“2012 YILININ ÇEVREYİ YOK EDECEK UYGULAMALARIN GÜNDEMDEN HİÇ DÜŞMEDİĞİ BİR YIL OLARAK HAFIZALARDAKİ YERİNİ ALDIĞI” KAYDEDİLDİ

KKTC’de, 2012 yılının, çevre sorunlarının Kıbrıs sorunundan daha fazla konuşulduğu, ‘‘çevreyi yok edecek uygulamaların gündemden hiç düşmediği bir yıl’’ olarak hafızalardaki yerini aldığı; petrol ve doğal gaz arama çalışmalarının gölgesinde geçen ve sahillere petrol dolum tesisleri kurulmasının mevcut hükümet tarafından ‘‘inatla’’ ve ‘‘ısrarla’’ savunulduğu bir yılın geride bırakılmakta olduğu kaydedildi.

“GEÇMİŞ YILLARA GÖRE ARTIŞ GÖSTEREN BİRÇOK SAĞLIK SORUNUNUN ÇEVRE KİRLİLİĞİ VE ÖZELLİKLE DE KİMYASALLARDAN KAYNAKLANDIĞI” BELİRTİLDİ

BİYOLOGLAR DERNEĞİ, ÇEVRE MÜHENDİSLERİ ODASI İLE TABİPLER BİRLİĞİ “2012 YILI ÇEVRE DEĞERLENDİRME RAPORU”’NU AÇIKLADI

Lefkoşa, 27 Aralık 12 (T.A.K): KKTC’de, 2012 yılının, çevre sorunlarının Kıbrıs sorunundan daha fazla konuşulduğu, ‘‘çevreyi yok edecek uygulamaların gündemden hiç düşmediği bir yıl’’ olarak hafızalardaki yerini aldığı; petrol ve doğal gaz arama çalışmalarının gölgesinde geçen ve sahillere petrol dolum tesisleri kurulmasının mevcut hükümet tarafından ‘‘inatla’’ ve ‘‘ısrarla’’ savunulduğu bir yılın geride bırakılmakta olduğu kaydedildi.

Ülkede geçmiş yıllara göre artış gösteren birçok sağlık sorununun, çevre kirliliği ve özellikle de kimyasallardan kaynaklandığı; her geçen yıl kimyasal-toksik madde kirliliği ile astım, kanser, hormonal ve cinsel gelişim bozukluklarının, hamilelerde düşük ve ölü bebek doğurma oranının, çocuklarda öğrenme güçlüğü, dikkat eksikliği, otizm, hiperaktivitenin arttığı da vurgulandı.

Biyologlar Derneği, Çevre Mühendisleri Odası ile Kıbrıs Türk Tabipler Birliği, bir basın toplantısı düzenleyerek “2012 yılı Çevre Değerlendirme Raporu”’nu açıkladı.

Tabipler Birliği’nde yer alan, Biyologlar Derneği Başkanı Hasan Sarpten, Kıbrıs Türk Tabipler Birliği Çevre Sorumlusu Nurçin Arıkbuka, Kıbrıs Türk Tabipler Birliği Asbaşkanı Teksen Köroğlu ile Çevre Mühendisleri Odası Sekreteri Yasemin Çobanoğlu’nun hazır bulunduğu basın toplantısında, rapor, Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Nilden Bektaş tarafından okundu.

“2012 YILINDA ÇEVRE AÇISINDAN SINIFTA KALINDI”

Raporda 2012 yılında çevre açısından birçok konuda sınıfta kalındığı, “çevre” adına olumlu yönde birkaç adım atılmış olmasına karşın çevrenin korunması adına alınması gereken daha çok yol olduğu kaydedildi.

2012 yılında ülkede mevcut olan çevre sorunlarına kalıcı çözümler getirilemeden yenilerinin eklendiği, çevrenin kirlendiği, toplum sağlığının tehdit edildiği, katı atıkların kontrolsüz bertarafının, atıksu kirliliği, Teknecik Santralinin yarattığı hava kirliliği, Gemikonağı Maden Atıkları, plansız yapılaşma ve İmar Planlarının olmamasının kronikleşen çevre sorunlarının sadece bir kısmı olduğu vurgulanan raporda, “havamız, suyumuz, toprağımız her geçen gün daha da kirletilmeye devam etmektedir” denildi.

