Acı itiraf

Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Durali Elal, Beşparmakları kemiren ve dağların yapısını bozan taşocaklarının, hukuki engeller yüzünden kapatılamadığını söyledi
YASALAR ESKİ, SÖZLEŞMEDE KAPATMA YOK… Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Durali Elal, 1945’ten kalma yasalar yüzünden taşocaklarının kapatılamadığını, taşocakları sahipleri ile yaptıkları sözleşmelerde de sıkıntıları olduğunu ifade etti. Elal, sözleşmelerde “Kurallara uyulmazsa sözleşme tek taraflı fesih edilecek” diye bir madde olmadığını kaydetti

YASADA DEĞİŞİKLİK ŞART… Taşocaklarıyla ilgili cezaların, Fasıl 270 “Maden ve Taşocakları Yasası” kapsamında değerlendirildiğini ifade eden Elal, 1945’ten kalma yasada değişikliğinin şart olduğunu bildirdi; Güney Kıbrıs’ta bu yasanın kullanıldığını ekledi

HÜKÜMET TAŞOCAKCILARA TEKLİF GÖTÜRDÜ… Geçtiğimiz cuma günü Başbakan Soyer’in başkanlığında, Başbakanlık’ta tüm taşocağı sahiplerinin de katıldığı bir toplantının yapıldığını anlatan Elal, Başbakan Soyer’in, taşocağı sahiplerine, Karayolları’na ait taşocağının etrafında yoğunlaşılması teklifini yaptığını söyledi

Ali CANSU

Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Durali Elal, taşocaklarının kapatamamalarının en önemli nedeninin 1945’dan kalan yasaların oluşturduğu hukuki engeller olduğunu itiraf etti.

Bakanlık Müsteşarı Durali Elal, 1945’ten kalma yasalar yüzünden taşocaklarının kapatılamadığını, taşocakları sahipleri ile yaptıkları sözleşmelerde de sıkıntıları olduğunu ifade etti. Elal, sözleşmelerde “Kurallara uyulmazsa sözleşme tek taraflı fesih edilecek” diye bir madde olmadığını kaydetti.

KIBRIS’a konuşan Elal, 1 Ocak 2008 tarihinden itibaren “Taşocaklarının uyması gereken kriterler”i yürürlüğe koyduklarını belirterek, bu kriterler arasında su tutma, basamak sistemi, ÇED raporuna uyulması yanında 36 maddeyi içeren kriterler olduğunu ve bu kriterlerin her birinin belli puanları bulunduğunu söyledi.

Bir taş ocağında olmazsa olmazların mutlaka bulunması gerektiğini belirten Elal, patlatma prensipleri, sulama, taşocağı için çıkarılan ÇED raporuna uyulmasının şart olduğunu, bunların tümünün taşocağının kapatılmasını gerektiren kurallar olduğunu ifade etti.

Hukuki sıkıntımız vardır

Bir taşocağına sulama sistemi getirilmediği zaman ikaz edildiğini, yerine getirilmediği zaman yine ikaz edildiğini anlatan Elal, şöyle konuştu:

“Çünkü taşocağı sahibinin elinde bir sözleşme var ve bu sözleşmenin bir süresi vardır. Hukuka baş vurulur, hukuk süreci uzunca bir süreç olduğu için hukukun vereceği karar beklenir. Vereceği karar da, mevcut, Fasıl 270 Maden ve Taşocakları Yasası içerisinde belirtilmiş kurallara göredir. Orada da bu nedenlerden dolayı taşocağını kapatın demiyor. Yasaya göre, bölgede sarsıntı ve gürültü açısından ciddi bir sorun varsa bu kişiye ikaz yazılır. Daha sonra ise 30 gün içerisinde düzelme yoksa durum Bakanlar Kurulu’na rapor edilir. Bakanlar Kurulu, sorunun giderilmesine karar verir. Yani işin neticesinde taşocağının kapatılmasına karar vermez. Bu noktadaki hukuki sorun bizim en büyük sıkıntımızdır”.

Bunu aşmak için taşocaklarında uyulması gereken kriterleri koyarken bir puan sistemi getirdiklerini ve toplamı 140 olan puanlama sistemi yapıldığını kaydeden Elal, 40 ile 60 arasında puan alan taşocağının sözleşmesinin bir yıl uzatıldığını, 60 ile 80 arasında puan alanın ise sözleşmesinin iki yıl uzatıldığını, toplamda ise beş yıla kadar bir uzatma yetkisinin bulunduğunu söyledi.

