Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Mustafa Gökmen’den su tasarrufu konusunda ilginç öneri:
Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Mustafa Gökmen, dün mecliste su tasarrufu konusunda yaptığı konuşmada ilginç bir öneride bulunarak, “Suyu doyasıya içmeyiniz” çağrısı yaptı.
Bakan Gökmen, mecliste, kuraklık konusunda gündem dışı konuşma yapan CTP/BG Milletvekili Ali Seylani’yi yanıtlarken yaptığı konuşmada, “Suyu tasarruflu kullanacağız. İçerken dahi doyasıya içmemek gerekir. Ben buna dikkat ediyorum” dedi.
Meclis dün denetim göreviyle toplandı.
İlk olarak “Gümrük ve İstihsal (Değişiklik) Yasa Tasarısı” ile “İş Sağlığı ve Güvenliği Yasa Tasarısı” için ivedilik kararı alındı.
Seylani
İlk gündem dışı konuşmayı yapan CTP-BG Milletvekili Ali Seylani, “su ve kuraklık” konusunu irdeledi.
Ali Seylani, tüm dünyayı etkisi altına alan kuraklığın, bir ada ülkesi olan KKTC’yi çok daha kötü etkilediğini kaydederek, hükümetin bu yönde aldığı önlem ve tedbirleri daha da artırması gerektiğini söyledi.
Uzun vadeli tedbir almak gerektiğini vurgulayan Seylani, özellikle ülkede hissedilmeye başlanan su sıkıntısıyla ilgili olarak Türkiye’den su getirme projesinin hayata geçirilebileceğini belirtti.
Ali Seylani, doğal kaynaklar ve belediyelerin su şebekelerinden dağıttığı suda yaşanan sıkıntının giderilmesi amacıyla kullanılan kuyu suyu tüketiminde insan sağlığına aykırı sular konusunda dikkatli olmak gerektiğini söyledi.
Seylani, su israfı konusunda caydırıcı tedbirlerin şart olduğunu da kaydetti.
Gökmen
Ali Seylani’nin ardından söz alan Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Mustafa Gökmen, su fakiri olan KKTC’de kamuoyunu israf konusunda bilgilendirmek ve bilinçlendirmek gerektiğini belirtti.
Gökmen, bakanlık olarak, ilk kez Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı ile, su kaynakları ve çevre konusunda bilinçlendirmeyi sağlamak için bir müfredat çalışması başlattıklarını söyledi.
Hükümetin kuraklık konusunda aldığı tedbirlerin özünde “suda tasarruf” olduğunu kaydeden Bakan Gökmen, bu konuda kamuoyu oluşturma amaçlı çalışma yapıp, can yakıcı cezai müeyyidelerin getirilmesi gerektiğini kaydetti.
Gökmen, alternatif su kaynakları yaratma çalışmaları devam ederken, mevcut su kaynaklarının kullanımı konusunda bir takım tedbirler almanın şart olduğunu da söyledi.
Ülkedeki tüm su kuyuları ile tankerle su dağıtımını kayıt altına alma çalışmalarında bulunduklarını kaydeden Bakan Gökmen, “Suyu tasarruflu kullanacağız. İçerken dahi doyasıya içmemek gerekir. Ben buna dikkat ediyorum” dedi.
Gökmen, tasarruf konusunda başarılı olmak için halkın desteğinin şart olduğuna işaret ederek, kaynakların tüketiminde sağlıklı bir politika güdeceklerini belirtti.
Tokel
UBP Güzelyurt Milletvekili Türkay Tokel ise KKTC’nin karayolları, özellikle Güzelyurt-Lefkoşa Çift Şerit Anayolu Projesi ile ilgili gündem dışı konuşmasında, karayollarıyla ilgili çalışmaların çok yavaş yürüdüğünü kaydetti
Temeli 2005’de atılan Lefkoşa-Güzelyurt çift şerit anayolunun tamamlanmasının bu gidişle uzun süre alacağını savunan Tokel, 3. etap için ayrılan paranın neden harcanmadığını ve işin 2008’e neden sarktığını merak ettiğini söyledi.
Türkay Tokel, işlerin bu kadar yavaş gitmesinin, devletin ödemeleri aksatmasından kaynaklandığını iddia ederek, “Devletin ve hükümetin bu konuda ihmali var. Başka yere harcanamadığı belli olan bu paranın neden gününde ödenmediği ayrı bir konu” dedi.
Tokel, KKTC’nin hemen hemen tamamında devam eden yol yapım çalışmalarının aksamasının normal olduğunu, ancak Güzelyurt-Lefkoşa anayoluyla ilgili çalışmaların aksamadan sürmesi gerektiğini belirtti.
