İntihar anlamı taşır

ÇEKOVA Mütevelli Heyeti ve Yönetim Kurulu Başkanı Atakol, petrol dolum tesisi inşasını içeren projeye karşı olduğunu söyledi: Gözde SÜREÇ
Çevre Koruma Vakfı (ÇEKOVA) Mütevelli Heyeti ve Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Atakol, ülkemize petrol dolum tesisi inşa edilmesini içeren projenin, “KKTC’nin intiharı anlamı” taşıdığını söyledi.
Tesiste bir kaza yaşanması halinde bunun ülkeyi yaşanmaz hale getireceği uyarısını yapan Atakol, “KKTC’nin dünya haritasındaki yerini “gidilmez bölge” olarak belirleyecek” dedi.
Atakol, tüm halkın projeye karşı birleşerek karşı çıkmasını istedi.
Ülkede kirliliğin çok ciddi bir kirlilik sorunu yaşandığını, deniz ve havanın kirlendiğini belirten Atakol, eğitim seferberliği başlatılarak, çevre bilincinin geliştirilmesini istedi.

“Kirlilik artıyor”

Kenan Atakol, çevre sorunlarının ciddi boyutlara ulaştığını belirterek, özellikle çöp kirliliği, denizlerin kirletilmesi ve hava kirliliğinin her geçen gün arttığını kaydetti.
Flora, fauna ve yeşilin yok edildiğini ifade eden Atakol, ülkede çarpık yapılaşma yaşandığını, çağdışı kalmış bir alt yapı bulunduğunu söyledi.
Atakol, “Beşparmak dağlarının dönüşü olmayan tahribata uğraması, tabela ve reklam panoları ve güneş ısıtıcıları kirliliği, tarım ilaçlarının bilinçsizce kullanımı, iskan bölgeleri ile iç içe olan seraların neden olduğu zehirli gazlar, gürültü kirliliği, erozyon ve trafik anarşisi önemli çevre sorunlarındandır” dedi.

“Çevre kirliliği önlenmeli”

Atakol, çevre kirliliğinin önüne geçmek amacıyla hükümetin çöp, hurda ve inşaat artıklarını temizlemek için bir seferberlik ilan etmesi gerektiğini söyledi.
“Güneş ısıtıcıları, şehir içi ve şehir dışı reklam panolarının neden olduğu çevre estetiğini bozucu görüntülere izin verilmemeli” diyen Kenan Atakol, yeşil bir çevre için bazı adımlar atılması gerektiğini belirtti.
Bu çerçevede ağaç dikimini özendirici tedbirler alınması gerektiğini ifade eden Atakol, ambalaj atıklarını değerlendirerek yeniden ekonomiye kazandırmak için gerekli yasal ve idari önlemler alınmasını istedi.
Tarım ilaçlarının satışı, kullanımı ve denetimi ile ilgili gerekli yasal düzenlemeler ivedilikle yapılmasının önemine işaret eden Atakol, “İskan bölgeleri ile iç içe olan kimyasal bomba niteliğindeki seralar yasal düzenlemelerle iskan bölgeleri dışına çıkarılmalı” dedi.

“Bilinç sağlanmalı”

Kenan Atakol, çevre bilincini artırmanın şart olduğunu söyleyerek, eğitim seferberliği başlatılması gerektiğine vurgu yaptı.
Atakol, ilkokul, ortaokul, lise ve üniversitelerin tüm bölümlerinde “çevre korumanın” zorunlu ders olarak eğitime dahil edilmesini istedi.
Çevre ile ilgili bir devlet politikası oluşturulması gerektiğini söyleyen Atakol, “Bu politikanın tüm gerekleri harfiyen uygulanmalıdır. Bu politikanın öncelikleri arasında, çevreyi kirlilikten arındırmak, kirletenleri cezalandırmak, doğanın tahribini önleyici önlemleri almak, yeşilin korunmasını ve yeşil alanların artırılmasını sağlamak olmalıdır. Taş ocaklarının neden olduğu tahribatı durdurmak, sahillerin ve alçak orman alanlarının yağmalanmasını önlemek de çok önemli” dedi.
Karpaz Milli Parkı’nın gelecek nesillere bırakılacak en büyük miras olduğunu söyleyen Atakol, bu bölgeyi korumak ve yeni Milli Parklar oluşturmayı sağlamanın devlet politikasına dahil edilecek konular arasında olması gerektiğini ifade etti.

“Kimsenin insan sağlığıyla oynamaya hakkı yok”

“Teknecik Elektrik Santrali’nin halkın korkulu rüyası olduğunu söyleyen Atakol, “Devlet vatandaşlarını her çeşit olumsuzluğa karşı korumakla sorumludur. Sağlık her şeyin önünde gelir. Devlet öncelikle bu sorunu çözmelidir” diye konuştu.
İnsan sağlığıyla oynama hakkına kimsenin sahip olmadığını ifade eden Atakol, mağdur olanların yasal ve Anayasal haklarının göz ardı edilemeyeceğini belirtti.
Dikmen çöplüğünün ülke için bir utanç kaynağı olduğunu söyleyen Atakol, “Bir çöp sorununu çözemeyen bir toplum olarak tarihe geçeceğiz. Bu sorunu çözmek için yapılan çalışmaların bir an önce bitirilmesini ve başarılı olmasını istiyoruz” diye konuştu.

“Enkazla mücadele etmek zorunda bırakıldık”

Güzelyurt bölgesinde CMC şirketinden arta kalan atıklar konusuna da değinen Atakol, bölge insanının ve devletin, tarifi imkansız bir enkazla mücadele etmek durumunda bırakıldığını kaydetti.
“KKTC insanının insan hakları ihlali söz konusudur” diyen Atakol, sözlerine şöyle devam etti:
“CMC kanayan bir yara. Kıbrıs’ta 1974 Barış Harekatına kadar faaliyette bulunmuş olan söz konusu şirket, ardında bir enkaz bırakarak ayrılmış. Kıbrıs’ı sömürerek milyonlar kazanan şirket sahipleri sır olup kaybolmuşlardır. Bu konuda bir çalışma yapılamaz mı diye düşünüyorum. Bunlar yapılırken, bizim de bu enkazın olumsuzluklarını ortadan kaldırmak için gerekli çalışmaları yapmalıyız.”

“Petrol dolum tesisleri KKTC’nin intiharı”

Önce Lefke’de yapılması planlanan, daha sonra da Gazimağusa’da inşa edilmesi planlanan petrol dolum tesisleriyle ilgili görüşlerini açıklayan Atakol, projenin hayata geçirilmesi halinde, bunun KKTC’nin intiharı anlamına geleceğini söyledi.
Projenin devasa akaryakıt depolarının inşası, akaryakıt taşıyan tankerler ve akaryakıt ikmali yapan gemiler içereceğini kaydeden Atakol, “Tankerler gelecek, gidecek, gemiler gelecek, gidecek. Bu tankerlerin ve gemilerin gidip gelirken kaza yapmayacaklarını kim garanti edebilir?” diye sordu.
Olası bir kazanın KKTC’nin dünya haritasındaki yerini “gidilmez bölge” olarak belirleyeceğini söyleyen Atakol, “Kıbrıs Türkü bir bütün olarak bu projeye karşı çıkmalıdır” dedi.