Çevre Koruma Vakfı (ÇEKOVA) Mütevelli Heyeti ve Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Atakol, KKTC’nin çevresine büyük tahribat yapma olasılığı daima gündemde olacak olan RIXOH projesi gibi çok tehlikeli bir projenin uygulanmasının KKTC’ye ihanet etmek demek olduğunu savundu. Yedikonuk bölgesine yapılacak petrol dolum tesisiyle ilgili projenin tehlileri olacağını belirten Atakol, olası bir kazanın yaratacağı olumsuz etkilere dikkat çekti. Atakol, dünyadan örenekler de vererek, “Kimse, biz her çeşit önlemi alıyoruz, dolayısı ile bizde olamaz, diyemez, iddia edemez ve garanti veremez” dedi.
ÇEKOVA RIXOH PROJESİ’NİN ÇED RAPORUNU DEĞERLENDİRDİ
ATAKOL: “KKTC’NİN ÇEVRESİNE BÜYÜK TAHRİBAT YAPMA OLASILIĞI DAİMA GÜNDEMDE OLACAK OLAN RIXOH PROJESİ GİBİ ÇOK TEHLİKELİ BİR PROJENİN UYGULANMASI KKTC’YE İHANET ETMEK DEMEK”
“BİR KAZA KKTC’NİN BÜTÜN KUZEY SAHİL ŞERİDİNİ YAŞANMAZ HALE GETİRECEK”
“HİÇBİR MADDİ KAZANÇ OLASI BİR KAZANIN ÇEVREYE YAPACAĞI TAHRİBATIN KARŞILIĞI OLAMAZ”
Lefkoşa, 26 Ocak 12 (T.A.K.): Çevre Koruma Vakfı (ÇEKOVA) Mütevelli Heyeti ve Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Atakol, KKTC’nin çevresine büyük tahribat yapma olasılığı daima gündemde olacak olan RIXOH projesi gibi çok tehlikeli bir projenin uygulanmasının KKTC’ye ihanet etmek demek olduğunu savundu.
Yedikonuk bölgesine yapılacak petrol dolum tesisiyle ilgili projenin tehlileri olacağını belirten Atakol, olası bir kazanın yaratacağı olumsuz etkilere dikkat çekti.
Atakol, dünyadan örenekler de vererek, “Kimse, biz her çeşit önlemi alıyoruz, dolayısı ile bizde olamaz, diyemez, iddia edemez ve garanti veremez” dedi
KKTC’nin küçük bir ülke oluğunu, çok kısa bir süre içerisinde kirletilebiliceğini belirten Atakol şunları söyledi:
“Nitekim de öyle olmuştur. Ülkemiz baştan başa bir çöplüğe dönüşmüştür. KKTC’nin sokakları, caddeleri, yolları, dağları, bayırları, vadileri, denizleri, sahilleri, açıkçası her tarafı kirletilmiş, doğası tahrip edilmiş, bu felakete dur diyecek bir kurtarıcı bekliyor. Ülke bu halde iken, ”yangına körükle gider” gibi, insanlarımızın geleceğini dinamitleyecek RIXOH projesi gibi çok tehlikeli bir proje, Toplumumuza empoze edilmeğe çalışılıyor. “Demoklesin Kılıcı gibi”, KKTC’nin çevresine büyük tahribat yapma olasılığı daima gündemde olacak olan böyle bir projenin uygulanması demek, KKTC’ye ihanet etmek demektir”
ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİNİ KÖRELTMEYİN
KKTC’nin, insanı ile, doğası ile, tarihi ile, denizi ile, iklimi ile bir turizm cenneti olduğuna dikkat çeken ÇEKOVA Başkanı, “ KKTC’yi kalkındıracak olan “bacasız sanayi” dediğimiz turizm ve eğitimdir. Bunun için de, temiz bir çevre ve tahrip edilmemiş bir doğa gerekmektedir. Bu güzel Ülkeye kıymayın, çocuklarımızın geleceğini köreltmeyin” ifadelerini kullandı.
ÇED RAPORU ONAYLANDI
Atakol yaptığı yazılı açıklamada, Yedikonuk-Büyükkonuk bölgesinde inşası öngörülen “KKTC Sıvı Yük Yükleme ve Boşaltma Terminali Projesi” ile ilgili Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Raporunun 9 kişilik bir komite tarafından onaylandığını açıkladı. Atakol söz konusu komitenin genel olarak devletin bürokratlarından oluştuğunu kaydetti.
ÇED Raporu incelendikten sonra, ÇEKOVA’nın görüşlerini 8 sayfalık bir raporla Çevre Koruma Dairesi’ne 10 Ocak tarihinde ilettiğini belirten Atakol, raporla ilgili bilgi verdi.
KKTC’nin bir turizm ve bir eğitim ülkesi olduğunu, bu iki sektörün, lokomotif sektör olarak KKTC’nin geleceğini şekillendirebileceğini kaydeden Atakol, “KKTC ancak böyle projelerle kalkınabilir. Rixoh projesi ve benzeri projeler, KKTC’nin geleceğini dinamitleyen projelerdir. KKTC’nin büyüklüğü, alt yapısı ve mevzuatı böylesine projeler için müsait değildir. Gelişmiş, çağdaş ülkelerdeki bu konudaki mevzuatın bizde alfabesi bile yoktur. Bir sorun çıkması durumunda derdimizi kimseye anlatma olanağımız olmayacaktır” dedi.
