DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ BASIN BİLDİRİSİ
5 Haziran günleri, yüzü aşkın ülke tarafından kutlanan “Dünya Çevre Günü”, Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği tarafından 1972 yılında Stokholm’da gerçekleşen konferans sonucu doğmuştur. Bu günün doğmasındaki amaç, ülkelerdeki çevre bilincini artırmak, politikacıların çevre konusuna dikkatlerini çekmek ve çevreyi de göz önünde bulundurarak, hareket etmelerini sağlamaktı.
Birleşmiş Milletler verilerine göre, önümüzdeki çeyrek yüzyılda, dünya nüfusunun artışının tümünün, hemen hemen kentlerde gerçekleşeceği görülmektedir. 2030 yılında, dünya nüfusunun % 60’ı kentsel alanlarda yaşayacaktır. Bu hızlı kentleşme, beraberinde uyuşturucu kullanımı, işsizlik, suç oranlarında artış gibi sorunlara ek olarak, birçok çevre sorununa da yol açacaktır.
Doğal kaynakların hızlı tüketimi, sera olayına neden olan gazların üretiminde artış ve buna bağlı iklim değişiklikleri, kullanılabilir su kalitesinde düşüş, akiferlerin kirlenmesi, denizlerin kirlenmesi, biyolojik çeşitlilikte azalış bu sorunlardan bazıları olacaktır.
İşte bu nedenle Birleşmiş Milletler bu yılın konusunu “Yeşil Kentler”, sloganını ise “Gezegenimiz için Plan!” olarak belirlemiş ve çevre dostu kentler yaratmayı amaçlamıştır. Çevre dostu kentle, temiz ulaşım, enerji tasarruflu binalar, ekonmik su kullanımı ve daha az atık üretimi hedeflenmektedir.
Ülkemize baktığımızda durumumuz hiç de iyi değildir. Çevreyi göz ardı ederek uygulanan siyasi politikalar, belirli bir çevre politikamızın olmaması ve çevre planının oluşamaması bunun başında gelmektedir. Bu plansızlığın getirdiği gelişme ve yapılaşmaya ek olarak alt yapı eksiklikileri ülkemizdeki çevre sorunlarının tetiklemektedir. Orman arazileri üzerine turistik yatırımlara izin verilmesi büyük bir hatadır. Bu kararın ivedi bir şekilde değiştirilmesi gereklidir. Annan Planı sonrası ülke genelinde patlayan inşaat faaliyetleri kontrol altına alınmalı ve altyapıları ile birliklte gelişmelidir.
Birçok yerleşim birimimizde kanalizasyon sistemi bulunmamakta, bu durum ise denizlerimiz ve yeraltısuyu gibi doğal kaynaklarımızı kirletmektedir. Kısıtlı olan su kaynaklarımızın aşırı kullanım nedeniyle kalitesi ve miktarı her geçen gün azalmaktadır. Septik tanklardan ve emici kuyulardan toplanan vidanjör sularının çöp alanlarına ve dere yataklarına boşaltılması ise çok büyük bir çevre sorunudur. Vidanjör sularının istenmeyen alanlara dökülmemesi için bu suları kabul eden ve arıtan sistemler kurulmalı, ayrıca kanalizasyon olmayan bölgelerin altyapısı tamamlanmalıdır.
Katı atık olarak adlandırdığımız çöpler, halen daha yerel yönetimlerimiz tarafından ideal bir şekilde toplanamamakta ve bertaraf edilememektedir. Lefkoşa ve Girne Belediyeleri gibi iki büyük belediyenin de çöplerini gömdüğü Dikmen Çöplüğünde, Çevre Koruma Dairesi’nce iyileştirme çalışmaları başlasada, veri eksikliği ve diğer gerekçelerle ideal bir çözüm olmamıştır. Fakat bu yine de iyi yönde atılan bir adımdır. Umarız ki kısa sürede geriye kalan eksiklikler tamamlanacaktır.
Elektrik santrallerimizde kullanılan yakıtın kalitesizliği ve filte sistemi noksanlığına ek olarak, hızla artan araç ve kalitesiz yakıt kullanımı soluduğumuz havanın kirlenmesine neden olmaktadır. Daha kaliteli yakıt kullanımı, hava kirliliği kaynağını bir nebze olsun azaltmış olacaktır.
İşte bu kadar çevre sorunun olduğu ülkemizde, önümüzdeki dönemde Odamızın hedefi çevre konularında daha aktif rol alarak bu sorunlara bilimsel çözüm önerileri getirmek olacaktır.
Ülkemizde kalkınmaya ve kentleşmeye paralel olarak çeşitli çevre sorunları meydana gelmiştir ve gelmektedir. Maliyeti çok yüksek olan çevre kirlenmesinin ortadan kaldırılması, sadece devletin ve yerel yönetimlerin değil, tek tek hepimizin üzerinde düşünmesi ve mücadele vermesi gereken hayati bir sorun olduğu bilinmelidir.
Unutulmamalıdır ki çevremizin temiz olması, yaşam kalitesinin de yükselmesini beraberinde getirecektir. Bu dünyanın gelecek nesillere devredilecek bir emanet olduğunu unutmadan, daha temiz, daha yeşil bir dünyada yaşamak, gelecek nesillerin en doğal hakkı olduğunun bilinci ile onların haklarını korumak bizlerin görev ve sorumluluğudur. Bu görev ve sorumluluğu mutlaka yerine getirmeliyiz.
İbrahim ALKAN
Çevre Mühendisleri Odası Başkanı