Orman Dairesi’nin ardından, yine teknik bir daire olan Çevre Koruma Dairesi müdürlüğüne, mevcut hükümet tarafından gayrı ciddi bir atama yapıldı. Çevre Koruma Dairesi müdürlüğüne, sanki bu dairede bu görevi icra edebilecek mevcut hiç kimse yokmuş gibi, başka bir daireden atama yapılmış olduğunu öğrendik.
Özellikle Çevre Koruma Dairesi gibi, tamamen teknik, tarafsız, yasalar, evrensel değerler ve etik çerçevesinde görev yapması beklenen bir dairenin başına, daire dışından siyasi atama yapılması, mevcut hükümetin “ben yaparım olur” mantığıyla devleti yönettiğini ve 3’lü kararname sisteminin nasıl siyasi emeller doğrultusunda istismar edildiğini göstermektedir. Bu güne kadar, Çevre Koruma Dairesi müdürlüğüne hiç Çevre Mühendisi atanmamıştır ve müdürlük atamalarının çoğu siyasi olarak yapılmıştır.
Doğal kaynakları sürdürülebilir olmayan şekilde kullananlar ve kirletenlerin önüne geçmenin en önemli yolu sistematik denetim ve caydırıcı cezaların uygulanmasıdır. 2012 yılında AB müktesebatına uyumlu olan yeni Çevre Yasası yürürlüğe girdi. Bu yasanın uygulanabilmesi için gerekli olan tüzüklerin çoğu halen hazırlanmış değil veya yürürlükte değil. Bu yeni yasada ve hazırlanmakta olan tüzüklerinde kirleticilere yönelik yeni ve daha caydırıcı cezalar öngörülmektedir. İşte bu noktada, cezaları adil bir şekilde uygulayabilecek, bağımsız bir kurumun varlığına ihtiyaç duyulur. Bu maksatla, aynı süreçlerden geçmiş birçok gelişmiş toplum, siyasi etkilerden bağımsız hareket eden, kirleticileri denetleyen “çevre koruma örgüt”lerini oluşturdular. Bunlara örnek olarak, Amerika Birleşik Devletleri’nde EPA (Environmental Protection Agency), İngiltere’de EA (Environment Agency) gösterilebilir. Çevre Örgütü’nün başlıca görevi topluma ait olan su, hava toprak ve bunlar gibi tüm doğal kaynakları anayasa ve yasalar çerçevesinde korumak, geliştirmek ve ülkede çevresel anlamda sürdürülebilir bir ekonomik yapıyı oluşturmaktır. Çevre koruma örgütünün yöneticisi demokratik, adil, şeffaf ve tarafsız biçimce seçilir, görev süresi boyunca siyasi erkin görevden alma yetkisi bulunmamaktadır. Bu şekilde örgüt üzerinde siyasetin etkisi tamamen kaldırılmış olur. Örgüt bağımsız şekilde çevreyle ilgili yasaların uygulanmasını denetler, yasalara uymayanları cezalandırabilir.