CMC’ye Avrupai ÇED

“ÇED’in amacı yatırımlara engel olmak değil, yatırımların çevre ile elele tutuşarak yürümesini sağlamaktır. İnsani aktivite olan bir yerde çevreyle mutlaka sevimli, sevimsiz bir ilişki başlar. Bu işi doğru yapmak istiyorsanız, havasına, suyuna, toprağına, sesine, termal kirliliğine dikkat eden bir sistem içinde çalışacaksınız”

· “ÇED’in çok net olarak anlaşılması lazım. Kuzey Kıbrıs’ta şu anda ÇED formaliter bir hadise gibi algılanıyor. Bu tuhaf çünkü ÇED’in içeriği bilimseldir, teknolojiktir ve rasyoneldir. Burada ise idari bir belge gibi bakılıyor. Bu hemen her yerde böyle başlamış ama Kuzey Kıbrıs’ta başlangıç süresi biraz uzun sürmüş. ÇED yatırımcıya yardım eden ama hayatını kolaylaştırmayan bir rapordur”

· “Büyük yatırımlar, faaliyetler Kuzey Kıbrıs’ta büyüyecek. Bugün serbest bölge, yarın çok daha büyük turizm tesisleri, sanayi alanları, enerji üretim tesisleri yapılacak. Bütün bunlar çevreye önemli etki yapan şeyler. ÇED olayını birinci derecede önemli görmelerini sağlamak istiyoruz”

Gemikonağı Serbest Bölgesi yani eski CMC için Proje Geliştirme ve Uygulama Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ali Beba başkanlığında 5 kişilik bir ekip AB direktiflerine göre Çevresel Etki Değerlendirme Raporu (ÇED) hazırlıyor. ÇED raporunun Mart 2009’da tamamlanması öngörülüyor.

CMC arazisini rehabilite etmek, serbest bölge ve liman olarak yatırımcılara ve halkın hizmetine sunmak üzere 49 yıllığına kiralayan portİSBİ şirketi rehabilitasyon işlemi sırasında eski CMC işletmelerinden kalan maden artıklarının da kurulacak geri kazanım tesisinde işlenmesini öngörüyor.

Proje Geliştirme ve Uygulama Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ali Beba, Gemikonağı Serbest Bölgesi için hazırlanmakta olan AB direktiflerine uygun ÇED raporunun önemini Face to Face’e anlattı. Prof. Dr. Ali Beba, ÇED’in amacının yatırımlara engel olmak değil, yatırımların çevre ile elele tutuşarak yürümesini sağlamak olduğunu vurguladı.

“Halen yürürlükte olan ÇED direktifi Türkiye’nin 10 sene önceki hali”

Soru: Gemikonağı Serbest Bölgesi’yle (eski CMC alanı) ilgili ÇED raporu hazırlamak için Kıbrıs’tasınız. Öncelikle bu raporun Kuzey Kıbrıs’ta hazırlanan standard ÇED raporlarından farkı nedir?

Prof. Dr. Beba: Çok ana farklar var. Bizim içinde bulunduğumuz faaliyetin özünde Avrupa Birliği ÇED direktifleri kullanılıyor. AB ÇED direktifleri şu anda Kuzey Kıbrıs’ta kullanılan ÇED yönetmeliğinden çok ayrı özellikler taşıyor. Bunlardan bir tanesi halkın katılımı. Bu faaliyetlerde bir yerde bir proje, bir tesis kurulacağı zaman kurulacak tesisin etrafındakilerin veya konuyla ilgilenen herkesin katılacağı bir halk olması lazım. Bu karar süreci içinde o insanların görüş ve düşüncelerinin yer alması lazım. İkincisi bu süreç doğrudan doğruya Kuzey Kıbrıs’ta uygulanandan format olarak çok farklı. Kuzey Kıbrıs’ta halen yürürlükte olan ÇED direktifi Türkiye’deki direktifin yaklaşık 10 sene önceki halidir. Türkiye’de 17 Temmuz 2008 tarihinde ÇED yönetmeliği yenilenmiştir. Bu yenilenen direktif AB ÇED direktifine uyumludur. En temel farklardan biri de ÇED yapacak grubun yeterlilik belgesi olması gerekir. Kuzey Kıbrıs’ta Yeterlilik belgesi olmadığı gibi bu belgenin nasıl verileceği de muallakta.

Bir de burada her konuda ÇED isteniyor. AB direktiflerinde nelere ÇED yapılacağı bellidir. Büyük aktivitelerde ÇED istenir. Her aktivite için ÇED gerekmez. Yok birbirimizden farkımız. Ama burada olaylar Türkiye’den daha da yavaş gidiyor. Bana göre siz AB’ye çok daha yakınsınız, hemen yarın öbür gün olabilirsiniz gibi. Türkiye’de nereden baksanız 20 sene var. Böyle bir ortamda daha yaratıcı olmak lazım, daha kıvrak olmak lazım, daha modern olmak lazım, daha gayretli olmak lazım.

“ÇED’in amacı yatırımların çevre ile elele tutuşarak yürümesi”

Soru: ÇED’in amacı nedir, kısaca anlatır mısınız?

