Bakan şimdilik “bakacak”

Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Mustafa Gökmen, dün düzenlediği basın toplantısında, taşocaklarıyla ilgili herhangi bir önlem açıklamadı BAKAN GÖKMEN SADECE “BAKIP KONUŞTU”… Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Mustafa Gökmen, KIBRIS’ın taşocakları konusunda art arda yaptığı etkili ve sürekli yayınları sonucu bakanlık müdürleri ile açıklama yapma gereği duydu. Taşocaklarıyla ilgili alınacak herhangi bir önlem açıklamayan ve kesin ifadeler kullanmaktan kaçınan Bakan Gökmen, özellikle Beşparmakları kemiren taşocaklarının kurallara uymazlarsa kapatılacağını duyurdu

TAŞOCAKLARI SORUNU ÜLKE GÜNDEMİNE OTURDU… Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Mustafa Gökmen, son haftalarda ülkemizdeki taşocaklarıyla ilgili haberlerin ülke gündemine oturduğunu ve koydukları kriterlere uymayan taşocaklarını kapatma yoluna gideceklerini söyledi

İPSARO’DA VERİLEN RUHSATLAR ASKIYA ALINACAK… Bakanlığının sorumluluğunun bilincinde olduğunu ifade eden Gökmen, “Bakanlık olarak İsparo’da henüz işletmeye geçmeyen şirketlerinin ruhsatları hukuk zeminde ülke çapında daha detaylı çalışma yapmak için ruhsatları askıya alınabilir” dedi

Ali CANSU

Taşocaklarının son günlerde ülkemiz gündemine oturduğuna dikkat çeken Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Mustafa Gökmen, taşocaklarıyla ilgili herhangi bir önlem açıklamazken, belirlenen kriterlere uymayan taşocaklarını kapatma yoluna gideceklerini söyledi.

Gökmen, KIBRIS’ın taşocakları konusunda art arda yaptığı etkili ve sürekli yayınları sonucu bakanlık müdürlerinin de katılımıyla basın toplantısı düzenleme gereği duydu. Özellikle Beşparmakları kemiren taşocaklarının geçmiş hükümetler döneminde verildiğini anlatan Gökmen, taşocakları konusunda kesin bir açıklama yapmaktan kaçındı ve sadece “eğer kurallara uymayan varsa gerekeni yapacağız” dedi.

Hükümet olarak çevre konusunda yapılan yayınlara yönelik sessiz kalmalarının doğru olmadığını; okuyup, takip edip değerlendirdiklerini belirten Gökmen, amaçlarının çok konuşmaktan öte icraat yapmak olduğunu söyledi.

Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı binasında saat 11.00’da düzenlenen basın toplantısına Gökmen’in yanı sıra bakanlık Müsteşarı Durali Elal, Özel Kalem Müdürü Nurettin İskender, Jeoloji ve Maden Dairesi Müdürü Mustafa Alkaravlı ve Çevre Dairesi Müdürü Hülya Altan katıldı.

Beşparmaklar hoş manzara oluşturmuyor

Gökmen, mahkeme kararıyla kapanan kum- çakıl tesislerinin ardından şu anda hoş manzara oluşturmayan Beşparmak Dağları’nda ocak işletmecilerine ruhsatlandırma yapıldığını söyledi.

Son yıllarda çevreci anlayışların gündeme geldiğini ve bunları desteklediklerini ifade eden Gökmen, teknoloji ve kalkınmanın etkisiyle kırma taş ocakçılığının bir mecburiyet olduğunu belirtti.

Gökmen, taşocağı işletmelerinin 2008 Ocak’tan itibaren çevrecilik açısından çok önemli bir sürece girildiğini söyledi.

Taşocakları için 36 kriter belirlendiğini ve bu kriterler ölçüsünde kırma kum ve taşocağı işletmeciliği yapıldığını anlatan Gökmen, “En kötü örnek maalesef gazetelerin ön sayfalarına konuyor. Bu kötü örnek de Karayolları Dairesi’ne ait taşocağıdır. Kriterlere de uymuyor. Bu konuda bakanlığımız ciddi bir çalışma içerisindedir.” dedi.

