Felaket Yaşıyoruz

Uzun zaman oldu Mesarya ile buluşmamıştık.

Dün vesile oldu ve rahatsız etmeyen soğuğun eşliğinde Balıkesir’den Dilekkaya’ya kadar Mesarya’da yaşanan faciayı gördüm.

Sadece bu mevsim en güzel haliyle yeşillere bürünen koskoca ovada adeta ot bitmemecesine büyük bir kuraklık yaşanıyor.

Birkaç şiddetli yağıştan sonra yeşeren arpa tarlaları bile henüz uç vermedi.

Tabak gibi düz ve alabildiğince uzanan toprakta kahverenginin her tonu mevcut ama yeşil yok.

Mesarya muazzam bir felaket yaşıyor.

Birkaç bölge istisna memleketin tümü muazzam bir felaketten geçiyor.

Kışın en verimli ayında olmamıza rağmen masmavi gökyüzü ve pırıl pırıl güneşin altında, tek damla suyun deymediği topraklar adeta kavruluyor.

Sıcak ve uzun yaz mevsiminde adeta kurtarıcımız olan su kuyuları şimdiden kurumaya başladı.

Hiç olmazsa hayvan yemi olarak kullanılacak yeşilliğin ortada olmaması nedeniyle Türkiye’den silaj balyaları getirilmeye başlandı.

Çiftliklerin önünde rulo rulo yükselen yuvarlak silaj balyaları yaşadığımız felaketin bir abidesi gibi duruyor.

Yaşadığımız felaketin adına “doğal” diyorlar ama görünen o ki hiç de doğal olmayacak bir şekilde belimizi bükecek.

Çünkü cehennem sıcakları bizi bekliyor ve içmeye dahi bulamayacağımız su kıtlığı ülkedeki her türlü gündemin önüne geçmeye hazırlanıyor.

***

Hükümet, geçtiğimiz dönem, denizden su arıtımı için Mağusa ve Karpaz bölgesinde 2 önemli projeye imza attı.

Birincisi Artemis otelin yanındaki arıtma tesisleriydi ve İskele dahil geniş bir bölgenin su sorunu çözüldü.

İkincisi Doğu Akdeniz Üniversitesi bünyesindekiydi. Faydalı ama yeterli olamadı.

Yenile o bölge için başka bir artıma tesisi ihalesine çıkıldı.

İnşallah yaza yetişir.

Her tarafı denizle çevrili ve böylesi felaket yaşanan bu ülkede içme suyu sorununu denizden arıtma yöntemiyle çözmenin dışında başka bir seçenek yok herhalde.

Bunun kararı verilmiş ama her bölgeye yeteri kadar arıtma tesisi inşa edilmesi için henüz kollar sıvanmamış.

Bir an önce başlamak gerekir çünkü yaşadığımız gerçekten büyük bir felakettir.

***

Bir de orta Mesarya’nın en önemli sorunu var ki yıllardır çözümlenmemiş.

Türk-Rum bütün Lefkoşa’nın atık sularının toplandığı Haspolat Arıtma Tesisi eğer geliştirilirse, şimdi önümüzde sorun olarak duran bu konu ciddi bir olanağa dönüşür ve Haspolat’tan Meriç köyünün alt tarafına kadar binlerce dönüm arazide sulu tarım yapılabilir.

Sanırım Haspolat’taki milyonlarca metreküp atık suyun tarımsal sulamada da kullanılabilecek şekilde arıtılması için Güney Kıbrıs’la var olan sorunlar aşılmalı, çalışmalara şimdiden başlanmalıdır.

Yaşadığımız affet bize daha çok ve daha süratli çalışmayı emrediyor.

Bu emre uymak gerekir…