Su ve Belediyeler

KTMMOB ÇEVRE MÜHENDİSLERİ ODASI
Su ve Belediyeler
Daha önceki bildirilerimizde ve son olarak 4 Mayıs 2016 tarihinde, odamızın yayınladığı su politikası belgesinde, Türkiye’den ithal edilecek suyun pahalı olacağını, projenin uygulanabilir (feasible) olmadığını belirtmiştik.
Yapılan son protokolde, Belediyeler tarafından DSİ’ye ödenecek birim fiyatının 2.30 TL/m3 olacağı belirtilmektedir. DSİ bu birim fiyatı belediyelere uygulayarak, elde edilen gelir ile Türkiye’ye ait tesislerin işletmesinden sorumlu olacak özel firmayı finanse edileceği anlaşılmaktadır. Ancak bu birim fiyatın içerisinde, Türkiye Cumhuriyeti tarafından yapılan yatırımlara karşılık gelen bir bileşen olup olmadığı bilinmemektedir. Yani, TC’den KKTC’ye ihraç edilen suyun birim fiyatı halen bilinmemektedir. Hükümetin bu konuda açıklama yapmasını talep ediyoruz.
Bugüne kadar belediyeler birim fiyatı 0.25 TL/m3 olan ve Su İşleri Dairesi tarafından kendilerine iletilen tuzlu suyu halka satarak diğer hizmetlerin de maliyetlerini karşılamaktaydı. TC–DSİ’nin yeni fiyatı ile beraber, belediyelerin su ile ilgili girdi maliyetlerinin her halükarda yükseleceği açıktır ve mevcut su ve diğer tüm vergi tarifelerini revize etmeleri kaçınılmaz hale gelmiştir. Bu nedenle, belediyeler arasında oluşturulacak söz ve fikir birlikteliği daha da önemli hale gelmektedir.
Belediyelerin kendi başlarına ayakta kalabilmeleri ve “özerk” karakterlerini koruyabilmeleri “maliyetlerin karşılanması” prensibinin benimsenmesi ve tüm hizmetler için bu prensibin şeffaf, halka açık bir şekilde uygulanmasıyla mümkün olur. Kanalizasyon, katı atık (çöp toplama) ve temizlik hizmetleri, işgücü ve işletme giderlerinin en yüksek olduğu belediye hizmetlerdir. Bu hizmetler, düşük vergiler nedeniyle çoğu belediyeleri finansal olarak zarar ettirmektedir.
TC-DSİ’nin yeni su fiyatı ile beraber belediyelerde alınması gereken tedbirler şunlardır; su fiyatlarına artış düşük seviyede tutulmalı, ama maliyetleri su tarifeleri üzerinden karşılanmakta olan diğer hizmetlere örneğin temizlik, sağlık, kanalizasyon vs. gibi hizmetlere yapılması gereken zamlar hemen yapılmalıdır. Lüks yaşama uyumlu olarak emlak vergileri artırılmalıdır. Böylece su bir diğer hizmetleri sübvanseye aracı olmaktan kurtarılmalıdır. KKTC’deki kentsel su ve kanalizasyon altyapı gereksinimiyle ilgili olarak bahsi geçen yatırımların yapılması ve suyun TC-KKTC arasında yapılan anlaşmaya göre özel-tekel halinde işletilmesi durumunda, su fiyatlarının kontrolsüz biçimde daha da yükseleceği halka anlatılmalıdır.
Belediyelerdeki mevcut su kayıpları ve kaçakları ile ilgili reform yapılması gerektiği ortadır. Belediye reformu kapsamında belediyelerin sayısının azaltılması, BESKİ modeli ve/veya büyük yatırım gerektiren bölgelerde özel sektör – belediye ortaklığı modelinin uygulanması gibi tedbirler desteklenmelidir.
Bu tedbirler alındığı takdirde, halkımızın malı olan su işletmelerinin özel-tekel olarak peşkeş çekilmesinin ve su fiyatlarının aşırı yükselmesinin önüne geçilebilecektir.
Son olarak belirtmek isteriz ki, Çevre Mühendisliği belediyelerin katı atık, su ve atık su hizmetlerinin yönetilmesi konusunda en eğitimli ve yetenekli mühendislik dalıdır ve her belediye bu meslekte dalında eğitim görmüş uzmanlardan faydalanmalıdır.

KTMMOB Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu