Başbakanlık’a bağlı Yatırım Geliştirme Ajansı, Çevre Koruma Dairesi’nin yatırımcılar için yer belirlemesinin ardından yakında yatırımcılara biyodizel üretimi için çağrı yapacak
Çevreci yakıt olarak tanımlanan biyodizelin KKTC’de de üretimi için piyasa düzenlemeleri tamamlandı.
Biyodizel üretimine başlanması için Başbakanlık Müsteşarlığı başkanlığında birçok daire, kuruluş ve belediyenin temsilcilerinin katılımıyla şubat ayından beri sürdürülen çalışmalar sonucunda, Tarım Bakanlığı’na bağlı Akaryakıt Birimi tarafından hazırlanan tüzükle, ülkede yeni bir sektör yaratılması yönündeki çalışmalar hız kazandı.
Başbakanlık’a bağlı Yatırım Geliştirme Ajansı (YAGA), Çevre Koruma Dairesi’nin yatırımcılar için yer belirlemesinin ardından yakında yatırımcılara biyodizel üretimi için çağrı yapacak.
Hem çevre, hem de ekonomiye önemli katkılar yapması hedeflenen biyodizel yakıt üretimi için gerekli hammadde ilk etapta atık yağlardan sağlanacak. Ayrıca, önümüzdeki ekim sezonunda, biyodizel yakıt için çekirdekleri kullanılan yağlı bitkilerden jojoba ekimine başlanacak.
Evsel atık bitkisel yağlar yanında aspir, jojoba, soya gibi bitkilerden üretilen biyodizel, birçok ülkede çevreci yakıt olarak satılıyor. AB de biyodizel üretimini özendiren düzenlemelere sahip. AB, üye ülkelerden, 2005’ten itibaren akaryakıt tüketiminin en az yüzde 2’sini, 2010’dan sonra ise en az yüzde 5.75’ini alternatif yakıtlardan karşılamayı talep ediyor.
Basın toplantısı
Başbakanlık Müsteşarı Öntaç Düzgün, Tarım Bakanlığı Müsteşarı Hasan Kestigül, Yatırım Geliştirme Ajansı (YAGA) Direktörü Ayşe Dönmezer, Çevre Koruma Dairesi Müdürü Hülya Altan ve Akaryakıt Birimi Sorumlusu Mehmet Coşkun, dün öğleyin Başbakanlık’ta düzenledikleri basın toplantısıyla biyodizel üretimiyle ilgili piyasa düzenlemeleri hakkında bilgi verdi ve yapılan çalışmaları anlattı.
Düzgün: Gururlu ve heyecanlıyız
Başbakanlık Müsteşarı Öntaç Düzgün, Bakanlar Kurulu’nun 27 Şubat 2008’de biyodizel piyasası oluşturulması için bir heyet oluşturduğunu, çok süratli ve verimli bir çalışma yaptıklarını söyledi. Kıbrıs’ta ilk kez üretilecek bir biyodizelle ilgili organizasyonu yaptıklarını kaydeden Düzgün, gelinen aşamada gururlu ve heyecanlı olduklarını ifade etti.
Kestigül: Biyodizel, küresel ısınmaya karşı da bir önlem
Tarım Bakanlığı Müsteşarı Hasan Kestigül de, dünyada enerji krizinin sürdüğüne işaret ederek petrol fosil yakıtlarının 50, kömür yakıtlarının da 200 yıllık rezervi kaldığının hesaplandığını belirtti. Küresel ısınmanın yeni bir sorun olmadığını kaydeden Kestigül, biyodizelin bu soruna karşı da önlem olduğunu anlattı. Dünyadaki uygulamalar hakkında bilgiler aktaran Hasan Kestigül, 3 bin 292 kilometrekarelik KKTC’de 1 milyon 400 bin dönümlük tarım arazisinin 900 bin dönümünün tahıl için kullanıldığını bildirdi.
Kestigül, kıraç ve az topraklı kısımları, biyodizel üretimi için gerekli bitki türlerine ayrılması için planlama yapıldığını ifade ederek, KKTC’de jojoba üretimiyle başlamayı hedeflediklerini bildirdi. Tarım Bakanlığı’nın projeye sıcak baktığını ve çiftçilere önümüzdeki sezon bu bitkiyi denetmek istediklerini söyledi.
Tarımda yenilikleri izlemek gerektiğini vurgulayan Tarım Bakanlığı Müsteşarı Hasan Kestigül, ekonomist ve tarım uzmanlarının verdiği bilgiye göre, arpadan bir birim gelir elde ediliyorsa, biyodizel hammaddesi üretiminden iki birim elde edeceğini; devletin gelirinin de üç birim artacağını anlattı.
Hasan Kestigül, biyodizel üretiminin gıda sıkıntısına olumsuz etkisiyle ilgili eleştirilerin hatırlatılması üzerine, biyodizel hammaddesi üretimi için dünyada toplam tarım alanlarının yüzde 8’inin kullanıldığını bildirdi.
Bu bitkilerin geri kalan posalarının hayvan yemi olarak da kullanıldığını belirten Kestigül, Kuzey Kıbrıs’ın ekolojisine uygun türlerin seçileceğini ifade etti.
Neden zeytinin teşvik edilmediğiyle ilgili soruya karşılık da Kestigül, zeytinin çok önemli bir bitki olduğunu vurguladı ve harup ile zeytin için değişik projeleri olduğunu kaydetti. Atık zeytin yağının biyodizel üretiminde kullanıldığını belirten Kestigül, ülkede yılda 2 bin ton atık bitkisel yağın kanalizasyona verildiğini, bu yüzden toprağın ve suyun kirletildiğini anlattı.
Dönmezer: İlk etapta atık yağlarla
YAGA Direktörü Ayşe Dönmezer de, biyodizelin bitkisel üretimden ve atık bitkisel yağlardan elde edildiğini, KKTC’de ilk etapta atık yağlarla biyodizel üretiminin düşünüldüğünü kaydetti.
Dönmezer, Akaryakıt Birimi’nin, enerji piyasası kurulu gibi bir yapının çekirdeğini oluşturacağını belirterek, ileride böyle bir yapıya ihtiyaç duyulacağını söyledi.
Biyodizel üretimine atık yağları kullanarak giren yatırımcıların standart dışı üretimini ve olası patlamaları önlemek için düzenlemelere önem verdiklerini kaydeden Ayşe Dönmezer, standart dışı biyodizelin araçlara ve milli servete de zarar verdiğini ifade etti.
Dönmezer, bu çalışmaların ardından yatırımcılara “yatırım yapın” çağrısı yapabilecek duruma geldiklerini bildirerek, “AB standartlarında üretim ve yatırım yapacak yatırımcılara yer ayarlanması için çalışmalar var. Yakın zamanda duyuru yaparak lisans vermeyi gündeme getirmeyi düşünüyoruz. AB vizyonu çerçevesinde bir an önce altyapısının oluşturulmasıyla, çevrenin tam anlamıyla önünün açılacağına inanıyoruz ve yatırımcılarımıza da bunun müjdesini veriyorum. Çıkan tüzük uyarınca standart dışı üretimler, yasaktır. Belediyelere ve ilgili kurumlara da gerekli duyurular yapılacaktır. Profesyonel yatırımlara kapımız açıktır” diye konuştu.
YAGA Direktörü Ayşe Dönmezer, biyodizel hammaddesi üretiminde jojoba gibi boş, kıraç topraklarda yetişen, kuraklığa dayanıklı bitkilerin tercih edileceğini kaydetti.
Hellim altı sularının geri dönüşümü konusundaki projenin de yakında başlayacağını belirten Dönmezer, bir soru üzerine, Çevre Koruma Dairesi’nin yer belirlemesinin ardından, yakında biyodizel üretimi için yerli ve yabancı yatırımcılardan başvuru kabul edeceklerini söyledi.
