Ülkemizdeki bakır rezervi bilinmiyor

Kıbrıs bakırının çok kaliteli olduğunun bilinmesine rağmen ülkemizdeki bakır rezervi hakkında herhangi bir çalışma bulunmuyor
ARAŞTIRMA YAPMAK BÜYÜK MALİYET İSTİYOR… Dünya bakır rezervlerinin giderek azalması nedeniyle bakırın piyasa değerinin yüksek olduğu ifade edilirken, kaliteli olduğu bilinen Kıbrıs bakırının rezervinin ne kadar olduğu yönünde araştırma yok. Ülkemizdeki bakır rezervlerinin ne kadar olduğunun bilinmediğini ve bu yönde bir araştırma yapılmadığını kaydeden Jeoloji ve Maden Dairesi Müdürü Mustafa Alkaravlı, böyle bir araştırma yapmak için büyük maliyetler gerektiğini vurguladı.

l KIBRIS BAKIRI ÇOK DEĞERLİ… Mustafa Alkaravlı, KIBRIS’a yaptığı açıklamada, Kıbrıs bakırının çok kaliteli olduğunu belirterek, “Kıbrıs bakırı binin üzerinden 999,99 değerinde” dedi. Jeolojik süreç içerisinde, bakır, gümüş ve altının aynı yataklanma üzerinde bulunduğunu belirten Avkaravlı, 1940’lı yıllarda altın üretildiğini ancak altın ve gümüşün ülkemizde çok az bulunduğunu söyledi.

Aral MORAL

Kıbrıs bakırının çok kaliteli olduğunun bilinmesine rağmen ülkemizdeki bakır rezervi hakkında çalışma bulunmuyor.

Kıbrıs bakırının çok kaliteli olduğu da ifade edilirken, rezervin bilinmemesi bir yana, KKTC sınırları içerisinde kalan bakırın çıkartılamaması da büyük bir ekonomik kayıp olarak ortada duruyor.

Jeoloji ve Maden Dairesi Müdürü Mustafa Alkaravlı KIBRIS’a yaptığı açıklamada, Kıbrıs bakırının çok kaliteli olduğunu belirterek, “Kıbrıs bakırı binin üzerinden 999,99 değerinde” dedi.

Ülkemizdeki bakır rezervlerinin ne kadar olduğunun bilinmediğini ve bu yönde bir araştırma yapılmadığını kaydeden Alkaravlı, böyle bir araştırma yapmak için büyük maliyetler gerektiğini vurguladı.

Alkaravlı ayrıca, Güney Kıbrıs’ta faaliyet gösteren Hellenic Mines adlı şirketin, bakır çıkardığını da söyledi.

“1974’ten sonra pirit üretimi yapıldı”

Ülkemizde madenciliğinde iki tür yataklanma olduğunu ifade eden Mustafa Alkaravlı, bunların metalik madenler ve endüstriyel hammaddeler olduğunu kaydetti.

Kıbrıs’ın adını madenlerden aldığını söyleyen Alkaravlı, 1974’ten sonra CMC’nin adayı terk etmesinden sonra pirit (demir sülfat) üretimine yönelik bir takım aktiviteler gerçekleştirildiğini belirtti.

Bu çalışmaların, en son 1985 yılında olduğuna dikkat çeken Jeoloji ve Maden Dairesi Müdürü, “İsviçre kökenli Kemotex isimli şirket pirit üretimine yönelik çalışma yapmıştı. Bu şirketin de gitmesinin ardından bölge tamamen terk edilmiş oldu” diye konuştu.

Daha sonra DOBA Ltd. isimli şirkete, atık havuzlarındaki malzemelerin ekonomik araştırmasını yapmanın yanında, bölgenin düzenlemesi gibi konularda da Bakanlar Kurulu tarafından yetki verildiğini ifade eden Alkaravlı “Daha sonra bu şirket adını Portisbi olarak değişti. Bu şirketin CMC madenlerinin bulunduğu bölgede kapsamlı çalışması var” dedi.

“Bakır rezervlerinin ne kadar olduğu bilinmiyor”

Özellikle Lefke, Aplıç, Karadağ ve Güney Kıbrıs’ta bulunan İskollorisa’da bakır çıktığına dikkat çeken Mustafa Avkaravlı, “Bu bölgelerin dışında başka bir yerde bakır yataklanması yok” diye konuştu.

Endüstriyel hammadde olarak ise kum, çakıl, mozaik, alçı taşı, yapı taşı ve amber çıktığını ifade eden Jeoloji ve Maden Dairesi müdürü, “Bunlar endüstriyel hammaddeleri oluşturuyor” dedi.

Ülkemizdeki bakır rezervlerinin ne kadar olduğunun bilinmediğini ve bu yönde bir araştırma yapılmadığını kaydeden Alkaravlı, böyle bir araştırmak yapmak için büyük maliyetler gerektiğini vurguladı.

Bakırın dünya piyasalarındaki değeri çok büyük

Dünya bakır rezervlerinin giderek azalması nedeniyle, bakırın, piyasadaki değerinin çok yüksek olduğunu belirten Mustafa Alkaravlı, dünyada bakıra talebinin giderek arttığını söyledi.

Alkaravlı, “Kıbrıs bakırı çok kalitelidir. Şu anda Güney Kıbrıs’ta Hellenic Mines isimli şirket bakır elde ediyor. Hellenic Mines’ın çıkardığı bakırın değeri binin üstünden 999,99 değerinde” dedi.

“Bakır, gümüş ve altın aynı yerde bulunur”

Jeolojik süreç içerisinde, bakır, gümüş ve altının aynı yataklanma üzerinde bulunduğunu belirten Avkaravlı, 1940’lı yıllarda altın üretildiğini ancak altın ve gümüşün ülkemizde çok az bulunduğunu söyledi.

Mustafa Alkaravlı, yapılan arşiv araştırmalarında, 1974’ten önce CMC’nin altın aramak için, bir takım havuzlar açmaya çalıştığını belirtti.

Mustafa Alkaravlı sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ülkemizdeki bakır rezervlerinin ortaya çıkartılması için araştırma gerekiyor. Ama araştırma yapılabilecek alanlar CMC’nin imtiyaz alanı içinde. Bazı kısımlar da ara bölgede. Şunu da söylemekte fayda var; bu tür maden araştırmaları büyük ekonomik güç ister.”