“Üniversite adası olma hedefiyle çelişiyor”

UKÜ Rektörü Profesör Yükselen, “Katı Atık Master Planı” çerçevesinde
yeni çöp alanı yaratılması konusunu KIBRIS’a değerlendirdi “PLANDA EKSİKLİKLER VAR”… UKÜ Rektörü Profesör Mehmet Ali Yükselen, “Katı Atık Master Planı”nda birtakım eksiklikler bulunduğunu belirterek, planın 8 ayda hazırlandığını, bu sürenin çöplerin karakterizasyonunun belirlenmesi ve çöp miktarının hesaplanması için yeterli olmadığını söyledi

Gözde SÜREÇ

Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi (UKÜ) Rektörü Profesör Mehmet Ali Yükselen, üniversitenin yakınlarına yeni çöp alanı inşa edilmesinin, “üniversite adası” olma hedefiyle çeliştiğini belirtti. UKÜ’nün hızla gelişen bir kampusu olduğuna işaret eden Yükselen, üniversiteler arasında kampusunda en yoğun sayıda öğrenci barındıran üniversite olduklarını ifade etti.
Avrupa Birliği (AB) destekli “Katı Atık Master Planı” çerçevesinde üniversitenin bir buçuk kilometre ötesine yeni bir çöplük alanı kurulmasının planlandığını kaydeden Yükselen, çöp alanının inşasından sonra tüm Kuzey Kıbrıs’ın çöpünün bölgeye döküleceğini, bütün belediyelere ait çöp arabalarının kampusun ortasından geçeceğini belirterek hızla gelişen bir üniversite kampusu için bu olayın çok rahatsız edici olacağını vurguladı.
Çöp alanı seçilirken uygulanan yaklaşım konusuna da değinen Yükselen, 11 alana bakıldığını, Güngör alanı değerlendirilirken, UKÜ’ye yakınlığının göz ardı edildiğini belirtti. Yükselen, başka bir alan için ise üniversiteye yakınlığın en büyük dezavantaj olarak gösterildiğini söyledi.
Yükselen yeni bir çöp alanı olarak en uygun yerin taşocakları olduğunu belirterek, taş ocağını bu şekilde geri kazanmanın dünyada da yapılan bir uygulama olduğunu kaydetti.
Yükselen, çöp alanı konusunda yaşananları ve üniversitedeki gelişimleri KIBRIS’a anlattı.

“UKÜ’ye ciddi zararlar verecek”

“Katı Atık Master Planı”nın ülke için memnuniyet verici olduğunu söyleyen Yükselen ancak üniversitenin yakınına çöp alanı inşa edilmesinin UKÜ’ye ciddi zararlar vereceğini belirtti.
Üniversitelerin, ülkede lokomotif sektör olarak kabul edildiğini kaydeden Yükselen, yapılanın bu durumla çeliştiğini belirtti. Master Plan’nın kamu yararı içeren bir çalışma olduğunu, buna da ihtiyaç duyulduğunu belirten Yükselen, “ancak kamunun başka bir yararına zarar vermek ne kadar doğrudur?” diye sordu.
Çöplüğün yapılacağı alanda yerleşim olmadığının doğru olduğunu söyleyen Yükselen, “ancak bölgede hızla gelişen ve ilerleyen bir üniversite var. Öğrencilerin yüzde 75’i kampusta bulunan yurtlarda kalıyor. Yaklaşık olarak 3 bine yakın öğrenci üniversitede barınıyor. Akademisyen lojmanları da kampus içinde” diye konuştu. Kampusta yoğun bir nüfusun barındığını, gelecekte 12 bin kişi olmasının beklendiğini belirten Yükselen, çöp alanı inşasının sakıncalar doğuracağını söyledi.

“Master Plan’daki eksiklikler”

