Trodos dağının güney eteklerine yapılan göletler ülkemizdeki göletlere ciddi bir tehlike oluştururken, yağışların yetersizsiliği susuzluk tehlikesinin ‘kapımızı’ iyiden iyiye çaldığının sinyallerini veriyor.
Felaket yanı başımızda !
· GÜNEY’DEKİ GÖLETLER TEHLİKE…Yaşanan kuraklık ve Rum tarafının Trodos’un eteklerine yaptığı göletler sonucunda ülkemiz göletlerinde ciddi su azalması görüldüğü belirtildi
· YAĞIŞ YOK, SU YOK…Ülkemize ortalama düşen yağış miktarı ortalama 400 mm/yıl iken bu oranın geçen sene 100 mm/yıl olması Ülkesel Su Politikası ve Yönetim Planı’nın gerekliliğini bir kez daha ortaya çıkardığı gözler önüne seriyor.
Trodos dağlarının güney eteklerine yapılan göletlerin, göletlerimizdeki su miktarının azalmasına neden olurken, yağış azlığı da ciddi bir susuzluğa yol açtı.
Uzmanlar da, son günlerde yağan yağışa rağmen hala daha ciddi su sıkıntısının olduğuna dikkat çekti.
Çevre Mühendisleri Odası Başkanı İbrahim Alkan geçen sene ülkemize düşen yağmur suyunun yıllık yağış ortalamasının 5’te 1’i olan 100 mm/yıl kadar olduğunu söyledi. Yeraltı su kaynaklarındaki beslenme ve çekim arasında ciddi bir dengesizlik olduğuna vurgu yapılırken, mevcut dengesizlik sonucunda ülkenin en büyük akiferi olan Güzelyurt Akiferi’ne tuzlu su girişiminin 6 km’ye vardığı beliritldi.
“Su için Acil Önlem Planı artık bir mecburiyet” diye konuşan Alkan, varolan su sıkıntısının devamı halinde beraberinde açlık ve sağlık sorunlarını getirebileceği uyarısında bulundu.
Yağışlarda rekor düşüş
İbrahim Alkan adamızın yağış ortalamasının 1970’li yıllara kadar yıllık ortalama 400 mm/yıl seviyelerinde olduğunu ifade etti. Yağışların son yıllarda azalmaya başladığının altını çizen Alkan, son yıllarda yağışların ortalama yıllık 300-350 mm/yıl civarlarına düştüğünü vurguladı. Geçtiğimiz yıl ülkemiz yağış ortalamasının bu yıl 100-105 mm/yıl civarlarında olduğuna dikkat çeken Çevre Mühendisleri Odası Başkanı İbrahim Alkan, Meteoroloji Dairesi’nin yaptığı açıklamaya göre geçtiğimiz yıl ayrıca sıcaklık rekoru kırıldığını kaydetti.
Beslenme çekim dengesizliği
Yeraltı sularının gün geçtikçe kuruduğunu ifade eden Alkan, yeraltı su kaynaklarındaki beslenme ve çekim arasında büyük dengesizlikler olduğuna dikkat çekti. “Ülkemizin en büyük su akiferi olan Güzelyurt Akiferi aşırı su çekimleri nedeniyle her geçen gün kurumaktadır” diye konuşan Alkan, sözkonusu akiferde fazla su çekiminden dolayı tuzlu su girişiminin 6 km’ye vardığının Jeoloji ve Maden Dairesi tarafından tespit edildiğine dikkat çekti. Lefkoşa ve Gazimağusa’ya Güzelyurt Akiferi’nden sağlanan sudaki tuzluluğun zaman zaman deniz suyuna benzer özelliklere sahip olduğuna dikkat çekilirken, birçok akiferde de aşırı su çekimleri nedeni ile benzer sorunlar yaşandığına vurgu yapıldı.
Göletlerde de ciddi azalma
Ülkemiz göletlerinde suyun genellikle Trodos Dağları ve Beşparmak Dağları’ndan akışa geçen suların tutulması ile gerçekleştiği belirtildi. Bu göletlerin bir kısmının yeraltı sularını besleme amacı ile bir kısmının ise sulama suyu kullanılması amacı ile yapıldığını söyleyen Alkan, ülkemizde sulama amaçlı 18 göletin mevcut oluğunu ve sözkonusu 18 göletin toplam kapasitesinin yaklaşık 16 milyon metreküp olduğu belirtti.
Alkan, Rum tarafının Trodos dağı eteklerine yaptığı göletler ve son yıllarda yaşanan kuraklıklar nedeni ile bu göletlerin doluluk oranının her geçen yıl azaldığını vurguladı.
Acil Önlem Planı mecbutiyeti
Ülkemizde en çok su tüketimi tarımda olduğu ifade edilirken, tarımda kullanılan suyun Kuzey Kıbrıs’ın tükettiği suyun yaklaşık %80’ine denk geldiğine dikkat çekildi. İbrahim Alkan tarımsal sulamadaki kayıpları asgariye indiren teknolojilere geçmenin, su tasarrufu yapmanın, çok su isteyen tarımsal ürünlerden az su isteyen tarımsal ürünlere geçmek için ciddi tarım politikalarının bir an önce hazırlanması ve uygulamaya konmasının artık bir mecburiyet olduğuna vurgu yaptı.
“Yapılması gereken ilk iş turizm, tarım, sanayi, çevre gibi ilgili tüm sektörler ile Ülkesel Su Politikası ve Yönetim Planı hazırlanmasıdır” diye konuşan Alkan, kayıp bir yılın ardından gelecek yıl için acil önlem planının hazırlanması ve uygulanması gerektiğine işaret etti Acil önlem planı içerisinde su tüketicilerini bilinçlendirme, su kayıplarının azaltılması için gerekli çalışmların başlatılması, kaçak kuyulardan çekilen kaçak suların kontrol altına alınması gibi unsurların bulunması gerektiği kaydedildi.
“Açlık ve sağlık sorunlarını beraberinde getirecek”
“Su politikası hazırlanmaz ve uzun vadeli planlar bu politika ve yönetim planı ile ortaya konmazsa su sıkıntısı çok ciddi bir sorun olarak ülkemizi etkileyecektir hatta ve hatta belki bazı bölgelerde kullanılacak su bile bulunamayacaktır” diye konuşan Alkan, suyun gıda ve tarım ile de doğrudan ilişkili olduğunu ve bunun beraberinde açlık ve sağlık sorunlarını da getirebileceğine dikkat çekti.