SU, ÇEVRE VE TARIM KONGRESİ AKM’DE BAŞLADI (1)

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, müzakere masasına iyi niyetle, bir antlaşma ve çözüm için oturduğunu ancak bütün sorunların çözümünü Kıbrıs meselesinin çözümüne endekslemenin doğru olmadığını söyledi. Eroğlu, “Öncelikle biz kendimiz yapmamız gerekenleri yapmamız lazım. Kendi beceriksizliklerimizden, yanlışlarımızdan, hatalarımızdan kurtulup aşabileceğimiz pek çok sorunumuz var” dedi.

CUMHURBAŞKANI EROĞLU: “BÜTÜN SORUNLARIN ÇÖZÜMÜNÜ, KIBRIS MESELESİNİN ÇÖZÜMÜNE ENDEKSLEME DOĞRU DEĞİL”

“KENDİ BECERİKSİZLİKLERİMİZDEN, YANLIŞLARIMIZDAN, HATALARIMIZDAN KURTULUP AŞABİLECEĞİMİZ PEK ÇOK SORUNUMUZ VAR”

“MASAYA İYİ NİYETLE, BİR ANTLAŞMA VE ÇÖZÜM İÇİN OTURDUK… RUM KOMŞULARIMIZ ÇABA HARCARLARSA BİR SONUCA ULAŞABİLİRİZ”

“21. YÜZYIL, SUYU YÖNETENLERİN YILI OLACAK”

“ASRIN PROJESİ, KIBRIS TÜRK TARİHİNDEKİ EN ÖNEMLİ GELİŞMELERDEN BİRİ… İNŞALLAH İYİ KULLANILACAK”

Lefkoşa, 20 Şubat 14 (T.A.K.): Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, müzakere masasına iyi niyetle, bir antlaşma ve çözüm için oturduğunu ancak bütün sorunların çözümünü Kıbrıs meselesinin çözümüne endekslemenin doğru olmadığını söyledi. Eroğlu, “Öncelikle biz kendimiz yapmamız gerekenleri yapmamız lazım. Kendi beceriksizliklerimizden, yanlışlarımızdan, hatalarımızdan kurtulup aşabileceğimiz pek çok sorunumuz var” dedi.

Türkiye’den su getirilmesinin önemine vurgu yapan Eroğlu, suyun, giderek öneminin arttığını ve 21’inci yüzyılın suyu olan ve suyu yönetebilen ülkelerin yüzyılı olacağını belirtti.

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne bağlı Çevre Mühendisleri Odası, Maden, Metalürji ve Jeoloji Mühendisleri Odası ve Ziraat Mühendisleri Odası’nın işbirliğinde düzenlenen “Su, Çevre ve Tarım Konferansı”nda yaptığı konuşmada, konferansın önemine vurgu yaparak, “su”, “çevre” ve “tarım” gibi başlıkların bağlantı kurularak ele alınmasının son derece isabetli olduğunu söyledi.

Eroğlu, Cumhurbaşkanlığı olarak konferans sonuçlarının takipçisi olacağını kaydetti.

“SUYUN ÖNEMİ ARTIYOR”

Suyun, ülkenin bulunduğu coğrafya için giderek artan bir öneme sahip olduğuna işaret eden Eroğlu, her 5 insandan birinin standartlara uygun ve yeterli miktarda içme suyu bulamadığını, dünya nüfusunun neredeyse yarısının ise temizlik-hijyen amaçlı yeterli sudan yoksun olduğunu belirtti.

Cumhurbaşkanı Eroğlu, yeterli su olmamasına bağlı olarak yeterli gıda üretiminin yapılamaması sonucunda yine dünya nüfusunun yarısının açlık sorunuyla mücadele ettiğini söyledi. Eroğlu, “2050 yılına gelindiğinde nüfusun 9 milyarı, geçeceğini düşünürsek bugün yaşamakta olduğumuz su ve gıda sıkıntısının çok daha büyük boyutlara ulaşacağı açıktır” dedi.