Altan: Çevre için bir adım
Çevre Koruma Dairesi Müdürü Hülya Altan da, biyodizel yakıt üretiminin çevre kirliliğinin önlenmesine yönelik bir adım olduğuna işaret etti ve proje için YAGA’ya teşekkür etti.
Biyodizel yakıtların havaya verilen emisyonları azaltarak çevreye katkı yaptığını belirten Altan, insan sağlığı, toprak ve su kirliliği üzerinde olumlu etkiler yarattığını; kanalizasyon sistemlerine katkısının da uzun uzun anlatılabileceğini söyledi.
Altan, “Biyodizel yakıt üretimi, çevre kirliliğinin önlenmesine yönelik çok olumlu bir karardır. Henüz yasal zemini oluşturmuş değiliz ama bu yıl yeni Çevre Yasamızı hazırlayacağız ve onun verdiği yetkiyle de bu çalışmaları da yapabileceğiz” diye konuştu. Altan, ÇED kapsamında olan bu tür yatırımları değerlendirerek yasal yetkilerini kullanacaklarını, bu yatırımın ülke için çok yararlı olacağına inandıklarını dile getirdi.
Coşkun: Lisans alarak üretim yapılacak
Tarım Bakanlığı Akaryakıt Birimi Sorumlusu Mehmet Coşkun, biyodizelin ayçiçeği, aspir, soya, jojoba gibi yağlı tohum bitkilerin yağlarından veya kızartılmış evsel bitkisel yağların veya hayvansal atık yağların bir katalizör eşliğinde alkolle reaksiyonu sonucu oluştuğunu anlattı.
Motorine alternatif olarak düşünülen biyodizel için hazırladıkları tüzük hakkında bilgiler veren Coşkun, üretim için lisans gerektiğini, gerekli duyuruları yapacaklarını söyledi.
Coşkun, atık yağların değerlendirilmesinin önemine işaret ederek, ülkede 5 milyon litre bitkisel yağ ihracatı göründüğünü, bu rakamın 2 bin tonunun biyodizel üretiminde kullanılabileceğini bildirdi.
Önümüzdeki günlerde bir emirname ilan edileceğini, Akaryakıt Birimi’nin atık yağ toplamak için ön lisans vereceğini kaydeden Mehmet Coşkun, detaylı açıklamaları daha sonra yapacaklarını belirtti.
Coşkun bir soru üzerine, biyodizel yakıtı, motorin kullanan araçların rahatlıkla kullanabildiğini kaydetti.
Biyodizel enerjinin faydaları
Basın toplantısında dağıtılan notlarda yer alan bilgilere göre, biyodizel enerji üretimi, ülkelerin enerjide dışa bağımlılığını azaltıyor, ekonomik ve stratejik bir ürün sağlıyor. İstihdam sağlayan bir yan sanayi gelişmesi ve ekonomide katma değer sağlayan biyodizel üretimiyle, çevre dostu bir yakıt elde ediliyor. Biyodizel, 21 günde tabiatta yüzde 99.6’ya varan oranda biyolojik olarak parçalanıyor ve yanması sonucu bitki örtüsü için gereken tabii karbondioksit açığa çıkıyor. Ayrıca, erozyonu önlemede ve topraktaki besin değerlerinin artırılmasında da büyük kazanımlar sağlıyor.
1 litre petrol, 1 milyon litre içme suyunun kirlenmesine yol açarken, biyodizel, sudaki canlılara karşı toksit etkisi olmayan bir yakıt… Biyodizel üretimi sırasına ortaya çıkan gliserin ve potasyum gübresi, ticari amaçlı kullanılabiliyor.
Biyodizel hammaddesi için ekilecek bitkilere, verimsiz araziler değerlenmiş oluyor.
AB’ye üye ülkelerin akaryakıt ihtiyaçlarının belli bir kısmını bu yakıt türünden karşılamaları isteniyor. Üretilen biyodizel, elektrik santrallerinde kullanılarak hem maliyet, hem de hava kirliliğinin azalmasına katkı koyuyor.