Çevre Mühendisleri Odası Başkanı İbrahim Alkan, Atık Politikası ve Atık Yönetim Planı’nın 27 Şubat 2008’de Bakanlar Kurulu’nda onaylandığını söyledi
Dikmen için plan hazır
· “Atık Politikası ve Atık Yönetim Planı’na göre Güngörköy bölgesine yeni bir düzenli depolama alanı yapılacak ve 2011 yılının ilk yarısında hizmete girecektir. Dikmen çöp alanı ise bu yılın sonundan itibaren 2011 sonunda bitecek olan rehabilitasyona yönelik işletilecek ve Dikmen çöp alanı 2011 yılının sonundan itibaren kullanılmayacaktır. Yine AB mali yardımları ile tehlikeli atıklar için geçici depolama merkezi, tıbbi atık sterilizasyon tesisi de inşa edilecektir. Ama kısa süre önce bir seçim olmuştur ve yeni bir hükümet gelmiştir. Burada önemli olan yeni hükümetin bu plana uygun olarak mı yoksa planı revize ederek mi hareket edeceği konusudur. Buna da bir an önce karar vermek gereklidir”
· “Ben yetki karmaşası kelimesine karşıyım. Burada bence yetkili bellidir. Bu yasamızda açık bir şekilde belirtilmiştir. 21/97 Çevre Yasası ve 51/95 Belediyeler Yasası çöplerin toplanması, taşınması ve bertarafı görevini Belediyelere vermiştir. Çevre Koruma Dairesi ise bu konuda gerekli standartları belirlemekte ve ilgili mevzuata göre denetleme yapmak zorundadır. Yani şu anda yasal olarak Dikmen çöp alanına çöp döken 9 Belediye bu alanın yönetiminden sorumludur”
Çevre Mühendisleri Odası Başkanı İbrahim Alkan, Atık Politikası ve Atık Yönetim Planı’nın 27 Şubat 2008’de Bakanlar Kurulu’nda onaylandığını hatırlatarak, “Kısa süre önce bir seçim olmuştur ve yeni bir hükümet gelmiştir. Burada önemli olan yeni hükümetin bu plana uygun olarak mı yoksa planı revize ederek mi hareket edeceği konusudur. Buna da bir an önce karar vermek gereklidir” dedi.
Planın AB yardımları ile hazırlandığını ve içerisinde yer alan atık altyapılarının bir kısmının AB kaynakları ile yapılacağını belirten Alkan, plan hakkında bilgi verdi. Alkan, “Bu plana göre Güngörköy bölgesine yeni bir düzenli depolama alanı yapılacak ve 2011 yılının ilk yarısında hizmete girecektir. Dikmen çöp alanı ise bu yılın sonundan itibaren 2011 sonunda bitecek olan rehabilitasyona yönelik işletilecek ve Dikmen çöp alanı 2011 yılının sonundan itibaren kullanılmayacaktır. Yine AB mali yardımları ile tehlikeli atıklar için geçici depolama merkezi, tıbbi atık sterilizasyon tesisi de inşa edilecektir” diye konuştu.
· Soru: Dikmen Çöplüğü’ndeki durum nedir? Yanmaların hava kirliliği yarattığı söyleniyor. Ancak Dikmen Çöplüğü’nün mevcut durumu çevreye başka ne tür zararlar veriyor?
· Alkan: Evet, Dikmen çöplüğünde mevcut durumun yarattığı çevre sorunlarına baktığımız zaman birincisi şu anda çöplerin yanması sonucu oluşan hava kirliliğidir. Şu anda kontrolsuz bir şekilde yanan çöplerden kirletici gazlar atmosfere salınmakta ve büyük bir çevre kirliliği oluşmaktadır. Bunun yanısıra yaşanan koku problemi bir diğer problemdir. Yine bölgede oluşan böcekler ve haşareler söylenebilecek diğer bir sorundur. Çöp alanında oluşan sızıntı suyunun normalde yeraltısu kaynaklarına etkileri vardır. Ancak çöp alanının bulunduğu bölgede yeraltısuyu kaynağı olmaması bu bölgede böyle bir soruna neden olmamaktadır. Ancak bizde bu alanda başka bir sorunumuz var. O da vidanjör sularıdır. Maalesef ülkemizde kanalizasyon ağı ve arıtma tesisi sistemi yaygın olmadığı için evlerde atıksularımız kuyularda depolanmakta, bu kuyular dolduğu zaman ise vidanjörlerle alınmakta ve çöp alanlarına boşaltılmaktadır. Dikmen çöp alanında da vidanjör sularının yarattığı ciddi çevre sorunları vardır. Bu sular çok ciddi koku problemine neden olmaktadır. Yağışın çok olduğu dönemlerde bölgedeki dere ile beraber Lefkoşa’ya ulaşabilmekte ve başka çevre sorunlarına neden olabilmektedir. Aslında katı atık alanlarına atık su kabulü kesinlikle istenmez ancak bizde bu tip atıksuları arıtacak tesisler olmadığı için maalesef uygulanıyor.