Bostancı-Taşpınar, Taşpınar-Doğancı yollarının güvenliğinin sağlanacağı yönünde vaatler veren hükümetin bunları hayata geçirmesini isteyen Tokel, bir çocuğun hayatını kaybetmesine neden olan trafik kazasının meydana geldiği Aydınköy-Güneşköy arasındaki bağlantı yolunun da genişletilmesi gerektiğini söyledi.
Tokel, anayollardaki reklam panolarının bazılarının yol güvenliğini tehdit eder ve çevre kirliliği yaratır konumda bulunduğunu da belirterek, başlatılan çalışmaların hızlandırılması gerektiğini kaydetti.
Karayollarındaki trafik levhalarına bir standart getirmek gerektiğini söyleyen Türkay Tokel, “Dünya bu işi nasıl yapıyorsa, bizim de aynı şekilde yapmamız lazım. Buna bir an evvel başlamamız lazım” dedi.
Türkay Tokel, karayollarına kamera yerleştirme çalışmaları hakkında da bilgi istedi.
Usar
Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Salih Usar, karayolları çalışmalarında yoğunluk nedeniyle zaman zaman gecikmeler yaşandığını, ancak oldukça tutuk başlayan Güzelyurt-Lefkoşa Çift Şerit Anayolu Projesi’nin ikinci aşamasında yaşanan gecikmenin kullanılacak malzemeyle ilgili farklı görüşlerden kaynaklandığını söyledi.
Usar, “Girne bizim için ne ise, Güzelyurt da öyledir… 3. etap için gerekli finansman blokajı yapıldı. Nisan ayı sonu gelmeden ihaleye çıkılacak ve en yakın zamanda temel atılacak” dedi.
Aydınköy-Güneşköy yolunun daha güvenli olması için çalışmaları bulunduğunu ve yakın zamanda bunun hayata geçirileceğini söyleyen Usar, köy içi yollar yapılırken vatandaştan gelen talepleri de karşılamaya çalıştıklarını belirtti.
Usar, trafik levhalarının iyileştirilmesi konusundaki eleştirinin yerinde olduğunu belirterek, bu konuda çalışmaları bulunduğunu kaydetti. Yol ve trafik güvenliği konusunda standartlaşmaya gideceklerini belirten Usar, izinsiz olarak dikilen reklâm panoları konusunda da bazı çalışmaları olduğunu söyledi.
Salih Usar, İçişleri Bakanlığı’nın karayollarına yerleştirilen hız kameralarının bazılarında kamera bulunduğu, bazılarında bulunmadığı, ancak bunun değişken olduğu yönündeki açıklamasını hatırlatarak, cezalardan elde edilen gelirlere bağlı olarak kameraların artırılacağını belirtti.
Dürüst
UBP Güzelyurt Milletvekili Kemal Dürüst ise üreticilerin sorunlarıyla ilgili konuşmasında, özellikle tarım üretiminde gerekli tedbirlerin hızlı ve zamanında alınmasının şart olduğunu söyledi.
Üretim sektörünü sözde değil, özde desteklemek gerektiğini kaydeden Dürüst, hükümetin genel politikaları, kuraklık ve su sıkıntılarından kaynaklanan problemler karşısında bedeli üreticilerin ödediğini belirtti.
AB standartlarına geçilemediğini de kaydeden Dürüst, üretici kesimin mağdur durumda olduğunu, tarımsal üretimin giderek zorlaştığını ifade etti.
Üreticinin sıkıntı içinde olduğunu, ancak hükümetin kendilerine gerekli desteği sağlamadığını savunan Dürüst, Doğrudan Gelir Desteği’nin üreticiye gerekli olduğu zaman verilmesini de talep etti. Üretim sektörlerindeki zorluklara dikkat çeken Dürüst, üretim sektörleri yok olduğu zaman ülkenin de bundan etkileneceğini kaydetti.
Üretime destek olunmasını isteyen Dürüst, aksi takdirde ülkeden göçler olacağını belirtti.
Sennaroğlu
Tarım Bakanı Önder Sennaroğlu da, Dürüst’ün dünyayı takip etmediğini, AB’deki destekleme yöntemlerini bilmediğini ve verdiği rakamların doğru olmadığını belirtti.
Yemin 24 YTL’den serbest piyasa koşullarına bırakıldığını, dün sabahki rakamlara göre 29 YTL’den satılmakta olduğunu ifade eden Sennaroğlu, AB’de yem fiyatlarının devlet tarafından belirlenmediğine dikkat çekti.
Gübre fiyatlarının zamlandığını, ancak bunun dünyada da zamlandığını kaydeden Sennaroğlu, petrol ve gıda fiyatlarının da tavana vurduğunu söyledi.
