Beşparmaklar’daki taşocağı felaketinden rahatsız olduğunu söyleyen Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Mustafa Gökmen, “Beşparmaklar dişleri dökülmüş kadına benziyor” tanımlamasında bulundu
BAKAN, HALEN TAŞOCAKLARIYLA İLGİLİ ADIM ATMIYOR… Kamuoyundan gelen tepkiler karşısında Bakanlar Kurulu, İpsaro Tepesi’ndeki alçı ocağı izinlerini iptal ederken, Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Mustafa Gökmen, yüzyılın felaketi olarak nitelendirilen Beşparmak Dağları’ndaki taşocaklarından rahatsız olduğunu ifade etmesine rağmen, bu çevre felaketine karşı henüz adım atmadı
GÖKMEN: DEVLETİN TAŞOCAĞI, KURALLARA UYMUYOR… Devlet olarak kendilerinin örnek olması gerektiğinin altını çizen Mustafa Gökmen, Karayolları Dairesi’ne, işlettiği taşocağında kurallara uymamasından dolayı sert eleştiride bulundu. Gökmen, Karayolları Dairesi’ne ait olan taşocağının 2004’den beri ruhsatlandırılmadığını ve uyarılara uyulmaması durumunda bu ocağı kapatacaklarını açıkladı
Beşparmaklar’daki taşocağı felaketinden rahatsız olduğunu söyleyen Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Mustafa Gökmen, “Beşparmaklar dişleri dökülmüş kadına benziyor” tanımlamasında bulundu.
Mustafa Gökmen, yüzyılın felaketi olarak nitelendirilen Beşparmak Dağları’ndaki taşocaklarından rahatsız olduğunu ifade etmesine rağmen, bu çevre felaketine karşı henüz adım atmadı.
Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Mustafa Gökmen, sivil toplum örgütlerinin İpsaro bölgesi için aylardır yürütmüş olduğu ve kendisinin de desteklediği bir kampanyanın, dün, Bakanlar Kurulu’ndan çıkan kararla mutlu bir sonla neticelendiğini belirtti.
Cumhuriyet Meclisi’nde dün basın toplantısı düzenleyerek, önceki gün Bakanlar Kurulu’ndan çıkan İpsaro bölgesindeki ocakların ruhsatlarının iptali kararıyla ilgili aldığı kararla ilgili bilgi veren Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Mustafa Gökmen, Beşparmak Dağları’ndaki yüzyılın felaketi olarak gösterilen taşocaklarıyla ilgili herhangi bir önlem açıklamadı.
Çevre Bakanı olarak ülkenin tarihini, coğrafyasını ve güzelliklerini korumakla mükellef olduğuna işaret eden Gökmen, ancak bunun yanında, bakanlığına bağlı Jeoloji ve Maden Dairesi’nin bünyesinde bulunan taşocağı işletmeciliğinin de sağlıklı bir şekilde yürütülmesi, ilmi tespitlerle işletilmesinin de sorumlulukları arasında yer aldığını vurguladı.
Gökmen: Coğrafyanın küçük ve dar olmasının etkileri
Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Mustafa Gökmen, basın toplantısında yaptığı konuşmada, İsparo’ya ilk kez 2002 yılında ruhsatlandırma yapıldığını, bunun yıllar içinde devam ettiğini ve CTP-ÖRP hükümeti döneminde de 8’e ulaştığını ifade ederek, son dönemde verilen ruhsatların ağaç popülasyonu bakımından daha fakir olması gerekçesiyle İpsaro’nun kuzeyinden güneyine kaydırılmış olduğunu anlattı.
Gökmen, ülkenin coğrafyasının küçük ve dar olmasının çeşitli sorunlara yol açtığını, madencilik konusunda yapılan her türlü çalışmanın da göz önünde gerçekleştirildiğini söyledi.
Gökmen, dünyanın başka yerlerinde dağın arkasında yapılan maden çalışmalarını kimsenin göremeyeceğini, ancak KKTC’de durumun bu şekilde olamayacağını; yapılan tahribatların yaratılacak ekonomik değerden daha fazla olduğunu belirtti.
Gökmen, bu nedenle İpsaro’ya henüz kazma vurulmamışken, kamuoyu desteğinin de tavan yaptığı bir noktada konunun Bakanlar Kurulu gündemine getirildiğini ve hiçbir tereddüde mahal verilmeden ruhsatlandırma işlemlerinin iptaline karar verildiğini söyledi.
İptal kararının, ruhsat almış olan işletmelere bakanlığı tarafından bildirileceğini dile getiren Gökmen, ruhsatları iptal edilen şirketlerin, Alçin Ltd, Asca Ltd, m-Tek Ltd, Güral Porselen, Günay Köroğlu ve Medeterenean Ltd olduğunu açıkladı. Ruhsat alan firmaların konuyla ilgili giderlerinin karşılanacağını belirten Gökmen, ruhsat alan firmaların içerisinde işletmesini tamamlayan tek firma olması nedeniyle, Alçin Ltd’e bakanlık tarafından İsparo haricinde bir bölgede alternatif bir imkan yaratılacağını da söyledi.
“İnsan sağlığı her şeyden önemli”
İnsan sağlığının kendileri için her şeyden önemli olduğuna işaret eden Gökmen, ülkedeki taşocağı işletmeciliğinin 30 yıldır bilimsellikten uzak yürütüldüğünü ve bu sürede yaratılan tahribatın 3-4 senede giderilemeyeceğini kaydetti.
Gökmen, taşocağı işletmeciliğinin en yoğun olarak Değirmenlik bölgesinde yapıldığını anımsatarak, bu bölgede, devlete, yani Karayolları Dairesi’ne ait olan taşocağının 2004’den beri ruhsatlandırılmadığını ve kendilerinin bu noktada uyarıda bulunarak 2008 yılında yürürlüğe giren kriterleri yerine getirmesi için zaman tanıyacaklarını, uymadığı takdirde de bu ocağı kapatacaklarını açıkladı.
Devlet olarak kendilerinin örnek olması gerektiğinin altını çizen Gökmen, taşocağı işletmeciliğinde kontrollerin devam ettiğini ve bunları sıkılaştıracaklarını, kriterlere uymayan işletmelere de ihbar yollayarak uyarıda bulunacaklarını belirtti. Gökmen, “İhbar sonrasında da kriterlere uymamaya devam edilirse biliniz ki İpsaro’da yaptığımız gibi taşocağı işletmelerinde de bu hükümet gözünü kırpmadan gereğini yapacaktır” dedi.
“Sivil toplum örgütleriyle aynı saftayız”
Gökmen, yıllardır süre gelen olaylara sesini çıkarmayan ancak gerçek çevrecilerin tepkilerini fırsat bilerek siyasi rant sağlamak için konuya dahil olan kesimleri eleştirerek, “Biz kimseden etkilenmeden kişilerin çıkarını değil ülke insanının sağlığını dikkatte alarak bu çerçevede icraat yaparız” diye konuştu.
Bakanlığının sivil toplum örgütleriyle aynı safta olduğunu vurgulayan Gökmen, aynı zamanda, taş ocakçılığı işletmeciliğinin de ülkenin ihtiyacı olduğunu ve bu ihtiyaç devam ettiği sürece işin de bilimsel metotlarla devam edeceğini belirtti.
Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Mustafa Gökmen, konuşmasının sonunda Beşparmaklar’ın görüntüsünden rahatsız olup olmadığının sorulması üzerinde, “rahatsız olmayan mı var? Ben Beşparmakları dişleri tek tük çıkmış çok güzel bir bayana benzetirim” dedi.