Prof. Dr. Beba: ÇED’in temel amacı yatırımcıya doğru yol göstermek, yatırımcının önünü kesmemektir. Pek çok insan “bürokratik bir engel daha geldi, artık ÇED olmadan izin alamam” gibi endişelere kapılıyor. Uygulamalarda da maalesef haklı olduklarını da görüyoruz. ÇED’in amacı yatırımlara engel olmak değil, yatırımların çevre ile elele tutuşarak yürümesini sağlamaktır. İnsani aktivite olan bir yerde çevreyle mutlaka sevimli, sevimsiz bir ilişki başlar. Bu işi doğru yapmak istiyorsanız, havasına, suyuna, toprağına, sesine, termal kirliliğine dikkat eden bir sistem içinde çalışacaksınız. Bir taraftan siz tesisinize yönelik mühendislik çalışmaları yaptırıyorsanız, diğer taraftan da çevreye yönelik etkileri de minimize etmek üzere bir çalışma yapacaksınız. Bu iki çalışmanın paralel yürümesi gerekir. Belki bunlar zaman zaman kapışacak ama bunları barıştıra barıştıra götürmeniz lazım. ÇED’in çok net olarak anlaşılması lazım. Kuzey Kıbrıs’ta şu anda ÇED formaliter bir hadise gibi algılanıyor. Bu tuhaf çünkü ÇED’in içeriği bilimseldir, teknolojiktir ve rasyoneldir. Bunları irdelemek lazım. Burada ise idari bir belge gibi bakılıyor. Bu hemen her yerde böyle başlamış ama Kuzey Kıbrıs’ta başlangıç süresi biraz uzun sürmüş. ÇED yatırımcıya yardım eden ama hayatını kolaylaştırmayan bir rapordur. “Yatırımcıya yaparsan böyle etkileri var, şu tedbirleri de al” der.

Soru: Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı’nın ilgil personeline konuyla ilgili de bir seminer verdiniz. Bakanlığın bu konuya yaklaşımı nasıl?

Prof. Dr. Beba: Bakanlık bu konuda çok duyarlı. AB ÇED direktifinden bahsettiğimiz zaman “tamam, gelin o şekilde yapalım” dediler ve bize de “AB normlarında ÇED yaparsanız bunu kabul ederiz” tarzında bir olur yazısı verdiler. Bakanlıkta da bir toplantı yaparak bakanlık personeline AB ÇED Direktifi’nin temel prensipleri, şu anda Kuzey Kıbrıs’ta uygulanandan ayrıldığı en önemli noktalar konusunda bir seminer verdik. Biz kurumsal güçlenmeye de katkıda bulunmak istiyoruz. Bu kalıcı olsun, yararı olsun istiyoruz. Büyük yatırımlar, faaliyetler Kuzey Kıbrıs’ta büyüyecek. Bugün serbest bölge, yarın çok daha büyük turizm tesisleri, sanayi alanları, enerji üretim tesisleri yapılacak. Bütün bunlar çevreye önemli etki yapan şeyler. ÇED olayını birinci derecede önemli görmelerini sağlamak istiyoruz. Personel çok ciddi bilgilendi. Biz tohum ekiyoruz ve zamanı gelince hasat almayı umuyoruz. O gün gelince “mevzuat hazır değil” derlerse, bizim raporumuz istenenden daha detaylı olduğu için onların istediği şekle sokarız.

“Acaba problemi fırsata çevirebilir miyiz”

Soru: Yatırımcının tedbir almasından bahsettiniz. Gemikonağı Serbest Bölgesi’nde öngörülen çalışma nasıl olacak?

Prof. Dr. Beba: Gemikonağı Serbest Bölgesi, eski CMC kirli bir sahil. CMC’deki kirliliğin olmaması lazım. Burada maden artıkları var. “Bu artıklardan değerli olan bazı metalleri acaba çekebilir miyiz? Bunları çekerek orada artıkların kirliliğini azaltabiliyor muyuz?” diye düşündük. Bu işi öngören portİSBİ firmasının temel amacı orada bir tesis kurmak değil, amaç orada bir serbest bölge yapmak. Yaptıkları anlaşmada “önce rehabilite edeceğim” demişler. Çünkü orada bir Allah’ın kulu oturmaz, çalışmaz. Biz “acaba problemi fırsata çevirebilir miyiz” diye bakıyoruz. “Artıkların içindekileri alarak değerli birşeyler kazanabilir miyiz?” Yani hem artıkları değerlendirelim, hem temizleyelim hem de ekonomik faaliyet yapalım. Bu nasıl yapılacak? AB direktifleri “alternatiflere iyi bakın, iyi değerlendirin” diyor.

Soru: ÇED çalışmalarını ne zaman tamamlamayı planlıyorsunuz?

Prof. Dr. Beba: ÇED faaliyetimiz Mart 2009’da tamamlanmış olur. Yatırım konusu yatırımcının kararıdır. AB’ye göre ÇED raporundan itibaren 7 yıl içinde faaliyetin başlamış olması gerekir, olmazsa ÇED geçersiz olur.

“ÇED hazır elbise değil”

Soru: Son olarak ne söylemek istersiniz?

Prof. Dr. Beba: Biz burada yaptığımız işin ciddiyetini anlatmakta zorlanıyoruz gibi hissediyorum. Çok ciddi bir iş yapıyoruz. Bu ciddiyetteki işin de anlaşılmasını istiyoruz. Ben hakikaten çok inandığım, kafamın da kalbimin de örtüştüğü bir iş için buradayım. Ben ÇED raporunu AB normlarında olabilecek en iyi şekilde yapabileceğimizi biliyorum. Ondan sonra uygulamayı söylemek bizim haddimiz değil. Bu raporun buradaki mevcut ÇED’le karıştırılmasından da rahatsızım. ÇED hazır elbise değil, herkesin bedenine göre özel hazırlanır. ÇED çok özel bir olaydır. Bu meseleyi küçük, basit, sıradan birşey gibi görürseniz öyle olur tabii. Kuzey Kıbrıs’ta çevre henüz sadece konuşuluyor, “çöp atmayın” gibi görülüyor. Çevre bir iştir. Çevreye iş olarak baktığınız zaman çevre düzelir.