“YETERSİZ OLSA DA OLUMLU ŞEYLER DE YAPILDI”

Yetersiz olsa da olumlu şeylerin de yapıldığı kaydedilen raporda, henüz yasanın gerekleri yerine getirilmemiş ve ilgili tüzükleri hazırlanmamış olsa da yeni Çevre Yasası’nın önemli bir gelişme olduğu dile getirildi.

Raporda, Dikmen Çöplüğü’nün ıslah edilmesi, Güngör Düzenli Depolama Tesisi’nin açılması, atık su arıtma tesisleri ve kanalizasyon şebekelerinin artırılması da olumlu adımlar olarak sıralandı.

‘‘Yenilenebilir Enerji Yasası’’nın yürürlüğe girmesi ve bu doğrultuda kısmen de olsa gerekli çalışmalara başlanması ile Kalecik’te bulunan Aksa Elektrik Santraline kapasite artırımından dolayı da olsa iyileştirme çalışmaları yapılmaya başlanması, “umut verici” olarak nitelendirilirken, Büyükkonuk, Bağlıköy ve Kalavaç gibi örnek köy uygulamalarının artırılması, özel girişimler yoluyla olsa da yeniden kazanılabilir ve geri dönüştürülebilir bazı atıkların ayrı bir şekilde toplanmaya başlanması ve Çevre Koruma Dairesi tarafından atık pillerin toplanmaya başlanması da olumlu uygulamalar olarak değerlendirildi.

PLANSIZ YAPILAŞMA, KATI ATIK SORUNU

Plansız yapılaşmanın birçok çevre sorununu beraberinde getirdiği, Lefkoşa İmar Planı ve Girne Liman bölgesini kapsayan plan dışında hiçbir bölgede imar planları yapılmadığı, emirnamelerin İmar Yasalarına dönüşmediği vurgulanan raporda, katı atık sorununun devam ettiği, dere yataklarına ya da gözden uzak bölgelere boşaltılan çöplerin, kontrolsüz bir şekilde yakıldığı, bu sorunların çözümü yönünde bazı adımlar atılmış olmasına rağmen istenilen başarıya ulaşılamadığı belirtildi.

Atıksu kirliliğinin de kronikleşmiş bir çevre sorunu olduğu, birçok yerleşim biriminde kanalizasyon sistemi bulunmadığı, kanalizasyon bulunan ya da yapılmakta olan bir çok şehirde ise bu tesislerin iyi işletilen arıtma tesisi ile sonlanamadığı yer alan raporda, “atık sularımızın yarattığı kirlilik bir taraftan toplum sağlığını tehdit ederken diğer bir taraftan suların tekrar kullanılamaması su fakiri olan adamızın su kaynaklarının tükenmesine yol açmıştır. Ülkesel su politikamızın olmaması su kaynaklarının kontrolsüz bir şekilde kullanılmasına neden olmaktadır. Akiferlerin büyük oranda tuzlanması, kontrolsüz su çekimleri gibi nedenlerin tetiklediği su sorunlarına kalıcı çözümler ortaya konulmamıştır” denildi.

“İNSAN SAĞLIĞINA VERİLEN DEĞERİN NE KADAR UCUZ OLDUĞU…”

Özellikle büyük merkezlerde yapılan hava kalitesi ölçümlerinde, havada bulunan toz miktarının AB standartlarının üzerinde çıktığı, Teknecik ve Kalecik Termik Santrallerinden çıkan zehirli gazların yıllardır bölge insanını zehirlerken, doğayı da tahrip etmeye devam ettiği ifade edilen raporda, “İnsan sağlığına verilen değerin bu kadar ucuz olduğu bir kez daha gözler önüne serilmiştir” denildi.

“TAŞ OCAKLARI ..ORMAN VE DAĞLARIN TALANI HIZLA DEVAM ETTİ”.

KKTC’de yıllardır yaşanan ciddi çevre sorunlardan bir tanesi olan taş ocakçılığının; yarattığı görsel kirliliğin yanı sıra, toz, gürültü ve sarsıntılarla bölgedeki tüm canlı yaşamını etkilemeye devam ettiği, bu soruna çözüm bulunması çeşitli düzenlemeler yapıldığı ancak istenen hedeflere ulaşılamadığı da belirtilen raporda, ihtiyaç oranında, çevresel önlemlerin alındığı çağdaş standartlarda ocakların işleyeceği ve ayrıca geçmişte kapatılan tesislerin nasıl rehabilite edileceği iyice düşünülerek gerekli adımların planlanıp uygulanmaya konulması gerektiği vurgulandı.