İpsaro’daki izinler 2002’de verildi

Bakan Gökmen, taşocakları ruhsatların geçmiş hükümetler zamanında verildiğini ve hükümetleriyle ilgili bir iznin söz konusu olmadığını, İpsaro ile verilen ruhsatların da 2002’den itibaren verildiğini söyledi.

İpsaro’da henüz bir çalışma olmadığını ve bu konuda gerekli çalışmayı bakanlık olarak yaptıklarını ifade eden Gökmen, eskiden ülkenin kum- çakıl ihtiyacının Güzelyurt’a bağlı Kumköy sahilinden yapıldığını ve Güzelyurt su aküferinin tuzlanabileceği tehlikesi göz önünde bulundurularak mahkeme kararı ile buradaki işletmelerin kapatıldığını belertti.

İsparo’daki ruhsatlar askıya alınacak

Bakan Gökmen daha sonra kendisine basın mensupları tarafından yöneltilen soruları cevapladı.

Bakanlığının sorumluluğunun bilincinde olduğunu ifade eden Gökmen, İpsaro tepesinin son durumu ile ilgili soruya “Bakanlık olarak henüz işletmeye geçmeyen şirketlerinin ruhsatları hukuk zemininde ülke çapında daha detaylı çalışma yapmak için askıya alınabilir. Biz sorumluluğumuzu ve işimizi biliyoruz” yanıtını verdi.

Gökmen ayrıca, bakanlık olarak gerçek çevrecilerin yanında olduklarını ve bağcıyı dövenlerle uğraşmayacaklarını, doğal hayatı gerçek olarak korumaya çalışanların yanında olacaklarını belirtti.

İpsaro Alçı Tepeleri ile ilgili olarak 2002-2007 arasında beş, hükümetleri döneminde ise üç şirkete alçı taşı çıkarma izni verildiğini belirten Gökmen, buna rağmen İpsaro’nun dimdik ayakta olduğunu söyleyerek henüz bir kazmanın vurulmadığını belirtti.

İpsaro Alçı Tepeleri’yle ilgili kampanya konusunda da Gökmen, “Gerçek anlamda mücadele veren, kampanya yürüten, bu gerçeği ülkenin gündemine getirenlere saygı duyuyorum… Ama bunu fırsat bilen ve hükümet ile bakanlığımı köşeye sıkıştırmaya çalışanları tenzih ediyorum” dedi.

İpsaro Tepeleri ile ilgili kampanya yürüten bir kısım siyasetçinin çevrecilerin yanında yer almasına anlam veremediğini kaydeden Gökmen, ruhsatlandırmanın başlangıç noktasında söz konusu siyasetçilerin yer aldığına dikkat çekti.

Çevre Bakanlığı’nın İpsaro Alçı Tepeleri ile ilgili çok önemli değişiklik yaptığını belirten Gökmen, izinlerin ilk etapta İpsaro Tepeleri’nin yoğun ağaç bulunan kuzey yamaçları için verildiğini, ancak bakanlığın bunu değiştirerek izinleri çok daha az ağacın bulunduğu tepenin güney yamacına kaydırdığını söyledi.

“İhtiyaç duyulan çakıl ve kumun ithal edilmesi” yönündeki görüşler üzerine de Gökmen, konuya evrensel bakılması gerektiğini belirterek, “Bu egoist bir yaklaşım, çevreci bir anlayış değil” dedi.

Kriterlere uymayan taşocakları kapatılacak

KIBRIS’ın “Yeşili ve ağacı sevdiğinizi söylediniz, hiç bölgeye gittiniz mi? Beşparmaklardaki taşocaklarının bulunduğu bölgede sevdiğiniz yeşil tamamen beyaza boyandı. Ayrıca turistlerin en çok uğrak yeri olan bölgeler bunlar. Sürekli de tahribat devam ediyor. Ağaçların yanında dağlar da nasibini alıyor. Tozlara su püskürtmesi yapılmadığı için ağaçlar toz içinde yüzüyor. Bu böyle devam mı edecek. Su kullanmayan taşocaklarını niye kapatmıyorsunuz? Bu konuda ne düşünüyorsunuz?” sorusuna Gökmen, şu cevabı verdi:

“Ben bölgeye gittim. Elbette. Dediğiniz doğrudur. Kriterlerimizin en can alıcı noktalarından birisi budur. Kontroller yapılıyor ama bazı işletmeler su bulma konusunda sıkıntı var. Su bulana kadar dediğiniz gibi tamamıyla durdurulması gerekmektedir. Ama işletme yöntemi ve çalışanların durumunu da dikkate alıyoruz. Ama, işin doğrusu su bulunmadığı taktirde bu işletmelerin faaliyetlerinin durdurulmasıdır. Bu konuda da bir çalışma sürdürüyoruz.