Atakol raporda yer alan bilgileri özetle şöyle sıraladı:
“ÇED raporunda, “Rixoh Ortak Girişim Grubunun gerçekleştireceği yatırımlarla 1.200.000 m³ kapasitede sıvı yük depolama sahaları (tank çiftlikleri) oluşturulacaktır. Buradan yıllık 10.000.000 (on milyon) m³ sıvı yükün geçmesi öngörülmektedir” denmektedir. Yani, her 10 yılda bu tank çiftliklerinden, 100.000.000 (yüz milyon) m³, başka bir deyimle 100.000.000 (yüz milyon ) ton sıvı yük geçecektir. Bir kaza, KKTC’nin bütün kuzey sahil şeridini yaşanmaz hale getirecektir.
Yine ÇED raporunda kullanılacak gemilerin 250.000 (iki yüz elli bin)m³’e kadar çıkan kargo kapasiteleri olacaktır denmektedir. 250.000 m³ ham petrolün bir kaza sonucu KKTC’ye vereceği tahribatı düşünmek bile istemiyoruz…ÇED raporunda liman inşası için “ Toplam 250.000 (iki yüz elli bin) m³ kaya beton dolgu yapılacaktır ” denmektedir.
BEŞPARMAK DAĞLARINDA TAHRİBAT
Raporda ayrıca burada kullanılacak olan kayaların Beşparmak Dağlarından alınacağı ve beton için kullanılacak olan kum ve çakıl’ın da Beşparmak taş ocaklarından tedarik edileceği belirtilmektedir. 250.000 (iki yüz elli bin) m³ kaya, Beşparmak Dağları oyularak alınacaktır. Zaten dönüşü olmayan bir tahribata uğramış Beşparmak Dağları bundan böyle varlığını tamamen yitirmiş olacaktır. Bir kamyon’un taşıma kapasitesini 5 ton olarak düşünürsek, bu, 50.000 (elli bin) kamyonluk kaya anlamına geliyor. Bu da Beşparmak Dağlarına yapılacak tahribatın boyutlarını göstermektedir…
BAKİR GÜZELLİKLER ETKİLENECEK
Rapora göre, hafriyat çalışmalarında 113.045 (yüz on üç bin kırk beş) m³ toprak ortaya çıkacaktır. Yine rapora göre 7.000 (yedi bin) m³ hafriyat arazi düzenleme çalışmalarında kullanılacak, geriye kalan 106.000 (yüz alı bin) m³ toprak ise tamamı ile kıyı ve deniz arasında yeterli eğimin sağlanabilmesi için dolgu malzemesi olarak kullanılacaktır.”
Bütün bu işlemlerin ülkenin bakir güzelliklerinin nasıl yok olacağının açık göstergeleri olduğunu vurgulayan Atakol, “Böylesi devasa bir projeden denizin kirlenmemesi mümkün değildir. Bu bizim mantığımıza kesinlikle uymayan bir görüştür. Denizin kirletilmeyeceğini kimse garanti edemez” ifadesini kullandı.
ÇED raporunda, tesiste yılda bir ya da iki kez yapılacak olan her bir temizlikte ortalama 6.000 (altı bin) m³ tank dibi çamur oluşacağı söylenmekte olduğunu da belirten Atakol, “Bu atıkların, tankların temizliği sırasında sızdırmaz ve paslanmaz tenekelere alınarak ve bir yıldan fazla depolanmamak kaydıyla, Çevre Koruma Dairesinden izinli bir bertaraf tesisinde bertaraf edileceği belirtilmektedir. Rapor ayrıca, KKTC’de böyle bir tesisin bulunamaması durumunda, tehlikeli atık niteliği taşıdığı ifade edilen söz konusu atıkların, yurt dışında bertaraf edileceğini belirtmektedir” dedi.
EKONOMİ SIFIRLANIR
Atakol şöyle devam etti:
“KKTC, en basit çevre sorunları ile başa çıkamazken, Teknecik Elektrik Santralinin bacasına bir filtre koyamazken, Ülkenin dört bir yanı çöplerle kaplanmışken, zararsız atıkları dahi bertaraf edemezken, senede 6.000 – 12.000 m³ tehlikeli atık üretecek olan bir projeye onay vermenin mantığını anlamak mümkün değildir…1967’den 2010’a kadar, yani 43 yıl içerisinde 36 büyük petrol kazası olmuştur. Nerdeyse, her yıl büyük çevresel felakete neden olan petrol kazaları olmuştur. Bu kazaların neden olduğu tahribat, yaralar ve ölümcül yıkım, yarım asırla bir asır gibi uzun yıllar devam edecektir. RIXOH projesi bu kazalardan muaf olamaz. Bir kaza, KKTC’nin turizmini, dolayısı ile, ekonomisini, sıfırlama noktasına getirecektir.”