21’inci yüzyılın suyu olan ve suyu yönetebilen ülkelerin yüzyılı olacağını kaydeden Eroğlu, başbakan olarak görev yaptığı dönemlerde öncelikle mevcut su kaynaklarının korunması ve yağmur sularından azami fayda sağlama üzerinde durduğunu söyledi.

“ASRIN PROJESİ, KIBRIS TÜRK TARİHİNDEKİ EN ÖNEMLİ GELİŞMELERDEN BİRİ”

Cumhurbaşkanı Eroğlu, gölet yapımını, 1986’da Türkiye ile ilk kez imzalanan Ekonomik İşbirliği Protokolü ile bu işbirliğinin önemli bir parçası haline getirdiklerini belirtti. Eroğlu, “Ama bunu yeterli görmedim ve her Türkiye Hükümeti ile Anadolu’dan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne su getirilmesi projesini görüştüm, konuştum, gündemlerinde yer alması için çaba gösterdim” dedi.

Su konusunun daha sonraki yıllarda da Türkiye ile ilişkilerde sürekli gündeme geldiğini kaydeden Eroğlu, şöyle devam etti:

“Hakkını teslim etmek lazım ki son olarak Sayın Recep Tayyip Erdoğan gelişen teknolojiyi, eskiden yaşanan güçlüklerin artık aşılması gerektiğini de göz önünde bulundurarak projenin adım adım takipçisi oldu ve sonuçta büyük bir hayalimiz gerçekleşme yoluna girdi. ‘Asrın Projesi’ olarak da tanımlanan Türkiye’den Kıbrıs’a Borularla Su Getirme Projesi, 2011 yılında 7 Mart’ta benim doğum günümde başladı. O gün düzenlenen törende de belirttiğim gibi ben bu olayı Kıbrıs Türk tarihindeki en önemli gelişmelerden biri sayıyorum”

“İNŞALLAH DOĞRU KULLANILACAK”

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, projeyle sağlanacak su miktarının yılda 75 milyon metreküp olup, suyun yaklaşık yarısının 37,76 metreküpünün içme-kullanma suyu, geri kalanı ise 37,23 metreküpünün sulama amaçlı kullanılmasının planlandığını söyledi.

Koşulların zorluğu nedeniyle Mart 2014’de tamamlanması beklenen projenin Temmuz ve Ağustos, hatta yıl sonunu bulabileceğini kaydeden Eroğlu, “İnşallah doğru kullanılacak, etkin ve yararlı bir şekilde, çevreci bir anlayışla kullanılacak ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Tarımı için yepyeni, parlak bir dönem başlayacak” dedi.

Eroğlu, Anavatan Türkiye ile suyun barış suyuna dönüşmesi için gereken çalışmaları yapmaya hazır olduklarını ancak şu ana kadar bu yönde Rum tarafından en küçük bir işbirliği önerisi almadıklarını söyledi.

“HEDEF 100 BİN ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİSİ, YILDA 1 MİLYON TURİST”

Bir ada ülkesi olarak KKTC için suyun önemli olduğunu kaydeden Eroğlu, “Bizim gelişebileceğimiz alanlar bellidir. Üniversitelerimiz, turizm, ticaret, bankacılık gibi… Ve tabii ki tarım… Hedefimiz 100 bin üniversite öğrencisi, yılda bir milyon turisttir” dedi.

Cumhurbaşkanı Eroğlu, beslenme ihtiyaçlarını kendi tarım ürünleriyle karşılayan bir ülke olarak tarımsal üretime önem vermek gerektiğini söyledi. Eroğlu, İklimsel avantajlara, toprakla suyu eklenmesiyle ihracat için de önemli bir potansiyel yaratılabileceğini kaydetti.

“ÇEVRE KONUSUNDA İSTENİLEN İLERLEME SAĞLANAMADI”

Çevre konusunun, henüz istenilen ilerlemenin sağlanamadığı alanların başında geldiğini söyleyen Eroğlu, ilk Çevre isminin de yer aldığı bakanlığın oluşturulması kararının kendisine ait olduğunu hatırlattı.

Cumhurbaşkanı Eroğlu, şöyle devam etti:

“Ülkemize gelecek üniversite öğrencilerine, turistlere sunabileceğimiz en değerli hazinemizin kirlenmemiş, zenginliklerini barındıran bir çevre olduğunu göz önünde tutmuştuk ama geldiğimiz, daha doğrusu gelemediğimiz nokta beni üzüyor. Tüm beldeler Belediye hudutları içine alındı, hala Çevre Bakanlığımız var ama duyuyorum, dinliyorum, görüyorum ki çevre ile ilgili sorunlar azalacağına artıyor… Bu konuda daha fazla gecikmeye tahammülümüz yoktur. Hep beraber elimizi taşın altına sokmak ve çevre denilince ilk akla gelen temizlikten başlayarak sorunlarımızı azimle, kararlılıkla geride bırakmalıyız”

“MASAYA, BİR ANTLAŞMA İÇİN OTURDUK”

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, konuşmasının sonunda Kıbrıs konusuna da değinerek, görüşme masasına iyi niyetle, bir antlaşma ve çözüm için oturduğunu söyledi. Eroğlu, “Rum komşularımız Kıbrıs’ta var olan gerçekleri dikkate alarak masaya gelirler ve yepyeni bir Kıbrıs yaratmak için çaba harcarlarsa bir sonuca ulaşabiliriz” dedi.

Kıbrıs konusunun konuşulmamış yanı kalmadığını, önemli olanın niyet olduğunu kaydeden Eroğlu, şöyle devam etti:

“Biz halkımızın önünü açan, bizi daha güzel yarınlara götürecek, bölge ve dünya için örnek oluşturacak bir çözüme varız.. Ancak birileri bizim bu iyi niyetimizi, kendilerine Kıbrıs Türk Halkı’nın kendi kendini idare etme hakkını, güvenliğini, ekonomik potansiyelini, kendilerinin insafına terk edeceğimizi sanıyorsa fena halde aldanıyor.

Anlaşma Kıbrıs konusunu çözmeli, Kıbrıs Türkü’nü değil… Bizi çözüp geleceğimizi tehlikeye atacak bir antlaşmaya Kıbrıs Türk halkı evet demez. Bir çözüm ise ancak iki halkın da evet demesi ile olacak. Kimse bunu aklından çıkarmamalı…”

“SORUNLARIN TAMAMEN ÇÖZÜM OLMAMASINA BAĞLAMA DOĞRU DEĞİL”

Cumhurbaşkanı Eroğlu, çözümün önemli olduğunu ama bütün sorunların çözümünü Kıbrıs meselesinin çözümüne endekslemenin doğru olmadığını söyledi. Eroğlu, “Öncelikle biz kendimiz yapmamız gerekenleri yapmamız lazım. Kendi beceriksizliklerimizden, yanlışlarımızdan, hatalarımızdan kurtulup aşabileceğimiz pek çok sorunumuz var…” dedi.

Eroğlu, Rum ambargolarının ekonomi ve dünyaya açılma konularında olumsuz etkileri olduğunu ancak ama sorunlarımızı tamamen çözüm olmamasına bağlamanın doğru olmadığını ve yanlışa sevk ettiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, şöyle devam etti:

“Kimse bizim elimizi tutmuyor… Ekonomimizi geliştirebiliriz. Su, çevre ve tarım alanında büyük atılımlar yapabiliriz… Yeter ki hükümetlerimiz, siyasi partilerimiz, sivil toplum kuruluşlarımız el-ele gönül gönüle versinler ve kısır çekişmeden uzak durarak, proje ve hizmet yarışı içine girsinler…”
KAYNAK: http://www.turkajansikibris.net/index.php/lang/tr/cat/249/news/147158