Petrol Dolum Tesisi Neden Gündemden Düşmüyor?

Basın Bildirimiz yayınlandı..
Petrol Dolum Tesisi Neden Gündemden Düşmüyor?
Ülkemizde belirli bir çevre ve fiziksel arazi kullanım politikamızın (Ülkesel Fiziki Plan) ve Stratejik Çevresel Değerlendirme prosedürünün olmayışı ne yazık ki her geçen gün çevre sorunlarının artarak devam etmesine yol açmaktadır. Çevreyi göz ardı ederek uygulanmak istenen siyasi politikalar, geleceği planlamadan verilen önemli kararlar çevre sorunlarının toplum sağlığını etkiler boyuta gelmesine neden olmuştur.
“Petrol Dolum Tesisi Neden Gündemden Düşmüyor”

Ülkemizde belirli bir çevre ve fiziksel arazi kullanım politikamızın (Ülkesel Fiziki Plan) ve Stratejik Çevresel Değerlendirme prosedürünün olmayışı ne yazık ki her geçen gün çevre sorunlarının artarak devam etmesine yol açmaktadır. Çevreyi göz ardı ederek uygulanmak istenen siyasi politikalar, geleceği planlamadan verilen önemli kararlar çevre sorunlarının toplum sağlığını etkiler boyuta gelmesine neden olmuştur.
Ülkenin hemen her bölgesinde kronikleşen ve çözüm bekleyen birçok çevre problemi varken ve mevcut problemleri çözmek adına somut adımlar atılmazken üzülerek görmekteyiz ki yoğun bir “çevreyi tehdit eden yatırımlar” gündemi yaratılmakta ve gelecekte yaşanacak çevre sorunlarına davetiye çıkarılmaktadır. Son olarak; Bakanlar Kurulu kararıyla İskele Kalecik köyünde bir arazinin “Kirli Sanayi ve Enerji Depolama Bölgesi” olarak ilan edilmesi ve Teknecik Elektrik Santralinin bulunduğu alana petrol dolum tesisi yapılması için adım atılması yeni çevre felaketlerine yol açacağı açıkça görülen bir gerçektir.
Ülkemizdeki mevcut yasalara göre küçük bir sanayi bölgesi tasarlanacağında dahi o yerin sanayi kullanımları için uygun olup olmadığının anlaşılabilmesi için ÇED Raporu hazırlanıp Çevre Koruma Dairesi’nin onayına sunulması gerekmektedir. Avrupa Birliği’nde ise, sanayi bölgesi oluşturulması veya benzeri tüm ülkeyi etkileyecek yatırımlarda, Stratejik Çevresel Değerlendirme prosedürü işlemekte ve halkın konu ile ilgili görüşleri alınarak kararlarda başlıca etki eden faktör olmaktadır. Söz konusu durumda ise “Kirli sanayi” yatırımlarının yapılabilmesi için ayrılan Kalecik’teki bu alan için hiçbir etüd ve çalışmanın yapılmadığını üzülerek görmekteyiz. Kalecik bölgesinde, 1990’lı yıllarda kurulan ağır sanayi ve/veya Kirli sanayi tesisleri olmasından dolayı bu bölge BK_kararıyla kirli sanayı ilan edilmiş, ancak Ülkede fızıkı plan veya bolgenin ilkel bır yasa olan Fasıl -96 yollar ve binalar yasası kapsamında olduğundan her turlu yatırım bu yasa altında değerlendirilmiştir. YIL-2012’de ise yıne aynı şekilde uygulama yapılmaması gerekır. Bolgesel Stratejık Çevresel Değerlendirmeler hazırlanıp planlama yapılmalıdır. Bölgede;Bafra turizm yatırım alanı, toplu konutlar, turistık tesisler,Alçı ocağı-taş ocağı, boğaziçi kayıkcı limanı, tatil siteleri ve kirli sanayi içiçe geçmiştir.
Ayrılan alanın petrol dolum tesisi yapılabilmesi için ön izin niteliğini de taşıması son derece kaygı vericidir. Söz konusu tesisin önce Lefke’ye, ardından Büyükkonuk Bölgesine yapılacağının duyurulması ve sivil toplum örgütleri önderliğinde bir kamuoyu oluşturularak Hükümetin verdiği kararlardan dönerek tesisten vazgeçmesi umut verici olmuştur. Ancak gelinen noktada tesisten tamamen vazgeçilmiş olmaması ve ülke gündemini hala daha neden işgal ediyor olduğunun cevaplanması gerekmektedir. Petrol dolum tesisi projesinin hayata geçmesiyle tarihi , kültürel ve doğal güzellikleri bünyesinde barındıran adamızın çevresel olarak etkileneceği net olarak görülmektedir.
Hükümet Politikalarının yıllardır turizm odaklı olarak geliştirildiği bu bölgede, böylesi bir projenin yer almaması gerektiği aşikardır. Tesisin ve buna benzer tesislerin ülke gündeminden tamamen kalkması gerekmektedir. Adamızın geleceği ve toplumun yok oluşunun önüne geçebilecek olan turizm, çevre, sağlık ve eğitim politikalarına çok daha fazla önem verilmelidir.
Sonuç olarak; Ülkemizde kronikleşmiş olan çevre sorunlarına bir yenisini eklememek için ; hem ekonomik beklentileri karşılamayacağı net olan , hem de çevresel etkileri oldukça fazla olan petrol dolum tesisi ve bunun gibi çevresel risk faktörü yüksek olan yatırımların ülke gündeminden tamamen çıkarılması gerekmektedir.

Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu (a)
Nilden Bektaş