Çevre Mühendisi olarak “Katı Atık Master Plan”ıyla ilgili görüşlerini yetkililere aktardığını kaydeden Profesör Yükselen, en büyük eksikliğin projenin 8 ay gibi kısa bir sürede bitirilmesi olduğunu söyledi.
Çöplerin karakterizasyonun belirlenmesi ve çöp miktarının hesaplanması için belli bir süre geçmesi gerektiğini kaydeden Yükselen, 8 aylık sürenin yeterli olmadığını belirtti.
Her mevsimde çöplerin incelenmesi ve karakterizasyonunun net bir şekilde ortaya konması gerektiğini belirten Yükselen, bunun yapılmamasının planın en zayıf noktasını oluşturduğunu söyledi. Yükselen, bu yapılmadığından çöp içeriğinin net olarak bilinmediğini ifade etti.
Plandaki ikinci eksikliğin de çöp miktarıyla ilgili olduğunu anlatan Yükselen, kişi başına ne kadar çöp düştüğünün belirlenmesi gerektiğini ancak bunun da tam yapılmadığını söyledi.
Önerilen katı atık çözümünün başında sadece depolama alanına yer verilmesinin endişe uyandırdığını söyleyen Yükselen, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Avrupa Birliği direktiflerine bakıldığında atık üretimini önlemenin birinci öncelik olduğunu görüyoruz. Onun ardından geri kazanma gelir. O da olmazsa depolamaya geçilir. Ancak bizim katı atık tesisi üçüncüden başladı. Geri kazanım başında düşü1lmedi. AB niye bize böyle eksik bir proje sundu. Master Planının eksikliklerinden dolayı doğacak sakıncaları ötelemek için mi bu yönteme gidildi? Yoksa finansal eksikliklerden mi?”

“Yer seçimi”

Çöp alanı seçilirken uygulanan yaklaşım konusuna da değinen Yükselen, 11 alana bakıldığını, Güngör alanı değerlendirilirken, UKÜ’ye yakınlığının göz ardı edildiğini belirtti. Yükselen, başka bir alan için üniversiteye yakınlığın en büyük dezavantaj olarak gösterildiğini söyledi.
Yeni bir çöp alanı olarak en uygun yerin taşocakları olduğunu vurgulayan Yükselen, taş ocağını bu şekilde geri kazanmanın dünyada da yapılan bir uygulama olduğunu kaydetti.

“UKÜ, hızla gelişen bir üniversite”

UKÜ Rektörü Profesör Yükselen, üniversitenin Kasım 2005’te bir “Master Plan Çalışması” hazırladığını, buna göre kısa, orta ve uzun vadeli olmak üzere hedefler belirlendiğini anlattı.
Kısa vadeli hedefin 4 bin, orta vadeli hedefin 6 bin ve uzun vadeli hedefinse 8-10 bin öğrenci olduğunu söyleyen Yükselen, planda ayrıca hangi fakültelerin oluşacağı, hangi aşamada hangi fakültelerin açılacağının da belirlendiğini belirtti.
Üniversitenin öğrenci sayısında geçen yıl yaşanan artışla birlikte, kısa dönemli hedeflerin tamamlandığını belirten Yükselen, 4 bin 500 öğrenciye ulaşarak, orta vade hedeflere doğru ilerlemeye başladıklarının altını çizdi.
Üniversitenin geleceğe dönük yatırımlarıyla ilgili de bilgi veren Yükselen, “Kıbrıs’ın en önemli spor kompleksi olması planlanan, maliyeti 9,6 milyon Euro’luk bir projemiz var. Bu projenin tümü öz kaynaklardan karşılanacak. Ayrıca 12 bin metre kare üzerine kapalı alanı olan bir bilim ve teknoloji binasının temmuz 2009’da temeli atılacak” dedi.
UKÜ’nün yüzde 35’lik öğrenci artışıyla, Kuzey Kıbrıs’taki üniversiteler arasında, en çok tercih edilen üniversite olduğunu belirten Yükselen, UKÜ’nün gelişmenin aktif bir şekilde yaşandığı bir ortam olduğunu dile getirdi.
Mayıs ayı başında yapılan bir anlaşmayla çift diploma uygulamasına geçildiğini anlatan Yükselen, University of Wolverhampton ve University of Sunderland ile 3+1 ve 2+2 olmak üzere anlaşma yapıldığını belirtti.
Yükselen, bölümlere yönelik 10 tam burs, 10 tane yüzde 75 burs, 50 tane de yüzde 50 burs verileceğini ifade etti.
Üniversitede “Open Day” etkinliği düzenlendiğini söyleyen Yükselen, kampus kapılarını halka açtıklarını, isteyen kişilerin derslere girip laboratuarlarda bilgi alabileceklerini belirtti.

“İzolasyonlar”

Kuzey Kıbrıs’ta yüksek öğrenim kurumlarının karşılaştığı zorluklara da değinen Yükselen, özellikle son dönemde ciddi izolasyonlar ve baskı politikasıyla karşılaşıldığını kaydetti. Üniversiteyi tanıtmak ve öğrenci almak amacıyla, çeşitli ülkelere giden elemanlarının vize engeliyle karşılaştığını belirten Yükselen, bu engellerin kendilerini yıldırmadığını söyledi.