Sevgisizlik ve sorumsuzluk hasta etti…
Doğaya karşı sevgisizlik ve sorumsuzluk, sonunda biricik dünyamızı hasta etti: “küresel ısınma…” Bilim adamları, kuraklıklar ve aşırı yağışlar, alışılmadık sıcak ve soğuk havalar, susuzluklar ve sel felaketleri, hızla eriyen buzullar ve günlerce süren orman yangınlarını, “hastalığın” belirtileri olarak gösteriyor
Mustafa GÜRSEL
Doğaya karşı sevgisizlik ve sorumsuzluk, bitmez-tükenmez, kirlenmez ve bozulmaz bir kaynak sanılan dünyamızı sonunda hasta etti… Bilim adamları, “dünyamızın sıcaklığı olduğunu” söylüyor…
Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) 2007 küresel ısınma raporuna göre, kuraklıklar ve aşırı yağışlar, alışılmadık sıcak ve soğuk havalar, susuzluklar ve sel felaketleri, hızla eriyen buzullar ve günlerce süren orman yangınları, dünyamızın hasta olduğunu gösteriyor… Küresel ısınma nedeniyle dünyamız o kadar çok hasta ki, artık her yaz, bir önceki yılın “sıcaklık rekorları” kırılıyor…
Ülkemiz Kıbrıs da, tüm insanlık için büyük tehlike olan küresel ısınmadan olumsuz şekilde etkileniyor. Kuraklık nedeniyle, tahıl ekili çoğu arazi “ekildiği günkü gibi” duruyor… Sadece tarlalar değil, doğal yaşam alanları da feci bir kuraklık yaşıyor. Birçok bölgede, tek bir yeşil ot dahi yok. Bahar çiçekleri açmadı, açan çok az sayıdaki örnek de çabucak kurudu… Baharın en güzel günlerini yaşamamız gerekirken, etraf sanki de yazın en sıcak günleriymiş gibi; kupkuru…
İnternet ortamındaki bilgilere göre, küresel ısınma nedeniyle yaşanan iklim değişikliği sadece yağmursuz kışlar ve tarımda kuraklık anlamına gelmiyor. Sıcak, susuz ve uzun yazlar, büyük orman yangınları, biyolojik çeşitlilikte azalma ve besin zincirinin bozulması, balıkçılıkta gerileme, tarımsal üretimde dramatik düşüş, hastalıklar, göçler, işsizlik, pahalılık ve bunlara bağlı ekonomik ve sosyal sorunları ifade ediyor…
Küresel ısınmanın en önemli nedeni olarak fosil yakıt (petrol, gaz, kömür) kullanımından kaynaklanan karbondioksit gösteriliyor. Metan, azotoksit ve kloroflorokarbonlar ile su buharının da küresel ısınmada payı var. Bunlara “sera gazları” deniliyor. Bu gazlar atmosferde birikiyor ve güneşten gelen sıcaklığı soğutup “sera naylonu gibi” tutarak ısının uzaya geri dönmesini engelliyor. Sera gazları, dünyanın yeni bir buzul çağı yaşamaması için gereklidir. Ancak insan faaliyetleri nedeniyle atmosfere aşırı miktarda salındıkları için doğal denge bozuldu ve bu durum küresel ısınmaya neden oldu. Dünyamızın ısısı sanayileşme, nüfus ve tüketim artışına bağlı olarak son 100 yılda 0.74 derece arttı. Sera gazları azaltılmazsa, 2100 yılına kadar sıcaklığın 1.8 – 4 derecede daha artacağına ve bunun insanlığa büyük felaketler getireceğine dikkat çekiliyor.
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Paneli’nin, 2 bin 500 bilim adamı tarafından hazırlanan 2007 raporunda, küresel ısınmanın % 90 oranında insan faaliyetlerinden kaynaklandığı vurgulandı.
Küresel ısınmaya karşı tek kurtuluş yolu olarak, fosil yakıt kullanımını azaltıp güneş, rüzgar ve su gibi temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarına daha fazla yönelme gösteriliyor. Ayrıca, dünyadaki orman ve ağaç varlığı ile doğal yaşam alanlarının kesinlikle korunması ve artırılması gerekiyor. Çevreci çöp yönetimi, etkili tedbirler arasında bulunuyor. Bu arada herkes, her türlü tüketiminde tutumlu olacak ve “dünyamızın sıcaklığı olduğunu” düşünerek hareket edecek… Örneğin; bir normal ampulü tasarruflu ampulle değiştirip, yılda 75 kg karbondioksitin dünyamızı zehirlemesini önleyecek… Hiç olmazsa elini uzatıp, gereksiz yere yanan bir lambayı söndürecek…