Ediz Hun
Küçüklüğümüzün Yeşilçam jönü…
Düz siyah saçları, ince bedeni, kibar tavırları ile iyilik timsali…
Türkan Şoray’la çingene olan, Hülya Koçyiğit’in zengin (ayrı dünyaların insanı) sevgilisi,
Filiz Akın’ın duyarlı, bulunmaz aşığı…
Ediz Hun.
Geçtiğimiz gün konuğumuzdu.
Yeşil Barış Hareketi’nin düzenlediği panelde konuşmacıydı.
Bugün 68 yaşında ama çoğu gence hala taş çıkartır bir dinçlikte…
“Bu dinçlik nasıl korundu?” diye sorduk.
Her sabah ballı, reçelli, cevizli yaptığı kahvaltıya bağladı.
Mütevazi bir insan…
Kendiyle alay edebiliyor.
Çağdaş düşünen, empati kurabilen, doğruya ‘doğru’, yanlışa ‘yanlış’ diyebilen biri…
Belirgin olan üç yönü var;
Oyuncu, çevre bilimci ve siyasetçi…
Oyunculuğunu, aktörlüğünü herkes biliyordu ama diğer iki yönü daha az bilindi veya bilinmedi.
Ediz Hun aynı zamanda çevre bilimci…
Kendi anlatımıyla “sinemadan sonra, 35 yaşında Norveç’te aldığı üniversite öğrenimi” var.
Ve ANAP’ta Başkan Yardımcığına kadar uzanan bir siyasi yaşamı… Aynı zamanda bir dönem de ANAP milletvekilliği…
İşte böyle donanmış bir kişinin sohbeti, dostluğu da güzel olur.
***
Sinema sohbeti;
Kimle çalışmak güzeldi?
Herkesin ayrı bir güzelliği vardı. Türkan içine kapanık, Hülya çıtı pıtı bir kız, Filiz daha sosyal, Fatma erkek gibiydi… Bir tercih yapmak mümkün değil.
Kimlerle görüşüyorsunuz?
Göksel Arsoy, İzzet Günay, Ekrem Bora’yla görüşüyoruz arada bir…
Tarık Akan?
O da içine kapanık… Bir grubu var, onlarla…
Şimdiki diziler… Teklif var mı?
Ben dizi izlemiyorum. Nasıl çekildiklerini biliyorum çünkü… Yetiştirmek için 2.5 günde çekiyorlar. Kalite yok. Yaprak Dökümü var… Reşat Nuri’ye yazık etmişler. Uzadık sonra uzuyor. Ben de oynamıştım Yaprak Dökümü’nü sinemada… Yazık olmuş… Alanya’da bir film çekeceğiz yakında…
Peki şimdiki oyunculardan beğendiğiniz?
No comment. (Yanıt alamadığım tek soruydu [T.Ç.])
***
Siyaset sohbeti;
Siyasete ilgi devam ediyor mu?
Şimdi yerel seçimlerde partilerden teklifler var.
Hangi partiler?
CHP’den de var, AKP’den de var. AKP’nin teklifleri daha akla yatkın. CHP’ninkiler olamayacak yerler.
Peki Kıbrıs?
Kıbrıs’ta görüşme süreci devam etmeli… Çözüm zor gibi görünüyor ama sürmeli.
İki toplumu nasıl görüyorsunuz oradan?
Rum tarafı elindekileri paylaşmakta zorlanıyor. Ama çözüm isteniyorsa rum tarafının yanakları okşanmalı…
Yani?
Maraş var… Orada duruyor… Başka tavizler olabilir…
Türkiye nasıl bakar?
Türkiye’nin de AB’ne girmesi Kıbrıs’tan geçer.
(Biraz daha ayrıntılıydı ama kabaca siyasi sohbet böyleydi [T.Ç.])
***
Ve çevre…
Ediz Hun’un Panel’deki sunumundan;
Çevre-ekonomi ilişkisi;
“Modern ekonomiler doğayı tahrip ederek büyürler…
Sorunlar da birlikte gelir…”
Atık sorunu;
“Bir insandan günde 4-7 litre atık çıkıyor. Dünyanın atık sorununu hayal etmek çok zor değil.”
Kullanılabilir alanlar;
“Kullanılabilir alanların yarısı şimdiden doldu. 60-70 yılda bütün alanlar dolacak”
Kısa bir özet oldu ama çevreyi tanımlarken insanın olduğu kadar bütün canlıların yaşam hakkından sözetmeden de duramıyor Hun.
“ İnsan kadar bir köpek de bir eşek de yaşam hakkına sahip. Ağaç da ot da… Bencillik değil, sevgi gerek.”
Neredeyse iki sözünden biri ‘sevgi’ Ediz Hun’un… Hayat felsefesi gibi… Aşık Veysel’in dizeleri, Mevlana’nın sözleri… Müthiş bir performans… Sunum yaparken oyunculuktan kalan bir alışkanlıkla! bütün sahneyi kullanıyor. Kendini dinlettiriyor, esprileriyle renklendiriyor, zamanı unutturuyor.
Ediz Hun’un gelişi Panel’i daha güzel yaptı. Ondan öğrendiğimiz şeyler var. Umarım Ediz Hun’un da bizden öğrendikleri vardır.
***
Ve diğer sunumlardan notlar:
Ayşe Dönmezer (YAGA Direktörü)
Atıklar;
“29 hellim fabrikası var… Günde 167 ton atık… Değerlendirmeye çalışıyoruz.
118 otelimiz var… 90’ı Girne’de… Casino ve 5 yıldızlı oteller için teşvikleri artık kaldırmak gerekiyor, bakalım bundan sonra ne olacak?
Bütün yatırımlara kuşkuyla bakmamak lazım… Çevreyle ilgili önlemleri alarak ekonomiyi geliştirebiliriz.”
Ünal Akifler (Akademisyen, ekonomist)
Yaşam kalitesi;
“Çevre ile ekonomi çelişkili değil. Yaşam kalitesi önemli…
Çevre ve ekonomiyi korumada yönetim çok önemlidir. Meksika ABD’ye nazaran fert başına toprağı fazla, altını fazla, petrolü fazla ama ABD zengin, Meksika fakir…
Uzun vadeli düşünmediğimiz için çevre tahrip oluyor…”
Doğan Sahir (Yeşil Barış Hareketi Başkanı)
Ekonomi-çevre ilişkisi
“Doğa tahrip ediliyor ama denetim yok… Atıklar göletler içine dökülüyor, ceza yok. Yok olması imkansız maddeler doğaya atılıyor, ‘niye yaptın’ diye soran yok. Yollar açılıyor, eski eserler tahrip ediliyor, ceza yerine tazmin ediliyor…
Bencilliğimiz doğayı bitiriyor. Para yeşilin de, yaşam hakkının da, kalitenin de, her şeyin de önüne geçiyor.”
***
Ediz Hun geldi gitti.
Yoğun tempo içinde zamanı olamadı.
Hellimini, vanilya çayını sevgili Hamide aldı panel arasında…
Afiyetle…
***
Bu arada Yeşil Barış Hareketi adına Panel sponsorlarımıza teşekkür etmek istiyorum. Ediz Hun’u konuk ettiği için Dome Otel’e… Bize getirdiği için Pegasus Hava Yollarına… İkramları için Arkadaş Pastanelerine ve teknik çalışma için Major Music Centre’a… Tabii ki bir de bize salonunu açan Kıbrıs Türk Mühendis Mimar Odaları Birliği’ne…
Katkıları çevreye, sevgiye…