİKLERİ İÇERİSİNE ALMALI ve çevre konularda somut adımlar atmalıdır. Çevre sorunları her geçen gün artan ülkemizde sorunları çözebilmek amacıyla toplumun tüm kesimini de içeren “ÇEVRE ve ÇEVRE DENETİMİ SEFERBERLİĞİ” başlatılmalı ve söz konusu sorunlar daha da kalıcı hale gelmeden çözülmelidir.

Umarız ki, yukarıdaki görüşlerimiz dikkate alınır ve önümüzdeki yıllarda halkımız ve idarecilerimizle daha kaliteli ve sağlıklı bir çevrede yaşarız.

Yeni hükümete görevinde bir kez daha başarılar dileriz.

Saygılarımızla,

Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu