Taş Ocakları ve Çevre Çalıştayı’nın sonuç bildirgesi yayımlandı
5 Aralık Dünya Madenciler Günü vesilesiyle, taş ocağı çalıştırıcıları temsilcileri ve çevre örgütleri temsilcilerinin katılımıyla düzenlenen iki günlük “Taş Ocakları ve Çevre Çalıştayı”nın sonuç bildirgesi yayımlandı.
Sonuç bildirgesinde, “ülkedeki en büyük görsel kirliliği oluşturan Değirmenlik bölgesinde bulunan Karayolları Dairesi’ne ait taş ocağının rehabilitesine yönelik uygulamaların yürürlüğe konulması” istendi.
Bildirgede ayrıca, taş ocaklarının “sürdürülebilir çevre” ilişkisi içerisinde çalıştırılması ve agrega üretiminde elde edilen ve görüntü kirliliğine neden olan stabilize nitelikli malzemenin kullanılması için yasal düzenleme yapılması çağrısında da bulunuldu.
KAYNAK : http://www.gundemkibris.com/tas-ocaklari-ve-cevre-calistayinin-sonuc-bildirgesi-yayimlandi-19121h.htm
Türkiye’den borularla getirilecek suyun depolanması için Geçitköy bölgesinde inşa edilecek olan barajın yapımında taş ve kum malzemesi tedariki için kullanılacak taş ocağının yerinin belirlenmesine yerel birimlerle birlikte karar verilmesi gerektiği de kaydedildi.
Sonuç bildirgesinde, taş ocağı sektörünün de verimli olması adına taş ocağı ürünlerinin ülkeye katma değer yaratacak biçimde alternatif ürünler üretilerek değerlendirilmesi gerektiği vurgulandı.
İki günlük çalıştaya, Çevre Koruma Dairesi, Çevre Mühendisleri Odası, Jeoloji ve Maden Dairesi, KEMA Vakfı, Maden, Metalürji ve Jeoloji Mühendisleri Odası, Taş Ocakları Birliği, Taş Ocakları Vakfı, Türkiye Maden Mühendisleri Odası ve Türkiye Çevre Mühendisleri Odası temsilcileri katıldı.
BEKTAŞ GÖZE : “TOZ VE GÖRÜNTÜ KİRLİLİĞİ ÖNCELİKLİ”
Bu arada, taşocaklarına kullanım sonrası doğal yaşamı yeniden kazandırmak amacıyla çalışmalar yürüten TAŞOVA’nın Başkanı Bektaş Göze, TAK muhabirine yaptığı açıklamada, kum ve çakılın hayati malzeme olması, ekonomik açıdan önemli bir sektör olması ve taş ocaklarına doğal hayatın yeniden kazandırılması gerektiği için konunun çok boyutlu ele alındığını kaydetti.
Bektaş Göze, çalıştaya sektöre taraf olan her kesimi davet ettiklerini ancak çalışma yapmalarına rağmen yerel yönetimler ve sektör çalışanlarının çalışmalarda yer alamadığını kaydetti.
Taşocakçılığın ülke ekonomisi adına önemli bir sektör olduğunu kaydeden Göze, 2003’ten sonra taşocakçılığı alanında dev yatırım gerçekleştirildiğini ancak inşaat sektöründeki düşüşün ve yurt dışına satış beklentileri gerçekleşmeyince sektörün büyük bir çöküş yaşadığını kaydetti.
Çalıştaydan beklenen sonuçla ilgili olarak Göze, “Yol ve altyapı yapacaksak taş ocaklarının çakıl ve kumuna ihtiyaç var, ancak çevre kaygısı da var. Çevreden vazgeçemeyeceğimize göre bu hayati malzeme hem çevreyi koruyarak, hem insanları isyana sürüklemeden nasıl yapılabilir ?” dedi.
İşletmesi esnasında yayılan toz ve sonrası ortaya çıkan görüntü kirliliğinin taş ocağı işletmelerinin en büyük sorunu olduğunu ifade eden Göze, “Bu öne çıkarıldığı için bunu irdelemek ve buna çareler aramak önceliklidir ana genelde tüm ocaklar mikroskop altındadır” diye konuştu.
AKKUŞ: “EN BÜYÜK SORUN PLANLAMA OLMAMASI”
Türkiye Çevre Mühendisleri Odası Merkezi Yürütme Kurulu Üyesi Fatma Akkuş ise, KKTC’de taşocakçılığının sorunları ile ilgili olarak “Sorunlar var, en büyük sorun da, planlama olmaması. Yani ocak açılmadan önce ocak nasıl işletilecek ? kapattıktan sonra nasıl doğaya nasıl kazandırılacak?” dedi.
Akkuş, Türkiye’de mevcut taş ocaklarına Çevre Etki Değerlendirme Raporu yapılırken KKTC’de yapılmadığını, Türkiye’de taş ocaklarında çevre mühendisi ve maden mühendisi zorunluluğu bulunduğunu KKTC’de ise sadece lisans yenilemede avantaj sağladığını kaydetti.
Taş ocaklarında var olan bozuklukların düzeltilmek istendiği takdirde düzeltilebileceğini kaydeden Akkuş “Süreç düzelecektir Türkiye de 10 yıl önce bu durumdaydı” dedi.
Akkuş, taş ocaklarında toz ve gürültünün çok önemli kirleticiler olduğunu, bunun denetlenmemesinin KKTC’de bir eksiklik olduğunu dile getirdi.