40 puanın altında kalan işletmelere gelecek yıl işletme ruhsatının verilmediğini anlatan Elal, puanlama sisteminin teknik elemanlarca hazırlandığını, çünkü taşocağı sisteminin çok pahalı bir yatırımın yanında araç parkı ile işleyen bir sistem olduğunu belirtti.

Bir taşocağının işlediği suçun yıllarca karşımızda kalacağını da kaydeden Elal, taşocağının rehabilitesinin zamana ve işlemeye bağlı olduğu için kendilerine bu sürenin verildiğini söyledi.

Elal konuşmasına şöyle devam etti:

“İzni bir yıl uzatılan taşocağına, bakanlık, buraları da rehabilite edeceksin diyor. Taşocaklarının işletmelerinde ‘iptal ettim’ demek sorunu çözmüyor. Süre verip o süre içerisinde o kriterleri yerine getirip getirmediği konusunda sıkı denetim ve kontroller yapılması gerekir. 2008 yılı içerisinde 18 ocağın 12’sinin denetimi bitmiştir. Sürekli denetimler yapılıyor. Burada eksikler aksaklıklar tespit edildi.”

En önemli kriter olan suya müsamaha

Durali Elal, ülkemizde ciddi bir kuraklık olduğu için taşocaklarının su püskürtme olayına biraz müsamaha gösterdiklerini açıkladı.

Kuraklık yaşanmasından dolayı ciddi sıkıntılar olduğunu, bölgelerde kuyu kazma izni de vermedikleri için taşocakları sahiplerinin ciddi bir sıkıntıya düştüğünü anlatan Elal, sulama işlemini yapan ve yapmayan ocakların bulunduğunu ve su bulamayan ocaklara bakanlık olarak “Diğer ocaklar su nasıl buldu ise sen de bul” dediklerini söyledi.

Akçiçek’te sorunlu ocaklarımız var

Su konusunda ciddi sıkıntılar yaşadıklarını da anlatan Elal, özellikle Akçiçek bölgesindeki taşocaklarında ciddi sıkıntıları olduğunu, bu ocaklara yapılan uyarılara uyulmaması durumunda önümüzdeki yıl ruhsatlarının yenilenmeyeceğini kaydetti.

Şu anda inşaat sektöründe ciddi bir düşüş olduğunu ve bunun, kum çakıl satışlarına yansıdığını ve ocaklarda şu anda bir faaliyet ve patlatmanın yaşanmadığını anlatan Elal, faaliyetin olmadığı yerde rehabilitenin uzun zamana yayılması gerektiğini, faaliyet olmadığı zaman basamak sisteminin gerçekleştirilemediğini belirtti.

Taşocağı işletmelerinde masrafların ciddi oranda arttığını, bunlara, vergi ile elektrik fiyatlarının yükselmesini gerekçe gösteren Elal, taşocaklarının şu anda 12 milyon tona yakın stoku kullandıklarını kaydetti.

Sözleşmede sıkıntımız var, yasa eski

Taşocağı sahipleri ile yaptıkları sözleşmede sıkıntıları da olduğunu ifade eden müsteşar Durali Elal, sözleşmede “Kurallara uyulmazsa sözleşme tek taraflı fesih edilecek” diye bir madde olmadığını söyledi.

Fasıl 270 Maden ve Taşocakları Yasası kapsamında bunun değerlendirildiğini ifade eden Elal, yasanın 1945’te yapıldığını ve yasa değişikliğinin şart olduğunu, güney komşumun da bu yasayı kullandığını belirtti.

Önlerinde AB kriterlerine uygun bir yasa çalışması olduğunu ancak AB’nin kullandığı yasaların, kullandıkları yasadan farklı olmadığını kaydeden Elal, “KKTC olarak taşocakları işletmeleri konusunda bir dezavantajımız vardır. Ülkemizin çok küçük coğrafyası olduğu için nereye kazı yaparsanız anında görülüyor. Ülkeye gelen bir uçak, Ercan’a alçalmaya başladığı zaman ülkenin genelini görüyor. Bu tür ocakları gizleyemiyoruz. Diğer ülkelerin ocakları da bizim ocaklarımızdan daha iyi değil” dedi.

Hükümet taşocakçılarına teklif yaptı

Elal, devletin olan Karayolları Dairesi’ne ait taşocağının en büyük kanayan yara olduğunu söyledi.

Geçtiğimiz cuma günü Başbakan Soyer’in bütün taşocağı sahiplerinin de katıldığı bir toplantı yaptığını ve Soyer’in, taşocağı sahiplerine, Karayolları Dairesi’ne ait taşocağının etrafında yoğunlaşma teklifinde bulunduğunu açıkladı.

Başbakanın, taşocaklarının belli bir noktaya getirilmesi yönünde bir teklif yaptığını, ancak bunun taşocakçılığı açısından uygun bir yöntem olmadığını iddia eden Elal, taşocaklarının araç parkının çok geniş olduğunu, ağır iş makinelerinin bulunduğunu söyledi.

Ülkede korunması gereken bir karayolları olduğunu ifade eden Elal, patlatmaların o bölgede yapılmasının başka sorunlar doğuracağını ifade eden Elal, “18 tane taşocağının bütün patlatmaları ve nakliyesi bir merkezden yapılacak. 18 işletmecinin adil bir şekilde çalıştırılması. Bunlar çok güç şeyler. Mümkünatı da fazla yok” dedi.

Taşocağı sahiplerinin de bu gerekçeleri ortaya koyduğunu anlatan Elal, Başbakan’ın daha sonra kendilerine, taşocağı sahiplerinin tespit ettiği kötü işletilen ocaklarının kapatılmasını önerdiğini ve bu öneride kötü idare edilen taşocağına diğer taşocaklarının kaydırılmasını istediğini kaydetti.

Elal, Başbakan’ın Karayolları Dairesi’ne ait ocağın taşocakçılarına verilmesini istemesine rağmen, taşocakları sahiplerinin bazı istekler ortaya koyduğunu ifade etti.

Kötü işletilen taşocakları var

Kurallara uymadan Akçiçek’te iki tane ocak bulunduğunu kaydeden Elal, bunlara gerekli uyarıların yapıldığını söyledi.

Denetlemede sıkıntıları olduğunu da anlatan Elal, projelerde çalıştırılan bir eleman olduğunu ve çalıştırıldığı ölçüde bakanlığa katkı yapabildiğini söyledi.

Personel alım yetkisi istediklerini ancak alamadıklarını da kaydeden Elal, personel yetersizliğinden dolayı rotary (kuyu kazma) makinesini kullanamadıklarını da belirtti.

Taşocaklarına alternatifler

Bilim adamları, teknik kişiler ve çevre derneklerinin taşocaklarının kapatılmasıyla bazı alternatifler ortaya koyduklarını anlatan Durali Elal, ülkenin bu alternatif yapılara karşı bir arayış içerisinde olduğunu söyledi.

Ülkemizde birçok yerde kafesli ve çelik sistemin başladığını, teknolojinin kendi kendini yenilediğini ve ülkenin kendini hazır hissettiği anda doğal olarak o yöne doğru geçileceğini anlatan Elal, “Devletin bu sistemleri sübvanseye doğru olursa bilmiyorum. Mevcut taşocaklarımız bir hedef neticesinde yürütüyor ve o takvim çerçevesinde rehabilite yapılıyor” dedi.

Su püskürtme sistemini yarısı kullanmıyor

Durali Elal, taşocaklarının yarıya yakınının su püskürtme sistemini kullanmadığını kaydederek, göletlerin kurumasıyla taşocağı sahiplerini sıkıntıya soktuğunu söyledi.

Taşocağının çalışma prensiplerinin çok önemli olduğunu da anlatan Elal, bugüne kadar taşocaklarına parasal ceza vermediklerini, sadece uyarıda bulunduklarını belirtti.

Dört dörtlük ocak yok

Bugüne kadar 18 ocaktan 12’sini denetlediklerini ve dört dörtlük bir ocağın bulunmadığını, bu ocakların uyarıldığını kaydeden Elal, görülen aksaklıkların kendilerine bildirildiğini ifade etti.

İki ocağın, durumlarını düzeltmeye gitmemesi halinde ruhsatlarını yenilemeyeceklerini de kaydeden Elal, Karayolları Dairesi’nin taşocağını kanayan yara olarak ifade ederek, “Bu bizim uygulama hatamızdır. Devletin ocağı her şeyden önce örnek olması gerekir ama biz, ‘devletin ocağı kötü ve kapatmamız gereken ocak’ diyoruz” dedi.

Devlet üzerine düşeni yapmak zorunda

Gerek taşocağı işletmecileri ve gerekse bunların denetçisi devletin üstüne düşeni yapmak durumunda olduğunu ifade eden Elal, herhangi bir işletmenin kapatılmasının tasvip ettiği bir yöntem olmadığını belirterek, taşocaklarının ülkenin ihtiyacını karşılayan bir işletme olduğunu söyledi.