İlk kez bu dönemde bir kontrol ekibi kuruldu, 30 yıldır hiç denetim yapılmadı. Önlem de alınmadı. Kontrol ekibi var ve zaman zaman kontrol yapılıyor. Taşocaklarının belli bir puanın altında puan alırsa izni feshediliyor. Sadece bir ocağı kritere uymadığı için kapattık. Kritere uymayan taşocakları kapatılacak ve bu ekonomik ömrünü tamamlayan taşocakları da kapanacak.”

Eleman ve araç yok

Jeoloji ve Maden Dairesi Müdürü Mustafa Alkaravlı, 2004 yılında yaşanan inşaat patlamasına karşılık yeni taş ocağı izni verilmediğini ve mevcut taş ocaklarının modernizasyonuna gidildiğini kaydetti.

Taşocakları rehabilitasyonu için gerekli araç-gerece vergi muafiyeti getirildiğini ve taşocaklarının modernizasyonu için 12 milyon YTL harcandığını belirten Alkaravlı, bunun çok önemli olduğunu kaydetti.

Taşocağı işletmelerine işletme projeleri çıkartma ve çevre etki değerlendirme raporlarıyla uyumlaştırma, otomatik kantar ve su püskürtme kullanma zorunluluğu getirildiğini kaydeden Alkaravlı, tozun su püskürme yönteminin 18 ocağın 17’sinde var olduğunu, ancak su sıkıntısından dolayı olumsuz tablolarla karşılaştıklarını kaydetti.

İnşaat atıklarının kırılarak altyapı malzemesi olarak yeniden kullanılmasına yönelik bir soru üzerine de Alkaravlı, bir işletmecinin bu alanla yakından ilgilendiğini ve konunun yakında yeniden gündeme gelebileceğini kaydetti.

“Teknik eleman ve araç yönünden daireniz yeterli mi?” sorusuna ise bunların dairelerinde en büyük eksiklik olduğunu ifade ederek, Gökmen’den daireye en kısa zamanda takviye yapılmasını istedi.

Gökmen ise, yeni kurulmuş bir bakanlık olarak kendilerine de bu takviyelerin yapılmasını beklediklerini söyledi.

KIBRIS’ın “Taşocaklarının basamak sistemine geçtiğini ve bu basamaklara ağaçlar ekildiği belirtildi. Su kullanılmaması durumunda tepelere ekilen ağaçlar taşocağından çıkacak tozdan nasibini alacak. Bu konuda ne yapacaksınız” sorusuna Mustafa Alkaravlı, “Bu kadar susuz bir mevsim düşünmüyorduk” cevabını verirken bakan Gökmen’in bu konuda konuşmak istemediği görüldü.

Bir gazetecinin “Bütün taşocaklarını Karayolları Dairesi’nin taşocağının bulunduğu yere toplayamaz mısınız?” sorusuna Alkaravlı, “2006 yılından beridir çalışmalar yapılıyor. Şu anda Karayolları tepesinde basamak sistemi kullanılamaz. O tepenin tamamen yıkılması söz konusudur. Karayolları’nın kendi ocağındaki hakkını devretmesi gerekiyor. Onlara sorduğumuz zaman ‘Karayolları ihalesine çıkığımız malzemeye nereden alacağız” diye cevap veriyorlar.

KIBRIS’ın “Devlet siyasi bir irade ortaya koyarak her geçen gün eriyen dağlarımızı kurtarabilir mi? Bunu yapacak mısınız? Taşocaklarını kapatacak mısınız” sorusuna Gökmen, “Bu kadar karamsar olmayın dağlar yok olmayacak. Rehabilite yapılmadan taşınması başka sorunları ortaya çıkar. İpsaro ile ilgili izinler durdurulacaktır. 18 taşocağıyla ilgili ise çalışmalarımız devam ediyor. Kriterler koyduk bu kriterlere uymayanların izinleri iptal edilecek” şeklinde cevap verdi.