Üreticiye 42 YKR’ye subvansiyeli olarak yem verilmekte olduğunu belirten Sennaroğlu, bunun TC ve Güney’de 51-52 YKR olduğunu ifade etti.
Süt paralarının Güney Kıbrıs ile kuzeyde aynı olduğunu, hellim fiyatının ise KKTC’de daha düşük olduğunu kaydeden Sennaroğlu, AB’de yeme süte subvansiye olmadığını ve KKTC’nin de bu sisteme geçmek istediğini, ancak bunun için uygun şartların beklenmekte olduğunu vurguladı.
Narenciyenin bu yıl altın yılını yaşamakta olduğunu, ürünün yüzde 80-85’inin satıldığını belirten Sennaroğlu, narenciyenin fiyatının devlet tarafından belirlenmediğini ve AB standartlarında destekleme sistemi bulunduğunu kaydetti.
Sıkıntının çok büyük olduğunu, 1974 yılından sonra bu kadar büyük bir kuraklığın ilk defa yaşanmakta olduğunu belirten Sennaroğlu, Doğrudan Gelir Desteği’nin zamanında ödenemediğini, ancak pazartesi gününden itibaren üreticilerin kuraklık tazminatlarını almaya başlayacağını anlattı.
Sennaroğlu, Doğrudan Gelir Desteği ödemelerinin 15 gün veya bir aya kadar ödeneceğini de belirtti.
Karaman
CTP-BG Milletvekili Bayram Karaman da Dome Otel’le ilgili gündem dışı konuşma yaptı.
Dome Otel’in Kıbrıs Türk halkının malı olduğuna dikkat çeken Karaman, Dome Otel’le ilgili ortaklık görüşmelerinin devam ettiğini de söyledi.
Dome Otel’in Turizm Emekçileri Sendikası’na “peşkeş çekileceği” iddialarının doğru olmadığını ifade eden Karaman, DP Genel Başkanı Serdar Denktaş’ın şimdi Dome Otel’le ilgili iddialarda bulunurken geçmişte Salamis Bay Otel’le ilgili yaptığı anlaşmalara uymadığını ve orada çalışanların mağdur edildiğini savundu.
Özelleştirmeye karşı olduklarını ve sendika olarak otelin kendilerine verilmesini istemediklerini sadece ortak aranıyorsa kendilerinin buna talip olduğunu söylediklerini kaydeden Karaman, “Diyoruz ki fedakârlık yapacaksak biz yöneteceğiz” dedi. Dome Oteli çalışanların da yönetimde olacağı şekilde Vakıflarla birlikte yönetmeye istekli olduklarını belirten Karaman, Dome Otel’de Bayram Karaman olarak söz sahibi olmayacağını, turizm emekçilerinin söz sahibi olacağını söyledi.
Ünverdi
UBP Milletvekili Şerife Ünverdi de içme sularıyla ilgili konuşma yaptı.
Bu konuda hükümetin ciddi önlemler alması gerektiğini, konunun insan sağlığıyla ilgili olduğunu kaydeden Ünverdi, halkın sağlığına önem verilmesi halinde bunun yasalar ve tüzüklerle denetlenmesi ve gerekli mekanizmanın kurulması gerektiğini belirtti.
Güzelyurt’tan gelen suyun da ağır metaller konusunda denetlenmesini talep eden Ünverdi, ülkedeki kanser vakalarının çokluğuna dikkat çekti.
Vaiz
Sağlık Bakanı Eşref Vaiz, su konusunun kuraklık ve çevresel etkenler nedeniyle gündemde olduğuna dikkat çekti.
Hükümet olarak su önlemleri ve kuraklık üzerinde sürekli çalıştıklarını ifade eden Vaiz, bakanlık olarak da suyun temizliği üzerinde durmakta olduklarını kaydetti.
Su ve gıda güvenliğine büyük önem verdiklerini ve bu konularda yasa çalışmaları yapmakta olduklarını anlatan Vaiz, Su Yasası’nın Bakanlar Kurulu’nda olduğunu ve örgütlerle yapılan görüşmeler nedeniyle biraz geciktiğini belirtti.
İçme suyu üretimi, ambalajlanması ve dağıtımının da bu yasayla denetleneceğini vurgulayan Vaiz, içme sularındaki kirlenmeyi önlemek için geçen yıl bir genelge yayınlandığını ve mikrobiyolojik kirlenme yaratan işletmelerin kapatıldığını söyledi. Numuneleri kötü çıkan içme suyu üreticilerine kapatma uygulandığını, bunların daha sonra tekrar denetlenerek numunelerinin temiz çıkması halinde açılacağını da anlatan Vaiz, bu üreticilerin sularının her zaman kirli olacağı düşüncesinin de doğru olmadığını, TC’den gelen bazı sularda da büyük oranda kirlilik görülebildiğini vurguladı.