“Mevcut durum raporu hazırlanmalı”
· Soru: Çöplüğünün rehabilitesi için neler yapılmalı?
· Alkan: Çöplüğün rehabilitesi için öncellikle detaylı bir mevcut durum raporu hazırlanması gerekiyor. Mevcut durum derken kastedilen esas konu oradaki çöplerin hacimleri yani miktarları ve içerikleridir. Şu anda bizim bu konuda bir bilgimiz yok. Orada çalışanlarla konuştuğunuz zaman çöp yüksekliklerinin yer yer 30 metre olduğu söyleniyor. İşte saha çalışmalaları ile bilimsel olarak nerede ne kadar çöp olduğunun belirlenmesi gerekiyor. Daha sonra durum tespiti sonrası nasıl rehabilite edileceği ile ilgili bir proje hazırlanması gerekiyor. Yani yapılan tespitlere göre bir çözüm önerisi hazırlanmalı ve projelendirilmelidir. Bu konuda biraz daha falza bilgi vermek gerekirse projelendirme sırasında en önemli konu oluşan çevre problemlerini ortadan kaldırmaktır. Örneğin çıkan deponi gazının kontrol altına alınması, sızıntı suyunun kontrol altına alınması, altının ve üstünün geçirimsizliğinin sağlanması gibi. Tabii en sonunda da projenin uygulanması gerekiyor. Bu da bence en zor kısmı. Çünkü hem ciddi bir finansman, hem de güçlü siyasi bir irade istiyor. İkisinden biri eksik ise projenin uygulanması çok zor gözüküyor. Yine bu ikisine ek olarak tabii ki teknik bilgi de gerektiriyor. Uygulamaların teknik doğrular doğrultusunda olması bir şart. Ve bu konuda son söyleyebileceğim uygulamaların denetlenmesi kısmı. Uygulamaların projeye uygun olarak yapılıp yapılmadığı da kesinlikle denetlenmeli.
“Yetkili belli: belediyeler”
· Soru: Zaman zaman Dikmen çöplüğü konusunda bazı adımlar atıldı ama hiçbiri sonuç vermedi. Yetki karmaşasından söz ediliyor, AB finansmanıyla bir proje yapılacağı açıklandı. Bu projeyi kim yürütecek? Projenin içeriği hakkında bilginiz var mı? Varsa, proje hakkında bilgi verir misiniz?
· Alkan: Aslında ben yetki karmaşası kelimesine karşıyım. Burada bence yetkili bellidir. Bu yasamızda açık bir şekilde belirtilmiştir. 21/97 Çevre Yasası ve 51/95 Belediyeler Yasası çöplerin toplanması, taşınması ve bertarafı görevini Belediyelere vermiştir. Çevre Koruma Dairesi ise bu konuda gerekli standartları belirlemekte ve ilgili mevzuata göre denetleme yapmak zorundadır. Yani şu anda yasal olarak Dikmen çöp alanına çöp döken 9 Belediye bu alanın yönetiminden sorumludur.
Burada söylenen karmaşa uygulama ile ilgilidir. Çevre Koruma Dairesi 2004 yılında düzenli depolama amacı ile ihaleye çıkmış ve 2005 yılında ilgili firma işltemeye başlamıştır. İşte bu alanda iki başlılık yaratmış ve uygulamada bazı sorunlar doğurmıştur. Her sorunda, herkes birbirini suçlamış ve durum bir türlü çözülememiştir. Şu anda bildiğim kadarı ile Çevre Koruma Dairesi ilgili firma ile ilgili bir hukuksal süreç başlatmıştır. Yani bu demek oluyor ki söylenen yetki karmaşası ortadan kaldırılıyor. Ama bence esas yetki karmaşası Belediyeler arasında vardır. Lefkoşa Türk Belediyesi hariç diğer Belediyeler bu konuda çok fazla sorumluluk almak istememektedir.