“HÜKÜMET KADAR, YEREL YÖNETİMLER DE SINIFTA KALDI”

Genelde yerel yönetimlerin istenilen düzeyde çevreye değer vermediği, Lefkoşa Türk Belediyesi’nde yaşanan yönetim zaafiyeti sonucunda çevre sağlığını korumak şöyle dursun, halk sağlığının hiçe sayıldığı ifade edilen raporda, “Ülkemizin dışa açılan yüzü olan Başkent Lefkoşa’nın içerisine düştüğü akıl almaz durum toplum sağlığını ciddi anlamda tehdit etmiş, deyim yerindeyse 2012 yılına damgasını vurmuştur” ifadesi yer aldı.

“Hükümet kadar, yerel yönetimler de sınıfta kaldı” denilen raporda, birçok belediyenin temel belediyecilik hizmeti olan güvenli suyun temin edilmesini başaramadığı, çeşmeden sağlıklı içme suyu akması yönünde olumlu adım atmaya çalışan Gönyeli Belediyesi tarafından sağlanan suyla ilgili olarak da halkın tedirginliği olduğu belirtildi.

“BU ÜLKEDE KANSER ARTIK KADERİMİZ OLDU…”

“Hiçbir konuda dünyada sıralamasına girmediğimiz halde ‘kanser’ vakalarında dünyada ilk 5 arasında olduğumuz gerçektir. Öyle ki, ülkemizde neredeyse maruz kaldığımız tüm çevresel etkenler kanserojendir. Mesela, belediyelerin tüm uyarılarımıza rağmen günümüzde gelişmiş hiçbir ülkede uygulanmayan araçlarla sokak sokak gezerek havaya attığı zehirlerle sivrisinek mücadelesi yapmaya çalışması bunlardan sadece bir tanesidir” denilen raporda, tarımsal ilaçların bilinçsizce kullanılması, zehirlerin denetlenememesi, organik tarım veya hatta iyi tarım uygulamalarının dahi desteklenmemesinin sorunun temelinde yatan unsurlar olduğu ifade edildi.

Raporda, CMC atıklarının ise sadece KKTC’nin değil, Akdeniz’in en büyük çevre sorunlarından birisi olduğu da kaydedildi.

“PETROL DOLUM TESİSİ..ANLAŞILMAZ BİR ISRAR….”

“Çözüm bekleyen birçok çevre problemi varken ve mevcut problemleri çözmek adına somut adımlar atılmazken yoğun bir ‘çevreyi tehdit eden yatırımlar’ gündemi yaratılmakta ve gelecekte yaşanacak çevre sorunlarına davetiye çıkarılmaktadır” ifadeleri yer alan raporda, Petrol Dolum Tesisi’nin buna en büyük örnek olduğu vurgulandı.

“ÇEVREYE YİNE YETERSİZ KAYNAK AYRILDI”

Çevre sorunlarının çözülebilmesinin tek yolunun çevre politikalarının öncelikler arasına alınması olduğu belirtilen raporda, “Ancak, 2013 yılı bütçesinde çevreye ayrılan payın binde 2 civarında olması önümüzdeki yılda da çevre sorunlarının çözümü doğrultusundaki çalışmaların yeterli düzeyde yapıl(a)mayacağını açıkça ortaya koymaktadır” denildi.

“ÇEVRE YASASI UYGULANMALI”

Çevre Yasası’nın barındırdığı bazı eksiklikler ve boşluklar olmasına karşın çevreyi ileriye götürecek bir yasa olması beklendiği kaydedilen raporda yasanın en önemli adımı olan uygulayabilme mekanizmasının yasa çıkarmak kadar önem arz eden bir konu olduğu vurgulanan raporda, “yasayı denetleyecek ve elbette caydırıcı cezalandırmaları yapacak sistemin ilgili tüm devlet mekanizmalarına ivedilikle yerleşmesi gerekmektedir” denildi.

Raporda şu ifadeler de yer aldı: “Çevre sorunlarının her geçen gün arttığı ülkemizde sorunları çözebilmek amacıyla somut adımların atıldığı; Yasaların uygulandığı; çevre suçlularının cezalandırıldığı; Çevreyi göz ardı ederek uygulanmak istenen siyasi politikalardan vazgeçildiği; kısacası sorunların daha kalıcı hale gelmeden çözüleceği bir yıl en büyük temennimizdir. Unutulmamalıdır ki çevremizin temiz olması, yaşam kalitesinin de yükselmesini beraberinde getirecektir.”
KAYNAK:http://www.turkajansikibris.net/index.php/lang/tr/cat/249/news/118388