Her hafta tesislerden numune alınmakta olduğunu da açıklayan Vaiz, geçen bir yılda 5 bin 570 su tahlili yapıldığını ve bunun içinde içme, kuyu, şişe deniz gibi suların bulunduğunu da ifade etti.
Vaiz, toplatılmayan sularla ilgili herhangi bir kirlilik sorunu bulunmadığını da söyledi.
Sularda ağır metal denetimi de yapmakta olduklarını ifade eden Vaiz, bu konuda endişe edilecek bir sorun bulunmadığını, limitlerin kabul edilebilir düzeyde olduğunu kaydetti.
Dünya Sağlık Örgütü’nün yayınlanan sınırın 100 bin nüfusta 150 olduğunu belirten Vaiz, kanserin dünyanın sorunu olduğunu ve dünyada bir yükseliş olduğunu ve KKTC’nin bunun içinde olduğunu söyledi.
Vaiz’in konuşmasının ardından yazılı soruların yanıtlanmasına geçildi.
UBP Milletvekili Nazım Çavuşoğlu’nun emekli ikramiyesinin hesaplanmasıyla ilgili Maliye Bakanlığı’nın cevabının gruplara dağıtıldığı ifade edildi.
Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Mustafa Gökmen’den su tasarrufu konusunda ilginç öneri:
Suyu doyasıya içmeyiniz!
Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Mustafa Gökmen, dün mecliste su tasarrufu konusunda yaptığı konuşmada ilginç bir öneride bulunarak, “Suyu doyasıya içmeyiniz” çağrısı yaptı.
Bakan Gökmen, mecliste, kuraklık konusunda gündem dışı konuşma yapan CTP/BG Milletvekili Ali Seylani’yi yanıtlarken yaptığı konuşmada, “Suyu tasarruflu kullanacağız. İçerken dahi doyasıya içmemek gerekir. Ben buna dikkat ediyorum” dedi.
Meclis dün denetim göreviyle toplandı.
İlk olarak “Gümrük ve İstihsal (Değişiklik) Yasa Tasarısı” ile “İş Sağlığı ve Güvenliği Yasa Tasarısı” için ivedilik kararı alındı.
Seylani
İlk gündem dışı konuşmayı yapan CTP-BG Milletvekili Ali Seylani, “su ve kuraklık” konusunu irdeledi.
Ali Seylani, tüm dünyayı etkisi altına alan kuraklığın, bir ada ülkesi olan KKTC’yi çok daha kötü etkilediğini kaydederek, hükümetin bu yönde aldığı önlem ve tedbirleri daha da artırması gerektiğini söyledi.
Uzun vadeli tedbir almak gerektiğini vurgulayan Seylani, özellikle ülkede hissedilmeye başlanan su sıkıntısıyla ilgili olarak Türkiye’den su getirme projesinin hayata geçirilebileceğini belirtti.
Ali Seylani, doğal kaynaklar ve belediyelerin su şebekelerinden dağıttığı suda yaşanan sıkıntının giderilmesi amacıyla kullanılan kuyu suyu tüketiminde insan sağlığına aykırı sular konusunda dikkatli olmak gerektiğini söyledi.
Seylani, su israfı konusunda caydırıcı tedbirlerin şart olduğunu da kaydetti.
Gökmen
Ali Seylani’nin ardından söz alan Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Mustafa Gökmen, su fakiri olan KKTC’de kamuoyunu israf konusunda bilgilendirmek ve bilinçlendirmek gerektiğini belirtti.
Gökmen, bakanlık olarak, ilk kez Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı ile, su kaynakları ve çevre konusunda bilinçlendirmeyi sağlamak için bir müfredat çalışması başlattıklarını söyledi.
Hükümetin kuraklık konusunda aldığı tedbirlerin özünde “suda tasarruf” olduğunu kaydeden Bakan Gökmen, bu konuda kamuoyu oluşturma amaçlı çalışma yapıp, can yakıcı cezai müeyyidelerin getirilmesi gerektiğini kaydetti.
Gökmen, alternatif su kaynakları yaratma çalışmaları devam ederken, mevcut su kaynaklarının kullanımı konusunda bir takım tedbirler almanın şart olduğunu da söyledi.
Ülkedeki tüm su kuyuları ile tankerle su dağıtımını kayıt altına alma çalışmalarında bulunduklarını kaydeden Bakan Gökmen, “Suyu tasarruflu kullanacağız. İçerken dahi doyasıya içmemek gerekir. Ben buna dikkat ediyorum” dedi.
Gökmen, tasarruf konusunda başarılı olmak için halkın desteğinin şart olduğuna işaret ederek, kaynakların tüketiminde sağlıklı bir politika güdeceklerini belirtti.