Belki ne yapılması gerektiği ile ilgili bir şey söylersem konu daha iyi anlaşılır. Avrupa ülkelerinde belediyelerin ortak işlettiği çöp alanları çok fazla sayıdadır. Ne yapıyor bu belediyeler. Kendileri veya çoğunlukla özel bir firmaya bunu işi ihale ediyorlar ve kendileri işin bedelini getirdikleri çöp miktarına göre bu özel firmaya ödüyorlar. Bence burada da geçici olarak böyle bir uygulamaya gidilmeliydi.
Buradan AB ile ilgili projeye geçersek şunları söyleyebilirim. Bildiğim kadarı ile çöpler burada orta kısımda toplanacak, üzeri geçirimsiz bir tabaka ile kapatılarak rehabilite edilecektir. Sızıntı suyu ve deponi gazları ise toplanacak ve güvenli bir şekilde bertarafı sağlanacaktır. AB Projesi olduğu için Kuzey Kıbrıs’ta AB projeleri Komisyonun kendisi tarafından buradaki ilgili kurumlarla işbirliği içerisinde yürütülmektedir. Heralde bu ihalede de benzer bir durum olacaktır.
Taşımanın çevre etkileri…
· Soru: Dikmen Çöplüğü’ndeki çöplerin bir kısmının başka bölgelere taşınıp çöplüğün küçültüleceğinden bahsediliyor, bunun sakıncaları olabilir mi?
· Alkan: Aslında burada bahsedilen aynı alan içerisinde yer alan çöplerin yine aynı alan içerisine taşınması. Aslında işin mantığı etkilenen alanı azaltmak ve ayrıca rehabilitasyon maliyetini düşürmek. Bildiğim kadarı Dikmen çöp alanında toplam 27 hektarlık alanda şu anda çöp dökülmüş durumda. Burada çöpler orta kısma taşınacak ve böylece toplam çöp dökülen alan 15 hektara düşülmüş olacaktır. Tabii biraz önce de bahsettiğim gibi bu hem bize etkilenen alanı azaltacak, hem de rehabilitasyonda yapılacak olan geçirimsizlik tabakası ile ilgili maliyeti azaltacaktır. Çünkü geçirimsiz tabaka inşaası çok pahalı bir işlemdir ve alanla doğrudan ilişkilidir. Tabii kendi alanı içerisinde taşıma yapılacaksa da bunun çevre etkileri olacaktır. Bu etkiler çıkacak bazı atık türlerinin tehlikeli olması durumunda son derece dikkatli olunmalıdır. Başka hastalık yayıcı atıklar olabilir. Bu nedenle özellikle orada işlemi yapacak firmanın son derece dikkatli olması gereklidir ve yine özellikle orada çalışan işçilerin sağlığı ile ilgili gerekli önlemleri almalıdır.
“Hükümet bir an önce karar vermeli”
· Soru: Proje sonrası Dikmen Çöplüğü kullanılmaya devam edilecek mi, yoksa çöpler daha organize bir şekilde başka bir alanda mı toplanacak?
· Alkan: Evet daha önce de belirttiğim gibi kullanılmayacak. Aslında bu soruya biraz da 27 Şubat 2008’de Bakanlar Kurulu’nda onaylanan Atık Politikası ve Atık Yönetim Planından bakmak lazım. Bu plan AB yardımları ile hazırlanmış ve içerisinde yer alan atık altyapılarının bir kısmı AB kaynakları ile yapılacak. Bu plana göre Güngörköy bölgesine yeni bir düzenli depolama alanı yapılacak ve 2011 yılının ilk yarısında hizmete girecektir. Dikmen çöp alanı ise bu yılın sonundan itibaren 2011 sonunda bitecek olan rehabilitasyona yönelik işletilecek ve Dikmen çöp alanı 2011 yılının sonundan itibaren kullanılmayacaktır. Yine AB mali yardımları ile tehlikeli atıklar için geçici depolama merkezi, tıbbi atık sterilizasyon tesisi de inşaa edilecektir. Ama kısa süre önce bir seçim olmuştur ve yeni bir hükümet gelmiştir. Burada önemli olan yeni hükümetin bu plana uygun olarak mı yoksa planı revize ederek mi hareket edeceği konusudur. Buna da bir an önce karar vermek gereklidir.