Küçük bir ada ülkesinde yaşıyoruz. Doğal kaynaklarımızın her geçen gün tükenmekte olduğu ülkemizdeki yaşadığımız birçok çevre sorunun nedeni plansız yapılaşmadır. Altyapı eksiklikleri, katı atık, su temini, atık su, enerji, gürültü ve daha bir çok sorununun kaynağı yaşanan planlama eksiklikleridir.Plansız yapılaşmanın her geçen gün artarak devam ettiği ülkemizde plansız yapılaşmanın önüne ancak Ülkesel Fiziki Plan ve İmar Planları ile geçilebilir. Ancak ülkemizde Lefkoşa İmar Planı ve Girne’ Liman bölgesini kapsayan plan dışında hiçbir bölgede imar planları yapılmamıştır. Gelişmekte olan bölgelere emirnameler hazırlanarak yapılaşmanın önüne geçilmesi amaçlanmış fakat birçok bölge için geç kalınmıştır. Acil durumlarda hızlı düzenlemeler yapmak amacıyla kullanılan Emirnameler geçici planlamalar olup, Emirnamelerin belli bir süre sonra İmar Planlarına dönüştürülmesi gerekmektedir.
Geçmiş yıllarda da emirnamelerin kaldırılması gündeme gelen ülkemizde, bugünlerde de emirnamelerin değiştirilip yüksek binaların yapımına izin verilmesiyle gündeme gelmiştir. Yapılan emirnamelerin birçok bölgemizde keyfi uygulamalarla, hiçbir çevresel politika gözetmeksizin değiştirilmesi yine geçmiş yıllarda ülkemizin gündemine gelmiştir. Yapılan yanlışlar devam ettiği ve geçici planlama enstrümanları olan emirnamelerin imar yasalarına dönüşmediği ve idarecilerin yetkisinde kaldığı sürece önümüzdeki yıllarda yine aynı planlama eksikliklerinden bahsedeceğimiz gerçeğini kavrayarak hareket etmeliyiz.
Geçtiğimiz günlerde Liman Hotel’in yıkılarak, özelliklerini tümden değiştirecek bir biçimde yenilenmesi ile gündeme yerleşen Girne, bir başka planlama yanlışlığı içeren yüksek binalara verilen izinlerle çalkalanmaktadır. Eski Eserler Yasası altında listelenerek koruma altına Liman Hotel’in, artık tamamen değiştirilmesiyle tarihi doku zarar görmüş, kent kimliğinin güçlü öğelerinin silinmesine neden olmuştur.
Ayrıca, bütünsel bir planlama yapmadan, bir birinden kopuk gökdelenlerin Girne kentinde yükselmesi yaşanan sorunların daha da artmasına neden olacaktır. Girne kentinin mevcut su ve atıksu altyapısı hâlihazırda günün gereksinimlerini dahi karşılayamamaktadır. Ayrıca turizm açısından adamızın göz bebeği olan bu kentimizin, tarihi dokusu ve kentleşme yapısı, planlanan yüksek binalarla tamamen zıt bir karaktere sahiptir. Günümüzde artık turizm için yüksek oteller yerine, eko-turizm veya butik otel tarzı yerleşmeler tercih edilmektedir.
Vurgulamak isteriz ki; Çevre Mühendisleri ekonomik gelişime de karşı değildir. Ancak gelişim, plansız ve altyapısız olduğu takdirde sürdürülemez ve bugün yaşadığımız sorunlar büyüyerek ülkemizi yaşanamaz hale getirecektir.
Emirnamelerin değiştirilmesi yada kaldırılmasının önüne geçilmesi amacıyla artık yapılması gerekenler açıktır. Emirnamelerin imar planları ile detaylandırılması ve kalıcı ve imar planların hayata geçirilmesi gerekmektedir. Plansız yapılaşmanın önüne ancak hazırlanabilecek İmar Planları ile geçilebilir. Bu nedenle bu aşamada yapılması gereken ilk şey “Ülkesel Fiziki Planın” hazırlanmasıdır. İlgili tüm paydaşlarla beraber katılımcı bir şekilde hazırlanacak Fiziki Plan bizlere geleceği de inşaa etmede bizlere büyük yararlar sağlayacaktır.
Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu